Şimdi , ille de diyalog .
Yıllarca diyalog adı altında statükodan yararlanıp , işlerin tıkırında gittiği dönemler . Kıbrıs Türkü toplum , kendileri de devlet olarak yarım asırdan fazla bir zaman dilimini ki bu bir ömür sayılır . Kıbrıs Türkünün hayatından çaldılar .
İzolasyonlar altında , insanlık onurundan uzak olarak yaşattılar ve bu yaşantımızın devam etmesi için uğraşlarını sürdürüyorlar .
İstedikleri diyalog ve sonuç . Devletini kuran Kıbrıs Türk Halkını 1974 ‘dün gerisine götürecek bir anlaşmanın hayali ve rüyası içinde yaşamaya devam etmektedirler .
Neymiş adayı birleştireceklermiş .
Bunu böldüğünüzde düşünecektiniz .
1974 Cenevre Konferansında , Türkiye’nin önerdiği 5 Kantonal Federasyonun reddedilmesi ile adanın bölünmesinin kapısını açarken , bunu düşünmeniz gerekirdi .
Şimdi adanın birleştirilmesini ve bir Helen adası olmasının senaryosunu , vizyona sokmanın , uğraşı içindesiniz .
Bunun da başlangıcı , diyalog ve GYÖ’ler .
Bunların son kullanma tarihleri 2017 Crans Montana’da bitmiş ve ekşimiştir .
Yemezler .
Geçti , Bor’un pazarı .
Yazının başlığı , en zor yıl .
Evet , Kıbrıs Türk Halkı , tarihinde çok zor yıllar yaşadı .
1964 yılı da bunlardan biri ve kötülerin kötüsü idi .
Ortaklık Cumhuriyetinden dışlanan ve soykırıma tabii tutulan Kıbrıs Türk Halkının . Tarihte yaşadığı en zor , sıkıntılı ve hayatının pamuk ipliğine bağlı olduğu başka hiçbir yıl gösterilemez , diye düşünüyorum .
Hayat hakkımızı ortadan kaldırmak ve sonlandırmak için 1964 yılı tarihe siyah harflerle yazılmıştır .
1964 , Kıbrıs Türkü için can pazarı yaşadığı bir yıldır .
Hala daha , kaçırılıp şehit edilenler , kuyularda , köşelerde , bucaklarda bulunmaktadır .
Bir çok yörede , insanlarımız beslenme sorunu yaşamış , geçimleri ciddi şekilde olumsuz etkilenmişti .
63 Aralık’ta başlayan soykırım hali , 64’de daha da şiddetlenerek devam etmiş ve hedefte hep Kıbrıs Türkü olmuştu .
Yunanistan’dan getirdikleri Yunan askerlerinin desteği ile ayni yıl içerisinde sıra ile tüm Türk yerleşim birimlerine saldırmaya ve yok etmeye çalışmışlardı .
Mukayese kaldırmayan güçlerle , zamanın en teknolojik silah ve gerekçelerini kullanarak saldırmışlardı .
Bir avuç yüksek öğrenim genci , o tarihte Türkiye’de tahsil görmekte idi .
Bağrından çıktıkları Kıbrıs Türk Halkının vermekte olduğu ölüm kalım mücadelesinde , rahat bir öğrenim sürdürmelerine imkan var mıydı ?
İlk hamle , Türkiye Hükümetini zorlamak ve adaya müdahale edilmesi için teşvik etmekti . Bu yol denendi . Hükümet beklenen cevabı veremedi .
İş başa düştü .
“Öyle ise biz gideriz” dendi .
Otobüslerle , Antalya’ya gidildi .
Kıbrıs’a gitmek için tekne arandı .
Bütün olup bitenlerden , Mit haberdardı .
Sonuçta . Hükümet bir program çerçevesinde , kafilelerle , tahsil gören öğrencileri , Erenköy’e çıkardı .
Rum , buna fena halde köpürdü .
Erenköy , Kıbrıs Türkü açısından tek ikmal yeri . Türk elinde olması büyük tehlike . Burası ele geçirilmeliydi .
Orantısız bir güç , Erenköy’e gönderildi .
Erenköy’deki Yüksek öğrenim gençliğini , imha edeceklerinden emin bir şekilde , otobüslerle , manzarayı göstermek için bir hayli de seyirci Erenköy’e götürülmüştü .
Başta da Makarios vardı .
Fakat umdukları olmadı , olamadı .
64 adet , F-104 savaş uçağı , hepsini hallaç pamuğu gibi dağıttı .
Erenköy direnişi ile Türkiye’nin ilk kez adada uluslararası anlaşmalardan doğan müdahale hakkını , tek yanlı fiilen kullanarak . Kıbrıs işinde ben de varım mesajını vermiş oldu .
58 yıl önce , bu tarihte , Erenköy ana baba gününü yaşıyordu . 455 öğrenci ile yörede bulunan TMT Mücahitleri , sayıca ve silahça üstün olan Milli Muhafız Ordusu ve Yunanlı karşısında , şanlı bir direniş sergileyerek . Erenköy’ün geçilmez olduğunu , kahramanca direnerek tüm dünyaya ispatlamıştır .
Erenköy Gazileri , her geçen gün azalmaktadır .
Hayatta olanların bir çoğu , sağlık problemleri ile mücadele ediyor .
Sağlıklarına kavuşmalarını , diliyorum .
Hepsine sevgi ve saygılarımı iletiyorum .
Şehitlere ve aramızdan göçenlere , rahmetler diliyorum .
Erenköy , Cumhuriyete giden yolda , en önemli kilometre taşlarından biri olarak , tarihe yazılmıştır .
Bu yazacaklarım , Devleti yönetenleredir .
Aradan 60 yıl geçti . Hala daha , bu direnişleri toparlayıp , belgesel hale getiremedik .
Yazıklar olsun .