Çocukluğumdan beri her zaman elinde magazinlerle yürüyen birisi olarak bilinirim. Evde, okulda, otobüste, arabada, denizde… her daim o renkli sayfaların muhteşemliğine kapılıp giden biriyim. Genç kızlık dönemlerimde olur da biter diye koşa koşa gidip aldığım ‘Heygirl’ dergisi, benim için hayatı yeni keşfetmeye başlamış bir genç kız olarak bana yaşamı sevdiren, beni her zaman pozitif tutan, gerçek sırdaşım olabilen bir dosttu. Üzerindeki incecik naylonu açar açmaz içerisinden ilk çıkardığım şey, ücretsiz olarak derginin verdiği posterler olurdu. Odamın her yeri gittikçe artan posterlerle, özel yazılarla dolup taşardı. Jason Donovan, Kylie Minogue’lar… sabah akşam benimleydiler. Sonraki yaşlarımda daha farklı magazinlerle buluştum. Hepsini de çok sevdim. Magazin dünyasını gerçekten çok seviyorum. Hatta, belki de yaşamım boyunca magazinlerin bu renkli dünyasında yoğrulan biri olarak ünlü bir magazinde iyi bir görevi hak eden insanlardanım. Tabii, bildiğiniz gibi yaşam, insanı çok farklı noktalara taşımakta.
Renkli Kıpır Kıpır Sunum
Gökkuşağından da renkli, kıpır kıpır sunumlarıyla magazinler, bizleri her anlamda bilgilendirir, eğlendirir. Moda, sağlık, kişisel bakım, form, spor, eğitim, aktüalite, psikoloji, felsefe, siyaset, aşk, resim, müzik, dekorasyon, kitap, gezi, yeme içme… gibi konuları kapsar. İçerik olarak bu kadar renkli olan magazinlere ilgi duymamak olanaksız gibi.
En Moda’da Yazar Olmak
Senelerdir gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yapıyorum. Her hafta okuyucularıma yakışır, onları canlı tutabilecek, onlara yol gösterebilecek, onları motive edebilecek yazılar yazmaya çalışıyorum. En Moda’dan yazarlık teklifi geldiğinde doğal olarak biraz düşünmek istedim. Ne yazacaktım? O güne kadar realite ve hayallerin karışımı birçok yazım çıkmıştı; ama hiçbiri de moda dergisinde değil. Moda ve modacı kalbiyle neler yazabilirdim? Çok sevdiğim bu dünya için bir şeyler yapabilirim, düşüncesiyle teklifi kabul ettim. İyi ki de etmişim ve halen de yazmaya devam ediyorum.
Özer Akkeleş
27 Şubat 1989 Girne doğumlu. Tabii ki En Moda dergisinin yayın yönetmeninden ve bu magazini bugüne getiren kişiden bahsediyorum. Girne Amerikan Üniversitesi’ne lise yıllarında başlayıp orada İngilizce Mimarlık bitirdi. Üniversite ikinci sınıfken ‘Bay Kuzey Kıbrıs’ seçildi. Sonrasında, modellik yapmaya başladı ve sadece kendi seçtiği işlerde çalıştı. Yine üniversite öğrencisiyken Ada TV’de aktüel ağırlıklı bir program yaptı. Akkeleş, popülerlik ve maddi doyum sağladığı için bu programa devam etti. Sonrasında, BRT’ye geçti. 2011’de ‘Best Model’ seçildi. Dünya temsiliyeti için İstanbul’a gitti. Yarışma sonucunda, Erkan Özerman’dan ‘Best Model’ markasını aldı. Böylece, Best Model Ailesi’ne girmiş oldu. Özer Akkeleş, kendisi için böyle bir başarının çok önemli olduğunu ve yaşanılabilecek en güzel tecrübeyi yaşadığını söylüyor.
‘En Moda’ Magazin
Özer Akkeleş’in sözleriyle: “ TV programındayken adı, ‘En Moda’ydı. Bunu TV programından çıkarıp Prodüksiyon şirketi haline getirdim. Böylece, bu şirketin yayın mercisi ‘En Moda’ Magazin 2012 senesinde kurulmuş oldu. Artık, ürettiğimiz bir dergimiz vardı. Çok sevdiğim bir iş olduğu için ve de Kıbrıs’ta eksikliğini hissettiğim bir sektör olduğu için yanımda beni destekleyebilecek kimse yokken bunu yapmam gerekiyordu.”
Dergimiz Akvaryumundan Çıktı
“ Adımız En Moda; fakat güncel ne varsa dergimizin içeriğini oluşturuyor. Aktüalite ve Life Stile içeriğimizdir. Moda tasarımlarına ait sayfalarımız var. Yaşamda ihtiyaç duyduğumuz birçok konunun uzmanından yazılar alıp para amacı gütmeden insanlarımıza yaşamlarında yol göstermek adına güncel olaylara ışık tutacak bir sistem kurmaya çalıştık. Dergimizin dijitalleşmesiyle son iki üç senedir akvaryumundan çıkması ve dijital mecmualar dolayısıyla daha hızlı yayın yapma şansı bulduk. Dijitalleşmeye geçtikten sonra yayınımızın ufkunun ne kadar geniş olduğunu da anlamış olduk.”
Not: En Moda dergisiyle ilgili yazımız, bir sonraki haftaya sizlerle.