Nasıl ki her ay başında maaşları aldığımızda kiraya şu kadar, yakıta şu kadar, gıdaya şu kadar diye ayırıyoruz. Devletler de bir yıl boyunca neye ne kadar harcayacağını bütçeyle karar verir.
Nasıl ki her ay başında maaşları aldığımızda kiraya şu kadar, yakıta şu kadar, gıdaya şu kadar diye ayırıyoruz. Devletler de bir yıl boyunca neye ne kadar harcayacağını bütçeyle karar verir.
O yüzden bütçe rakamları laf olsan torba dolsun diye edilen sözler değildi. Gideceğimiz yolun haritasını bize verir.
Bu yılın başında yapılan hesaplamalarda 2023 yılında toplam giderlerin 35 milyar 850 milyon TL olacağı belirtiliyordu. Hesaplan gelir ise 32 milyar 800 milyon TL idi.
Evdeki hesap çarşıya uysaydı bütçe açığımız daha ocak ayında en başta 3 milyar 50 milyon TL olarak zaten kabul etmiştik
Bir başka ifadeyle yüzde 9 oranında açık vardı.
Peki yaşanan enflasyon ve deprem felaketi başta olmak üzere ortaya çıkan tabloda bugün karşılaştığımız gerçek manzara ne?
Şu anda yüzde 9 açığı öpüp başımıza koyacak noktaya geldik.
Peki bu açık nasıl kapanacak?
Her zaman olduğu gibi Türkiye’den gelen yardımlar ve bankalardan borçlanarak kapanacak.
Peki gelirlerin artırılması için bir çare düşünülüyor mu?
Mesela kayıt dışı ekonominin üzerine gidilecek mi?
Ya da gümrük ve vergi dairesinin işleyişi daha verimli hale getirilerek, vergi gelirleri artırılacak mı?
Hakkını yemeyelim.
Maliye Bakanlığı kağıt üzerinde bunlarla ilgili önemli hedefler de ortaya koydu.
Ancak şunu artık itiraf edelim.
Gelirlerinin neredeyse yüzde 80’ini kamu maaşlarına ödeyen bir devlet öyle kolay kolay bir yaraya derman olamaz.
Çünkü tüm yoğunluğunu maaş ödemelerine verir.
Bizde hükümetler en çok neyle övünür.
Maaşları ödemek, hayat pahalılığını maaşlara yansıtmak.
Bunlar zaten olması gerekenler. Peki ya sonra…
Bundan 10 yıl sonra bizim çocuklarımız bu maaş düzeninde bu ülkede hayata tutunabilecek mi?
Yoksa artık kamu da artık ağzına kadar dolup taştığı için bu verimsiz ekonomide göç etmek zorunda mı kalacaklar?
Beklentiler büyük.
Umarız artık sadece maaşları ödemekle yükümlü bir bütçe mantığını terk ederek, bu ülkenin kanayan yaralarını tedavi etmeye çabalayan bir anlayış geliştiririz.
Aksi halde bu ülkenin kendi ayakları üzerinde durması zor. Bizden söylemesi…