Ülkede toprak satışları ile ilgili olarak halen belirsizlikler devam etmektedir .
Sn. Başbakan :
“Ülke sahipsiz değildir” diyor .
Gayri menkullerle ilgili yasa tasarısında da son şekline gelindiğini belirtiyor .
Yani , Hükümetin , konunun üzerinde ciddiyetle durduğunu ve konu ile ilgili yasa tasarısının , hazırlanmakta olduğunu , kamu oyuna açıklıyor .
Diğer yandan da sosyal medyada , çarşaf çarşaf , yabancılara , bilhassa Yahudilere satılan gayri menkullerin listeleri , kişilerin sitelerine düşmektedir .
Yapılan satışlar , karşılıklı sözleşmelere dayanarak yapılmakta .
Bu da özel hukuk ilişkisinden doğan haklara dayanmaktadır .
Özel hukuk , kişilere özel haklar tanımakta ve bunları istedikleri şekilde kullanabilmektedirler .
Bunlardan biri de mal varlıklarını elden çıkarma , satmak hakkı gibi .
Kişilerin özel hukuktan doğan haklarına müdahale edilmesi gibi bir fiilde bulunmak , pek mümkün değil .
Sadece bunun bir istisnası var .
O da , kamu yararını gözetmek açısından , devletin müdahalesi gündeme gelebilir .
Hazırlanan yasa tasarısı , devletin bu konuda kamu yararını gözetmek amacı ile gündeme gelmiştir .
Yapılan toprak satışlarının büyük bir kısmı , sözleşmelerle ve oluşturulan şirketler kanalı ile yapılmaktadır .
Sözleşmelerle yapılan satış muameleleri , tapuya kaydedilmemiştir .
Sadece sözleşme ile yapılan satış , tarafların isteği doğrultusunda , tapuya şerh olarak yazılmakta .
Yapılan bazı sözleşmeler ise , tapuya şerh verilmemektedir .
Hükümet , toprak satışları ile ilgili ciddi şekilde tedbir almak için yasal düzenlemeye gitmekle , konuya ne denli ciddi olarak eğildiğini de göstermektedir.
Tapudan malın başkasına dönmesi için mal sahibinin iradesi ile atacağı imza ile mümkün .
Mal sahibinin , ille de oluru gerekli .
Yeni tasarı ile yabancılara gayri menkul satışları , kamu yararı gözetilerek , uygulama ona göre yapılacaktır .
Yapılan satışların bir çoğu , hukuktaki boşluklardan yararlanılarak , yapılmış olabilir .
Yeni yasa ile buna da bir çözüm getirilecektir .
Konu , kamuyu ilgilendirdiğinden , tasarı ile görüş bildirilmesi de , diğer tasarılardaki görüş bildirimlerinden , daha fazla olsa gerek .
Yurttaşların konu ile ilgili göstermiş olduğu duyarlılık , o oranda ülkeye sahip çıktıklarının bir göstergesi olmaktadır .
Bu sevinilecek bir gelişme .
Yurttaş , devletine ve devletinin oluşturduğu coğrafyaya , sahip çıkarak , yurttaşlık görevini de yerine getirmektedir .
Yurttaş olmanın bir vasfı da , bu değil mi ?
Gelelim ara bölgedeki Rum kışkırtmacılığına .
Metehan sınır boyunda “ Neriman’ın evi” olarak da bilinen terk edilmiş ev . KKTC sınırları içerisinde sınırda bulunan bir evdir .
Karşısında ise , Rum binaları bulunmaktadır.
Bu Rum binalarına , Hristo’nun bilgisi veya talimatı ile , kamera ve ışıldak yerleştirilerek , Türk tarafı meteriz altına alınmıştır .
Bunun üzerine , Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı “ karşılıklılık “ ilkesine dayanarak “ Neriman’ın evine “ kamera yerleştirmiştir .
Vay sen misin yerleştiren .
Bunun için 2‘ci Niko , BM BG ve ilgili makam veya makamlara , eskiye geri dönüş için “ süre “ verdi .
Dün sabah da uygulamaya koyduğu tedbirleri duyurdu .
Amaç , Türk tarafını tahrik etmek ve hempalarına karşı suçlu duruma sokmak .
Bunda , Bulaşık milletlerin yanlı tutumundan yararlanmak .
Tarihin her sayfasında yaptıkları politikayı , yeniden sürdürmek .
Sen , statükoyu değiştireceksin .
Başkasına gelince “OHİ .”
Yemezler .
Şirketler kurularak muvazza yaratılmış yabancılar böylece . toprakların üzerine kondurulmuştur .
Getirilecek yasa tasarının muhteviyatonı bilmiyoruz .
Halın bilgisine sunulduğunda ayrıntılı bir şekilde halk tarafının büyük bir çoğunluğun okuma olanağı da doğmuş olacak .
Çünkü halkın büyük bir çoğunluğu yabanclara toprak satışlarından büyük bir rahatsızlık içindeler .