MANDARİN AĞACI

Kocaman, efsane bir kültürün yok oluşu…

Kocaman, efsane bir kültürün yok oluşu… Bu yok oluş, sinsi sinsi ilerleyen bir hastalık gibi devam etmekte. Ne kadar da içimizden umutlu günlere kavuşmayı dilesek de bizi çepeçevre saran farlılık, dış güçler, bizi bizlikten uzaklaştırmakta. Peki, ne yapımalı? Bu yanlış gidişten en kısa yoldan nasıl dönülür? Kısacası, eski, saf, medeniyetlerin birleşimi güzelim kültürümüze nasıl kavuşabiliriz?
Sabah Çöpü
Bu salı sabahı, on iki senedir yaşadığım sokakta yürüyüş yaparken ansızın çöpün yanında bir şeyle karşılaştım. O şey ki benim için çok değerli, anlam veremediğim yerde yatan, bir ölü endamında, parçalara bölünmüş, yemyeşil yaprakları olan; hatta yeşilli turunculu, çiçeği burnunda, yenmeye hazır, lezzetli meyveleri olan MANDARİN ağacı. Gördüğüme inanamadığım için yerde yarı ölü yatan, kültürümüzün son örneklerinden olan bu Kıbrıs’a özgü kokulu mandarin ağacına bir daha, bir daha baktım. Gözyaşlarımı zor tuttum. Tutmasam, yağmur yokken yerler ıslanacak.
Mis Kokulu Katliam
Belli ki bu mis kokulu Kıbrıs mandarininden habersiz bir kişi, öylesine bir ağaçmış gibi ya da hastalıklı bir gövdeymiş gibi o eşsiz ağacımızın canına kıymıştı. O anın etkisi, hala üzerimde. Gördüğüm katliamı unutamıyorum. Katliam, sadece insanlara yapılan kötü bir davranış değil; son zamanlarda hayvanlara, bitkilere de yapılmakta olan canilik göstergesi.
Kültürel Değerlerimizi Kaybediyoruz
Sosyolojik olarak, kültür, eski ve yeni çevremizdeki insanlardan öğrendiğimiz toplumsal mirastır. Bu kültürel mirasımızı, bazı etkenler yüzünden yavaş yavaş kaybediyoruz. Dünya tarihinde çeşitli şekillerde yozlaşan ve gün geçtikçe sonunda yok olan toplum örnekleri çok. Bunları düşünmek bile, beni üzüyor ve yıpratıyor. Kültürel değerlerin yozlaşmaya uğraması sahip olunan dilin, dinin, ahlaki değerlerin, örf ve adetlerin yozlaşmaya uğraması demektir. Kültür ve içinde barındırdığı unsurlar, bir toplumu ayakta tutan değerlerse; bu değerlerin yozlaşmaya uğraması ve giderek yok olması, toplumun yok olması anlamına gelmektedir. Gerek radyo ve televizyonlar, gerek yazılı basın, gerekse internet, insanlar arasındaki iletişim ve etkileşimin boyutunu farklı noktalara taşımakta. Bu iletişim ve etkileşim süreci, toplumların sahip oldukları kültürel yapılarını da etkilemekte. Toplumların kültürel değerlerini kaybetmesi demek, zamanı geldiğinde toplumun da kaybolması demektir. Kitle iletişim araçları, kültür değişimi açısından çok önemli. Bunun yanında, göç almak, topluma yeni giren insanlara kültürümüzden bir şeyler katarken onların kültürüyle de karışmak, dilimize farklı sözcüklerin girmesi, yaşayışımızı onlarla birlikteyken onlarla uyum sağlayabilme adına yaşantımızda önce küçük değişiklikler; sonrasında büyük değişiklikler yapmak durumunda kalmak, evimizi, bahçemizi, arazimizi, arsamızı kültürümüzün dışında birilerine kiralamak ya da satmak, marketlerde, dükkanlarda kültürümüzün dışında fazlaca farklı kültürlerin ürünlerinin satılması, yaşanılan kültür karmaşası…bizleri yok etmeye devam etmekte.
Kaynak:
https://tr.wikipedia.org


Bu haber 1003 defa okunmuştur

:

:

:

: