MEHMET GÜNDOĞAN

08.01.1983’te Lefkoşa’da Kumsal bölgesinde doğdu.

08.01.1983’te Lefkoşa’da Kumsal bölgesinde doğdu. İlkokul, ortaokul, lise eğitimini Lefkoşa’da tamamladı. Üniversiteyi Mağusa’da Doğu Akdeniz Üniversitesi, Siyaset Bilimi’nde okudu. Bu bölümü okuyarak kendini bu alanda bilgilendirdi.
4 Senede 14 Kitap
Gündoğan: “Yirmi senelik bir birikimim var. Yirmi yaşımdan beridir kitap okuyorum. Şiire on beş yaşımda başladım. Platonik aşklar, şiire başlamamda çok etkili oldu. İki üç ajanda dolusu şiir yazdığımı anımsıyorum. Şiirlerimi okuyanların beğenilerini de tabii ki. Bu yaşa kadar şiirlerimi Edebiyat öğretmenime götürüp okutuyordum. Bunu yaparak onay almak, bir çıkış yolu bulmak ve tavsiye almak niyetindeydim.”
Harid Fedai ile Tanışma
“Ve… sene 2003. Babamın benim için yaptığı en güzel şeylerden bir tanesi. Beni araştırmacı, yazar ve edebiyatçı Harid Fedai’yle tanıştırdı. Genç aklımla çok heyecanlandım. Tanıştığımızın ilk anlarında bile bana huzur vermişti. Kendisiyle buluşmalarımız iki, iki buçuk sene sürdü. Bana kitap verirdi. Toplamda bana otuz üç kitap verdi. O kitapları büyük bir hevesle okurdum. Aralarda bize gelirdi ve iki saatlik bir görüşmemiz olurdu. Dakikti, gönül adamıydı. Bana, ‘meslektaşım’ diye hitap ederdi. Yaşamından öyküler anlatırdı. Tanpınar’ın öğrencisiydi. Tanpınar: ‘Senin sesin güzel, sen oku Harid.’dermiş ona. Harid Hocam, bana da şiirler okurdu. Genellikle de bunlar, kendi şiirleri olurdu.”
Şiir Festivali
Makedonya’da yapılan dünyanın en büyük şiir festivalinde ( Struga Poetry Festival ), Avrupa’nın en derin ve en eski krater gölü olan Ohri Nehri’ne karşı oturup orada bulunan balkona çıkıp dünya çapında şair ve yazarlara şiir okurmuş, Harid Fedai.
Geldiğim Nokta
Gündoğan: “Harid Hocam, beni şu an geldiğim noktaya çok daha hızlı getirdi ve benim bilinçte olmamı sağladı. Bana verdiği kitaplar, beni hep iyiye yönlendirdi. O kitaplar, benim için doğru kaynaklardı.”
Kitapları
En sevdiği kitabı, bu aralar yazdığı kitabıymış. Kaygı üzerine yazıyor olduğu bir kitap. Bu kitap, şu ana kadar olan tecrübelerini, felsefesini anlatıyor. Varoluşsal olarak kaygı üzerine Martin Heidegger’in ( Varoluşçu felsefenin isimlerinden biri olarak bilinen Alman filozof. ) “Varlık ve Zaman” kitabından yola çıkarak Dasein kavramının ( Dünyada var olmaklığın ya da var olmanın ) çerçevesinde döndüğü varlığının neliğini arıyor. Gündoğan sözlerine devam ediyor: “Kendi dışından kendine bakmak; böylece kendini görmektir. Ve… Daima insan, kendini bilmek için kendine kaçmalıdır veya varmalıdır. Çünkü, dünyayı veya dünyanın içinde kendimizi görebilmek için opak bir enfüsi ( içsel, uhrevi ) bir kavrayışa sahip olmamız gerekir. Bunu yapabilmek için görünmez görünürü görmek, Ben’in içinden iç içe geçmiş Varoluşsal benliğimizi kendi Ben’imizden ayrı bir Ben’miş gibi tesis ederek o hal oluşta eğer sürdürürsek kendimize objektif bakışla mana tain edebiliriz.” Burada, hemen aklıma bir soru geliyor ve soruyorum. Daha basit düşünebilen biri olmak ister miydin? “Kesinlikle hayır.” diyor.
Kitapları
Roman: Kalbin Cennet ve Cehennemi, Aşk Tango Felsefe, Aşka Yolculuk, Ruh Çıkmazı, Kumdan Kale
Anlatı: Bir Metafizikçinin Günlüğü, Derviş, Metafizik Adam, Aşkın Metafiziği
Şiir: Yalınayak, Tavan Arası, Herhangi Bir Şimdi
Çocuk: Haşlanmış Düşünceler Gezegeni ve Bazı Tuhaf Mutluluklar, Nokta ve Başlık
Geleceğe Dair
Gündoğan: “Kaygıyla ilgili yazmakta olduğum kitabımın ilk etapta İngilizce’ye çevrilmesini istiyorum. Daha çok şiir kitapları yayımlamak ve festivallere katılmak niyetindeyim. ‘Yaratıcı Yazarlık’ konusunda meraklı olan genç ve yetişkinlerimize dersler vermeyi düşünüyorum. Bu derslerimde Edebiyat ve Felsefe olacaktır.” Çok keyifli bir sohbetti. İçerisinde Felsefe olan sohbetler, benim için çok değerli.

Bu haber 443 defa okunmuştur

:

:

:

: