Yaşadığınız yerde, girdiğiniz ortamlarda insanlar, sizi olduğunuz gibi kabul ediyorlar mı? Bu soruyu sormamdaki neden, insanların bizleri olduğumuz gibi kabul etmeyip kendilerine benzeştirmeye çalışmalarındandır. Ağaçkakan misali her gün başımızın içinde bizi gagalayıp dururlar. Yaşamında pek bunlara fırsat verecek biri olarak görünmesem de başkalarına yaptıkları muamelelerin bana da geçebileceğini, beni de kendilerine oldurabileceklerini zannedenler oluyor. Sonuç, hüsran. Bitmek tükenmek bilmeyen bu özgürlükçü düşünce tarzını kolay elde etmediğimi, senelerimi bunu öğrenebilmek için tükettiğimi hücrelerime kadar hissediyorum. Ağaçkakanı bu yazımda rahatsız edici rolde alırken ‘Ağaçkakan Woody’ aklıma geliyor. Çocukluğumuzun en sevilen, süslü, renkli çizgi filmlerinden.
‘Ağaçkakan Woody’
Hayli hareketli, mücadeleci, çılgın, akıllı ve zarif, epeyce deli, kahkahalarla dolu, eğlenceli bir kuş. Universal Studios’un resmi maskotu olan ve ilk olarak 1940 yılında “Knock Knock” çizgi filmiyle gösterime giren Woody, bir meşe palamudu ağaçkakan türüdür. Ortaya çıkış öyküsü hayli ilginç olan Woody, yapımcı Walter Lantz’in eşi Grace’le gittikleri tatilde evlerinin çatısına delik açan bir ağaçkakanı vurmak istemesi sonucu eşi tarafından engellenip bu ağaçkakanın çizgi filmini yapmasını söylemesiyle ortaya çıkmış bir karakterdir. Woody, ilk olarak çizer Alex Lovey tarafından tasarlanmış ve daha sonraları Emery Hawkings’le düzen sanatçısı, Art Heinemann tarafından modernize edilmiştir. Bu modernizasyonda daha yuvarlak hatlara sahip olan Woody, daha fazla sevimli ve daha az çılgın bir form kazandı. Yine de yönetmen James “Shamus” Culhane, Woody’yi diğer birçok Stüdyo’nun yaptığı gibi evcilleştirilmiş heteroseksüel bir karakter veya savunmacı bir ev sahibi olarak değil; saldırgan deli bir karakter görünümünde kullanmaya devam etti. Woody’nin halk tarafından tutulup sevilmesini sağlayan onun bu manik çılgınlığıydı. Ancak 1961 yılında bu durum, iyilik yapmaya çalışan heteroseksüel ve daha ciddi bir karaktere dönüşmesiyle değişti. Bunun nedeni, kısmen Woody’nin televizyonda daha çok görünmeye başlamasıyla az şiddet içererek çocukların da izleyebilmesiydi. Her çizgi karakter gibi Woody’nin de düşmanları vardı. Bu düşmanlarla gerek çılgınlar gibi gerek ciddi ve akılcı mücadelelere girişti ve onları alt etti. Düşmanları arasında en bilinenler, Wally Walrus ve Buzz Buzzard’tır. Eskisi gibi birdenbire çılgına dönmese de kahkaha atmaktan çekinmeyen Woody’nin bu kahkahalarının bolca yer aldığı “The Woody Woodpecker Song” şarkısı Oscar’a aday gösterilmiş ve ayrıca Imagine Games Network (ING) tarafında düzenlenen 88’inci animasyon ödüllerinde en iyi çizgi film serisi olarak seçilmiştir. Ağaçkakan Woody, Çizgi film serisinin başı ve sonunda melez (Hibrit) animasyon türü diyebileceğimiz bir teknik kullanılarak yapımcısıyla eşi, çizeri ve yönetmeni gibi yapım ekibinin yer aldığı sahnelerde onlarla sohbet edip birlikte birtakım işler yapmalarıyla izleyiciye keyifli bir başlangıç ve bitiş sunar. Bu özelliğiyle çizgi film serileri arasında farklı bir yer tutmaktadır. Hatta, bu sahnelerde Woody’nin ortaya çıkış öyküsünde yaşananlar gibi Walter Lantz, bazen Woody’ye kızar ve onu öldürmeye çalıştığını da görebilirsiniz. 2017 yılında ‘Hibrit Animasyon’ türü olarak sinema filmi yapılan Woody’nin 2018 yılında sadece internette yayınlanmaya başlanan yeni çizgi film serisi hala “Woody Woodpecker” Youtube kanalında yayınlanmaya devam etmekte.
Yemyeşil Bir Ormandasınız
Kendinizi yemyeşil bir ormanda hayal edin. Orman, rengarenk çiçeklerle, dansçı edasında uçuşan kelebekler, birbirini çok seven ve birlikte iyi vakit geçiren perilerle, kocaman ağaçlarla, şırıl şırıl akan sularla, farklı farklı ormanda yaşayan hayvanlarla ve birçok patikayla dolu. Şimdi güzel mi güzel, masal dünyasındaki gibi sevimli bir patikadan geçtiğinizi hayal edin. Çiçeklerden yayılan mis gibi kokuları içinize çekin. Gözlerinizi kapatın ve ormanda 1-2 dakikalığına da olsa sessizce durun. Hatta, kendinizi olduğunuz yere de bırakabilir, o anın tadını çıkarabilirsiniz.
Yargısız Orman
Orman, saflığın, yargısızlığın, kabul edilişin, güzelliğin dünyası. Orada yaptığınız ne olursa olsun; kimse sizi yargılamayacak inanın bana. Peki, olduğunuz ülkede, yaşadığınız şehirde herkes, orman gibi sizi bir anne kucağı kıvamında sarıp sarmalasa, sizi olduğunuz gibi kabul etse, nasıl hissederseniz?
Kaynaklar:
https://animasyongunlugu.com