UNUTMAK ‘MUTLULUK’ MU?

20 Mart ‘Dünya Mutluluk Günü’ çok yakın bir tarihte yaşamımızdan güzelliklerle, etkinliklerle, içimizi ısıtarak geçti.

20 Mart ‘Dünya Mutluluk Günü’ çok yakın bir tarihte yaşamımızdan güzelliklerle, etkinliklerle, içimizi ısıtarak geçti. Size göre, mutluluk nedir? Şöyle bir gözden geçirelim yaşamımızı. Mutluluk, bu yaşamın neresinde? Mutluluğumuz için ne kadar zaman harcıyoruz? Ne kadar mutluluk anısı biriktiriyoruz. Mutluluğumuz için bizi üzen, yaşamımızı sekteye uğratan realitemizi, bize ait geçmişimizi unutabilecek kadar cesur muyuz? Realitenin karşımıza bir deliksiz bir sütun gibi çıkabilirliği bizi korkutuyor mu? Diyelim ki ‘geçmiş’ karşınızda. O an, ne yaparsınız? Geçmişe takılıp onunla üzülmeye devam mı edersiniz; yoksa ne pahasına olursa olsun, bir zaman çevrenizde olup da sizi üzenleri ve/veya olayların kaldırılamaz acısını unutma büyüklüğünü gösterir misiniz? Neden büyüklük diyorum, biliyor musunuz? Çünkü, geçmişimizdeki insanları ve yaşananları unutmak, bize yeni bir yaşam getirecektir. Geçmişin depresyonundan bizi çekip çıkaracaktır. Kendimize değer verdiğimize şahit olduğumuzda bu yaşamda ne kadar da iyi birer öğrenci olduğumuzu bizzat kendimiz görüyor olacağız. Mutluluğun için gerekirse herkesi, her olayı unut gitsin!
Herkesin Aradığı ‘Mutluluk’
Geçtiğimiz hafta gittiğimiz oyunda inanılmaz güzel sözlere şahit olduk. Kıbrıs halkı, ünlü oyuncular ve mesajlarla dolu, harika bir oyunla buluştu. Nevra Serezli ve ekibinin performansı bizleri güzelce sarstı. Nevra Serezli, evlilik öncesi Nevra Şirvan, (Ağustos 1944, Ankara), Türk oyuncu ve seslendirme sanatçısı bizlerleydi. ‘Tiyatrokare’nin ödüllü oyunu “Ağaçlar Ayakta Ölür” 18 Mart’ta Gazimağusa Rauf Denktaş Kültür Merkezinde; 19 Mart’ta Girne Amerikan Üniversitesinde ve 20 Mart’ta Lefkoşa Yakın Doğu Üniversitesinde seyirciyle buluşmuş oldu. Oyunun içeriği şöyle: “Çocuklarını bir uçak kazasında kaybetmiş olan bir ailenin tek varlığı torunlarıdır. Ancak, geleneklerine bağlı olan dede, hırsızlık yaparken yakaladığı torunuyla bağlarını kopartır. Yıllar geçtikten sonra, büyükanne, sağlık sorunları nedeniyle yaşamdan ayrılmadan önce torununu son kez görmek isteğine kapılır. Ancak dede, torunun nerede olduğunu bilmediği için ‘Bir Dilek Tut Derneği’ne eşinin bu isteğinin yerine getirilmesi için torun rolü oynayacak birileri bulması için başvurur. Kendisine oynanan bu oyunu sorgulamadan kabul eden ve bir yalan içinde yaşamayı acı gerçeğe yeğleyen büyükannenin dünyası, gerçek torunun boy göstermesiyle yıkılacaktır.
Nevra Serezli ve “Ağaçlar Ayakta Ölür”
Alejandro Casona (Alejandro Rodríguez Álvarez) (Besullo - Cangas del Narcea, Asturias, (23 Mart 1903 - Madrid, 17 Eylül 1965) 1927 Nesli'ne bağlı İspanyol şair ve oyun yazarıdır. Casona, İspanya iç savaşının ardından yazdığı bu oyunda yalan dünyasının içinde bile iyiliğe sığınmanın bir gereksinim olduğunu vurgulamıştır. Zamanında iç savaş nedeniyle 1937'de Arjantin'e sürülmesinin ardından, Burada 'Los árboles mueren de pie' (Ağaçlar Ayakta Ölürler) (1949) gibi orada büyük yankı uyandıran eserlerini halkla buluşturdu.

Ülkemizde daha önce Devlet Tiyatrosu’nda ilk olarak Macide Tanır tarafından sahnelenen oyunun değişik bir versiyonu Yıldız Kenter’in başrolde oynadığı bir film olarak gösterilmiştir. Nevra Serezli, bu oyunla on bir yıl sonra sahneye dönmüş ve yedi farklı ödül kazanmıştır. İspanyol yazar ve şair Alejandro Casona’nın dünya klasikleri arasında yer alan “Ağaçlar Ayakta Ölür” ün çevirisini ve yönetmenliğini Nedim Saban üstlendi. Başrolü üstlenen Nevra Serezli oyunda yüreği torun özlemiyle dolu büyükanneyi canlandırıyor. Serezli’ye Aziz Sarvan eşlik ediyor. “Ağaçlar Ayakta Ölür”ün kadrosunda: Meral Asiltürk, Önder Atakanlı, Emre Ozan, Meltem Özlevent ve Beyza Vural yer alıyor.

Bu haber 567 defa okunmuştur

:

:

:

: