Western filmlerini sever misiniz bilmiyorum… Yüz yılı aşkın süredir sinema tarihinin en eski türüdür dersem herhalde yanlış olmaz… Bugüne kadar Türkiye'de yayımlanmış en kapsamlı sinema kitabı olan ‘Rekin Teksoy’un ‘Sinema Tarihi‘nde şöyle yazıyor; ‘Amerikan sineması, western türüne indirgenemez ama hiç kuşkusuz western, Amerikan sinemasına özgü bir türdür ve bu sinemanın en önemli simgesidir. Hollywood’un ilk yıllarından başlayarak, değişikliklerle de olsa günümüze dek varlığını sürdüren bir türdür‘
* * * *
Hollywood‘la özdeşleştiğini söylemek yanlış olamaz. Western ya da kovboy sineması Amerika ‘da İçsavaşın sona erdiği 1865 yılı ile 19. Yüzyıl‘ın sonları arasındaki dönemde, ülkenin kanunsuzluğun kol gezdiği sınırboylarındaki yerleşim bölgelerini ele alır ve yasadışı işlere karışanları adalete teslim eden bir kovboyun öyküsünü anlatır. Kovboy, Teksas‘ta ortaya çıkan bir destan kahramanıdır. Suçsuzların yanında yer alır, suçluları cezalandırır. Kovboyun sığır çobanı olması sürüyü ve western’in ana öğeleri arasına sokar.‘
* * * *
Kasabalar arasında posta arabaları ve kara dumanlar salarak geçen kömür lokomotifli trenler de western’in ana öğeleri arasında yer alır. Kasabanın düzenini sağlamakla yükümlü şerifle, yargıç, doktor, avcı, altın arayıcısı gibi kişiler filmin kahramanları arasındadır. Bunlara hemen her filmde yer alan ve mutlaka silahların çekildiği kasaba barının (saloon) sahibi, altın yürekli bir bar kadını ve zaman zaman bir haydut avcısı ve “kötü” adam ya da adamlar eklenir.
* * * *
Bunları yazmamın nedeni, bu sinema yılının devasa eseri olarak lanse edilen ‘Horizon: An American Saga‘ (Ufuk: Amerikan efsanesi) isimli film… İki Oscarlı 69 yaşındaki aktör Kevin Costner’in bir filmi… Filmde hem senarist, hem yapımcı, hem yönetmen hem de başrol oyuncusu… Üçer saatlik dört bölümlük bir destansı bir film… Bu destansı film fikri 1988'den beri Kevin Costner'ın kafasındaymış… Birinci bölümü Cannes Film Festivali’nde yarışma dışı gösterildi. İkinci bölüm Eylül ayında Venedik Film Festivali’nin bitiminde gösterilecek. Üçüncü ve dördüncü bölümler yapım aşamasında…
* * * *
Peki aktör hangi Amerika'dan bahsediyor… Senaryo, '1859'dan 1874'e, İçsavaş öncesinde, sırasında ve sonrasında' 15 yıllık Amerikan yerleşimci tarihini anlatıyor. Odak noktası, destana mecazi adını veren San Pedro Vadisi'ndeki Horizon kasabası. Amerikan İç Savaşı'nın çalkantılı döneminde başlayan birkaç on yıllık bir dönemde geçiyor. Filmde beyaz yerleşimciler batıya doğru ilerlerken, yeni gelenlerden acımasızca intikam alan Apaçilerin topraklarını işgal ediyorlar. Ama beyazlar arasında da kanlı bir kaos var…
* * * *
Kevin Costner, ilk yönetmenlik denemesi olan 1990’da ‘Kurtlarla Dans‘ filmiyle sinema tarihine geçti. Bu western filmi yalnızca kendi türünün en iyi temsilcilerinden biri olarak değil, aynı zamanda tüm zamanların en iyi filmlerinden biri olarak kabul ediliyor… ‘Kurtlarla Dans‘ ona ‘En İyi Yönetmen‘, ‘En İyi Film‘ olarak iki Oscar kazandırdı ve Kızılderili tarihine odaklandığı için övgüyle karşılanmıştı. Bu başarısından sonra, 2004’de ‚Open Range‘ (Uzak Ülke) ile başka bir western filminin yönetmenliğini, yapımcılığını ve başrolünü üstlenmişti.
* * * *
Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama Western film türünün sıklıkla öldüğü ilan ediliyor… Fütüristik süper kahramanlar çağında, hayali Amerikan tarihine ilişkin mitlerin artık geçerli olmadığı ileri sürülüyor… Ama yine de her birkaç yılda bir çevriliyor… Horizont da böyle bir film… Özellikle de ABD kritik seçim yılında… Filmin birinci bölümü ABD’de gişede beklentiyi karşılamamış nedense… 100 milyon dolarlık filmin ilk on günkü hasılatı 22 milyon dolar olmuş. Serinin ikinci filmi Ağustos'ta vizyona girecekti. Ertelenmiş.
* * * *
‘İzleyicilere önümüzdeki haftalarda Horizon'un ilk bölümünü keşfetme konusunda daha büyük bir fırsat vermek amacıyla ertelendi‘ açıklaması yapılmış… Kevin Costner de çiftliğini ipotek ettirerek kişisel servetinden 38 milyon dolar koyarak riske girdiği film için iki yatırımcı daha para koymuş, filmin ABD dışındaki hakları da şimdiden satılmış… Filmden çok tv dizisine benzemekle eleştirilen filmin akıbeti bakalım ne olacak…