Şantaj siyaseti devam ettirilemez

Rum İstinaf Mahkemesi daha önce eşi benzeri görülmemiş bir kararla, Kıbrıs Rum mahkemeleri aracılığıyla Türkiye aleyhine açılan davaları durdurdu.

Rum İstinaf Mahkemesi daha önce eşi benzeri görülmemiş bir kararla, Kıbrıs Rum mahkemeleri aracılığıyla Türkiye aleyhine açılan davaları durdurdu.
Girne'de mülk sahibi olan iki Rum’a 70 milyon Euro tazminat ödenmesine ilişkin ilk mahkeme kararı iptal edildi.
Avukat Ahilleas Dimitriadis, bu kararla birlikte yolun sonuna gelindiğini kaydederek, bu tür davaların Kıbrıs Rum mahkemeleri tarafından ele alınamayacağını söyledi.
Kararın bir başka önemli yanı daha var.
Bu kararla birlikte Simon Aykut başta olmak üzere bir Alman ve iki Macar emlakçı için özgürlük yolunun açılabileceği belirtildi.
Avukat Dimitriadis, eğer bu malları talep etmek isterlerse, Kıbrıs Rum mahkemeleri yolunun artık kapandığını, görülen tek yolun, kuzeydeki Taşınmaz Mal Komisyonu olduğunu, bunun da bir Türk komisyonu olduğunu vurguladı.
73 yaşındaki Simon Aykut, Alman emlakçı Ewa Isabella Künzel (49), Macar asıllı İlona Lesko ve Melinda Ladanyi yaklaşık 4 aydır Güney’de Rum Cezaevi’nde siyasi rehine olarak tutuluyor.
Kendisine yöneltilen 242 suçlama karşısında itirazda bulunan Simon Aykut’un savunması 8 Kasım’da Rum Ağır Ceza Mahkemesi’de yapılacak duruşmada değerlendirilecek.
Hakkında yapılan 44 suçlamayı reddeden Alman emlakçı Künzel de 18 Aralık’a kadar tutuklu olarak cezaevinde bekletiliyor.
Cezaevinde tutulan iki Macar kadının ağır cezadaki duruşması ise 12 Aralık’ta başlayacak.
Rum mahkemesinden çıkan karar Güney’de adeta siyasi rehine olarak tutulan dört tutuklu için özgürlük yolunu açacak.
Rumların KKTC’den mal alanlara uyguladığı şantaj da böylece ortadan kalkacak.
Peki Rumlar bunu niye yaptı?
74’te beri Rumlar, Kıbrıslı Türklere adaletsiz davranmasına rağmen ‘Akdeniz Şımarık Çocuğu’ olarak hep el üstünde tutuldu. Ancak şimdi geldiğimiz noktada durum farklıdır.
Avrupa Birliği ve AİHM de kendi hukukunun çiğnenmesinden rahatsız oldu.
Çünkü Taşınmaz Mal Komisyonu bizzat AİHM kararlarında bir iç hukuk yolu olarak gösterilmişti.
Avrupa kendi iç hukukunu bile tanımayan ‘Akdeniz’in Şımarık Çocuğu’nu daha fazla müsamaha gösteremez.
Rumların Güney’e geçen iş insanlarına başlattığı tutuklamalar son çırpınışlarıydı.
Görünen o ki Rum Mahkemesi o çırpınışa son noktayı koydu.
Rum liderin KKTC ekonomisin çökermek ve bizi köşeye sıkıştırmak için başlattığı tutuklamalar bir dönem tansiyonu yükselttiyse de artık takke düşmüş, kel görünmüştür.
Bu şantaj siyasetini daha fazla devam ettirtmezler. Bizden söylemesi…
Bu haber 72 defa okunmuştur

:

:

:

: