Rum lider Hristodulidis, uluslararası medyaya sürekli; Kıbrıs’ta ‘barış’ı sağlayacağını, ‘işgal ordularının ülkeden ayrılacağını’ ‘Ada’nın askersizleştirileceğini’ yalanını yayarak'' ‘inandırıcı’ olduğunu sanıyor.
Rum lider Hristodulidis, uluslararası medyaya sürekli; Kıbrıs’ta ‘barış’ı sağlayacağını, ‘işgal ordularının ülkeden ayrılacağını’ ‘Ada’nın askersizleştirileceğini’ yalanını yayarak'' ‘inandırıcı’ olduğunu sanıyor.
Oysa Hristodulidis’in göreve gelmesi ile Güney Kıbrıs, yabancı askerlerin, silahların, operasyonların merkezi haline geldi.
Zira Rum muhalefeti de ülkenin savaşa alanına çevrildiğini net şekilde ortaya koyuyor.
Güney Kıbrıs'ta İngiliz üslerinin yanında,
Bir Amerikan helikopter pisti kuruldu.
ABD askerleri, Güney Kıbrıs'a konuşlandırıldı.
Mari'de bir deniz üssü çalışması son hız devam ediyor.
Amerikan ve Fransız savaş gemilerinin üssü olması için Mari'nin yanına Larnaka limanını da iyileştiriliyor.
Andreas Papandreu hava üssü başta ABD'nin, Fransa'nın ve Yunanistan'ın hizmetinde.
Rum tarafı; İsrail ordusunun atış ve eğitim sahasına dönüş durumda.
Rum Ordusu, Amerikan silahları ile donatılıyor.
ABD savaş gemileri, Rum limanlarına demirlemiş durumda.
Rum liderliği; şunu anlamalıdır.
Ülkeyi barut fıçısına çevirmek, evdeki bulgurdan da olmak anlamına gelebilir.
Görünen o ki, olası bir anlaşmada Güney Kıbrıs, NATO’nun bir parçası olarak Türk askerinin adadaki varlığını kabul etmek zorunda kalacak.
Zira Beyaz Saray’daki görüşmeden edinilen izlenime göre, NATO üyeliği karşılığında 50 bin yakın Türk askerinin adadaki varlığı da Rum yönetimine kabul ettirilecek.
Rum yönetimi elbette bunu kabul etmek istemiyor. Ancak kimsenin artık Rumların şımarıklığına tahammülü kalmadı.
Asker sayısı dışında olası bir anlaşmada nüfus meselesi de ciddi bir handikap olarak öne çıkıyor.
Hristodulidis, Güney Kıbrıs’ta doğumlarda yaşanan ciddi sorun nedeniyle adeta “seferberlik” ilan etti.
Doğuma teşvik paketi açıklayan Rum lider, doğumlarda yaşanan azalma ile ilgili “devlet ve toplumun işbirliği ve seferberliğini gerektiren büyük bir ulusal sorun” dedi.
Açıklanan pakete göre; ilk çocuk için doğum yardımı bin avroya, ikinci çocuk için bin 500 avroya, üçüncü çocuk içinse 2 bin avroya çıkarıldı. 30 yaş altındaki annelere iki yıl boyunca 200 Euro destek ödenecek. Kreş ve çocuk bakımlarına destek verilecek. Doğum izinleri çocuk sayısına göre 2’şer ay uzatılacak.
Anlaşılan o ki Kıbrıs’ta olası bir uzlaşmada Türk nüfusuna karşı dengeyi tutmak için büyük çaba sarf ediyorlar.
Ancak ne olursa olsun tüm bunlar Rumların son çırpınışlarıdır. Zamanın ruhu, Rum yönetimine de artık daha gerçekçi politikalara zorluyor. Bizden söylemesi…