Kendisine yöneltilen 242 suçlama karşısında itirazda bulunan Simon Aykut’un savunması bugün Rum Ağır Ceza Mahkemesi’de yapılacak duruşmada değerlendirilecek.
Aykut’un avukatları Rum mahkemesinin söz konusu davaya ilişkin yetkisi olmadığı söylüyor.
Simon Aykut’un kişisel özgürlük hakkı, tutuklu bulunduğu koşullar ve haklarının kısıtlanması da bir başka itiraz noktası.
Simon Aykut’un avukatı Haralambidu, “Lahey kararlarına göre, adanın Kuzeyindeki yasadışı işgal gücü olarak, gündelik hayatın düzenlenmesinde yetkiye sahip olanın Türkiye olduğunu” da savundu.
Bu itiraz kabul edilirse Simon Aykut’a özgürlük yolu açılabilir.
Çünkü Rum İstinaf Mahkemesi geçen hafta daha önce eşi benzeri görülmemiş bir kararla, Kıbrıs Rum mahkemeleri aracılığıyla Türkiye aleyhine açılan davaları durdurmuştu. Emsal teşkil edecek bu karar Simon Aykut dışında bir Alman ve iki Macar emlakçıyı da cezaevinden kurtarabilir.
Peki tüm bu gelişmeler olurken devlet olarak biz ne yapıyoruz?
Ada TV’ye konuk olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, “Tutuklamalarla ilgili Cumhurbaşkanlığı çatısı altında ciddi platformlar var, bu konuda lobi çalışmaları başladı. Hükümet olarak süreci yakinen takip ediyoruz. Her gelen yabancı heyetlere de Rum tarafının tek taraflı, insan hakları gaspını iletiyoruz.” diyor.
Peki yeterli mi?
Bugün kadar yaşanan gelişmelere bakarsak bunun yeterli olmadığı ortada.
Ancak şurası da bir gerçek.
Rumlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını hiçe sayarak başlattıkları bu tutuklamaları daha fazla devam ettiremezler.
Avrupa’nın da bu konuda Rum yönetiminin şımarıklığına daha fazla tahammülü kalmadı.
Rum lider Nikos Hristodulidis’in Budapeşte'de düzenlenen Avrupa Politik Topluluğu Zirvesi'nde, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldiği o fotoğrafları gördük.
Erdoğan tarafından muhatap alınmanın heyecanını yaşadığı açıkça görülen Rum lider, bu siyasi davalar ile KKTC ekonomisine verebileceği zararı zaten verdi.
Ancak bu saatten sonra bu tutuklamaların devamı, kendisini de en başta Avrupa kamuoyu önünde haksız bir noktaya getirecektir.
Kısaca Anadolu’da çok söylenen atasözünde olduğu gibi dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olma ihtimali de vardır. O yüzden aklını başına toplamalıdır. Bizden söylemesi…