Ziya Öztürkler’in başkanlığında açılmaya çalışılan Genel Kurul’da iktidar ile muhalefet birbirine girdi.
CTP’li vekiller ile iktidar milletvekilleri arasında arbede yaşanırken, Doğuş Derya, Ziya Öztürkler’e su fırlattı.
Yaşananların ardından UBP Grubu, Meclis'in bir hafta ertelenmesini önerdi, CTP de kabul etti.
Yere göğe koyamadığımız Yüce Meclis’in görüntüsü herkesi büyük bir umutsuzluğa sevk etti.
Koltuk kavgası öylesi bir noktaya geldi ki, oldu olacak bari iki koltuk koyulsaydı da iktidar ile muhalefet meclisi kardeş kardeş yönetseydi.
İşin şakası bir yana bu ülkede siyasetin suyu çıkmış vaziyette.
Dün Meclis’te bir bardak suda koparılan fırtına, bu ülkenin hiçbir sorununa çare olamaz.
Oysa gittikçe yoksullaşan halkın Meclis’ten beklentisi 2025 bütçesini tartışmalarıydı.
Koltuk kavgası nedeniyle Meclis’te görüşülemeyen bütçe rakamları dün ADA TV’de tartışıldı.
Devlet Planlama Örgütü Eski Müsteşarı, Ekonomist Yazar Ödül Muhtaroğlu, “2025 yılının bütçesi iflas bütçesi olabilir” uyarısında bulundu.
Peki ne demek iflas bütçesi?
Devlet iflas etmeyeceğine göre, ya öngörülen yatırımlar tam olarak yapılamayacak, ya da kaynak yetersizliğinden dolayı halka yeterli hizmet verilemeyecek.
Bir başka ifadeyle gelecek yıl devlet hastanelerinde ilaç, doktor bulamayabiliriz.
Okullarımızda çocuklarımızın dersleri boş geçebilir.
Memur maaşlarının ödemesi bütçe açığı nedeniyle ancak borçlanarak yapılabilir.
Uzmanlar, yaklaşık 17.6 milyar liralık bütçe açığının 20 milyar lirayı da aşmasının işten bile olmadığını söylüyor.
Ne yazık ki Yüce Meclis dün bunları tartışmak yerine koltuk muharebesi yapıyordu.
Sadece kendi içimizde değil, Meclisi izleyen Rumlara, Türkiye’de bizi izleyen Anadolu insanına, dünyaya rezil olduk.
Biz bu ülkenin tanıtılması için seferberlik çağrısı yaparken bunu kast etmemiştik.
Bir uzlaşı formülü bulmayıp dünkü yaşananlardan utanmayan siyasetçinin bu topraklara bir hizmeti olamaz. Bizden söylemesi…