Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kıbrıs’ta adada şu andaki pratikteki gerçekliği yansıtacak bir çözüm istediklerini belirterek, federasyon meselesinde Rumların kaybının daha fazla olacağını söyledi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kıbrıs’ta adada şu andaki pratikteki gerçekliği yansıtacak bir çözüm istediklerini belirterek, federasyon meselesinde Rumların kaybının daha fazla olacağını söyledi.
Fidan, Avrupa Birliği'nin Kıbrıs meselesinde tarihi bir hata yaptığını ve bu nedenle bu konuda pozisyon almaya itildiğini belirterek, Türkiye'nin çözümü AB ile değil Birleşmiş Milletler ile götürmeyi tercih ettiğini dile getirdi.
Bakan Fidan, iyi niyetlere açık olduklarını ve adada şu andaki pratikteki gerçekliği yansıtacak bir çözüm istediklerini belirterek 'Yani biz oraya bir çözüm empoze etmiyoruz. Dolayısıyla Türkiye’nin önünü tıkadığımız yönündeki iddia tümüyle gerçek dışıdır. ' dedi.
Peki Rum tarafı ne düşünüyor?
Türkiye ile konuşmanın önemine dikkat çeken Rum yönetimi Lideri Hristodulidis, ''Türkiye, Kıbrıs çözümünün anahtarını elinde tutuyor ve bunu öğrenmek için Türkiye ile konuşmamız gerekiyor'' dedi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile konuşmaya gitmesini bir fırsat olarak değerlendiren Rum lider şöyle devam etti:
''Oraya bu fırsatı yakaladığımı düşündüğüm için gittim. Anlamlı bir görüş alışverişiydi. Kıbrıs meselesini çözmedik, Kıbrıs meselesinin bazı yönlerine girmedik ama bazı mesajları doğrudan aktarmamı ve aynı zamanda Türkiye'nin Kıbrıs meselesine nasıl yaklaştığını duymamı sağlayan önemli bir görüş alışverişi oldu. Özellikle konuyu Türk Dışişleri Bakanı'na açıklamak zorundayız çünkü çözüm çerçevesinden kaçamayız…”
Bu açıklamalara baktığımızda öyle görünüyor ki Kıbrıs meselesinde adım atılması için çare garantörlerin de katılacağı 5’li bir toplantı…
Star Kıbrıs olarak biz yaklaşık 8 ay önce Kıbrıs sorununda geleceğimiz noktanın bu olacağını yazmıştık.
Çözüm bu adanın gerçeklerine dayanmalıdır.
Nedir o gerçekler?
50 yıldır bu adada iki ayrı halk, iki ayrı yönetim mevcut.
BM’nin ortaya koyduğu Annan Planı’nda bu 20 yıl önce zaten kabul edilmişti.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin merkezi hükümetinde Kıbrıslı Türkler ve Rumlar gerçek nüfuslarına göre yönetimde yerini almalı. Merkezi hükümetin sorumluluk alanı dış işleri ve savunma olabilir.
Rumların ısrar ettiği “Türk askeri gidecek, garantörlükler kalkacak” ısrarı ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nin NATO üyeliği ile sonlandırılabilir.
Zira Türk askerinin de NATO askeri sıfatıyla adadaki varlığı ve 3’lü garantörlük yerine NATO garantörlüğü şimdilik tek çıkış yolu gibi gözüküyor.
Kıbrıs’ın tümü bu şekilde hem AB’ye hem de NATO’ya bağlı olacak.
Tek bir pasaport olacak o da Kıbrıs Cumhuriyeti…
Zaman içerisinde KKTC vatandaşı olan herkes Kıbrıs’ta doğmamış olsa bile Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığını alma hakkına sahip olacak. Yani AB vatandaşı olacak.
Bu şekilde tüm Kıbrıs’ta elbette TL yerine Euro kullanılacak.
Avrupa’da AB ülkesi arasında sınır geçişi nasıl serbeste tüm Kıbrıs’ta da aynı yöntem uygulanacak. Ama iki ayrı yönetim devam edecek.
Kıbrıs Türk Devleti gerektiği zaman Türk Devletleri Teşkilatı ve İslam İşbirliği Örgütü gibi uluslararası teşkilatlara üye olabilecek.
Tüm bu senaryo, Rumların da evet diyeceği tek çıkış yoludur. Bizden söylemesi…