“Aşk, insanların duygusal ve romantik bağlar kurdukları en güçlü hislerden biridir. Herkesin aşkı farklı şekillerde tanımlamasına rağmen; aşkın evrensel bir anlamı ve etkileyici bir gücü vardır.” Aşk için klasik tanımlamalardan sadece bir tanesi.
Aşk, kişilerarası ilişki veya bir başka varlığa duyulan derin sevgidir. Bunun daha derini ise TDK sözlüğüne göre 'güçlü sevgi, güçlü aşk' veya aşırı ve güçlü tutku, istek anlamına gelen hem ruhen hem de bedenen aşık olmayı kapsadığı düşünülen 'sevda'dır.
Aşk, sana göre nedir? Nasıl aşık olunur? Aşık olabilmek için nelerden geçmek gerekir? Aşkın gücünü hissedebilmek kolay mıdır? Gerçekten, aşk sözcüğünün içini doldurabilir misin? Bu sözcüğü canlandırabilir misin? Aşkına sahip çıkabilir misin?
Budur Sırrı Gökteki Milyonlarca Yıldızın
Osman Caner Taslaman, Türk akademisyen, Kur'an araştırmacısı ve yazardır. Büyük Patlama teorisi, televizyon ve radyo programlarında din ve bilim tartışmaları ile tanınır. Günümüzde Yıldız Teknik Üniversitesi'nde felsefe hocası olarak çalışmaktadır.
Müzisyen Alper Kömürcü’yle iş birliği yaparak “Yaratılış” adında, oratoryo türünde bir eser hazırladı. İpek Açar da çalışmaya sesiyle destek verdi. “Dünyada başka örneği yok.” dedikleri bu proje, çok konuşuldu. Prof. Dr. Caner Taslaman, bu projede metin yazarlığı yaptı ve nedenler, nasıllar üzerinde durarak aşka da değindi. Bu projede doğruları bizlere anlatan kişi oldu. Alper Kömürcü’nün piyanosu eşliğinde Taslaman’ın sözleri birebir şöyle: “Neden yokluk değil de varlık var? Neden kaos değil de doğa yasaları var? Neden karanlık değil de renkler var? Neden bu kadar büyük evren? Neden bu kadar çeşitli canlılar? Neden bu kadar güzel her şey? Allah, görünmez; fakat her şey, onunla görünür oldu. Onunla yokluk karanlığı, varlıkla şereflendi. Başlangıçta, zeytinden küçük bir nokta vardı. Trilyonlarca galaksi, trilyonlarca yıldızıyla bu küçücük noktadaydı. Bu noktada bitişikti tüm gökler ve yer. Ol emriyle dalgalandı nokta, harekete geçirildi güçler. Nasıl oldu da evrenin başlangıç patlaması, müzisyenlere notaları; ressamlara renkleri; fizikçilere matematiği hediye etti? Nasıl oldu da evrenin başlangıç patlaması, annelere şefkati; dostlara sevgiyi; sevgililere aşkı hediye etti? Allah, eserine muhteşemliği için yarattı da yarattı. Budur sırrı, gökteki milyonlarca yıldızın, parmak ucumuzdaki trilyonlarca atomun. Budur sırrı, işiten kulağımızın, gören gözümüzün, tutkuyla seven kalbimizin. Denizlerin, ağaçların, karıncaların seslerini işitemiyorsak; sağır değil miyiz? Göğün, vadilerin, bebeklerin güzelliğini göremiyorsak; kör değil miyiz? Var olmanın olağanüstülüğünü, kainatın ihtişamını, yaratılmışların harikalığını hissedemiyorsak; kalpsiz değil miyiz?”
Mutlu Aşk Yoktur
Üniversite yıllarımda ilk karşılaştığım aşk şiirlerinden bir tanesi; belki de en güzeli. ‘Mutlu aşk yoktur’ demek, aşk duygusunun iyisiyle kötüsüyle derin bir duygu olduğunu anlatıyor. Çoğu zaman da duyumsanan mutsuzluğun tam da aşkı anlattığı vurgulanıyor. Aşk varsa; mutsuzluk da vardır. Fakat bu mutsuzluk, mutluluğun oluşmasındaki tek yoldur.
Mutlu Aşk Yoktur
“Hiçbir şey elinde değildir insanın:
Ne gücü, ne güçsüzlüğü, ne de yüreği.
Açtığını sansa da kollarını, gölgesi bir haçtır onun.
Paramparça olur avucunda sımsıkı tuttuğu mutluluk.
Bir garip, bir acılı boşluktur günleri.
Mutlu aşk yoktur.
Bir başka kader için giydirilmiş
Silahsız askerlere benzer hayatı.
Çaresiz, kararsız kaldıktan sonra akşamları,
Neye yarar ki sabahları erkenden uyanmaları.
Söyle bunları bir tanem, tut gözyaşlarını.
Mutlu aşk yoktur.
Güzelim, sevgilim, kanayan yaram benim.
Yaralı bir kuş gibi taşırım yüreğimde seni.
Ve onlar bakarlar bilmeksizin, geçerken biz,
Tekrarlayıp ardımdan benim ördüğüm sözleri:
Ve apansız ölürler iri gözlerin için
Mutlu aşk yoktur.
Vakit yok artık öğrenmeye hayatı.
Ağlasın birlikte yüreklerimiz gün ışıyıncaya dek.
Küçümencik bir şarkı için bile nice mutsuzluk gerek.
Bir ürperişi bile nice pişmanlıkla ödemek.
Bir ezgi için bile nice gözyaşları dökmek
Mutlu aşk yoktur.
Hüsranla bitmeyen aşk yoktur.
Yara açmayan aşk yoktur kalpte.
İz bırakmayan aşk yoktur insanda.
Ve tıpkı senin gibidir vatan aşkı da.
Gözyaşlarına boğulmayan aşk yoktur.
Mutlu aşk yoktur.
İkimizin aşkıdır, bu gene de.
Louis ARAGON ( Türkçesi : Orhan SUDA )