Sıfır toplamlı düşünce

Şöyle başlayalım. Artık zamanlar normal değil.

Şöyle başlayalım. Artık zamanlar normal değil. ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy arasında Beyaz Saray'da yaşanan eşi benzeri görülmemiş tartışmayı nefesimizi tutarak izledik. Genellikle ince dengelerle söylenen sözlerin okunduğu, incelikle işlenmiş görüşlerin koordine edildiği diplomasi dünyasında, bütün bunlar düşünülemezdi bile. Görüşme, kameralar önünde gerginlikle sonuçlandı.
* * * *
Bu Zelenskiy'nin Beyaz Saray'a ilk gelişi değildi; 2021'den bu yana eski başkan Joe Biden'ı dört kez ziyaret etmişti. Trump'la birkaç kez başka yerlerde veya telefonda görüşmüştü. Zelenskiy İngilizce konuştu. Tercümana ihtiyaç duymuyor. İyi konuşuyor ama çok da parlak değil ve üstelik ana dili İngilizce olan iki kişiyle konuştu. Üst düzey diplomaside adet olduğu üzere, böylesine hassas bir karşılaşmada kapılar kapalı kalsaydı daha iyi olurdu herhalde. Üstelik herşey Oval Ofis'ten bir canlı yayın sırasında gerçekleşti.
* * * *
Duymamış veya izlememiş olamazsınız. Saat 11.00 sıralarında dostça başladığı söylenen toplantı Zelenskiy‘nin saat 13:40'ta Beyaz Saray’ın Batı Kanadı'ndan koyu renkli arabaya binip uzaklaşmasıyla sona erdi. Bu toplantının Ukrayna ve Avrupa'ya getireceği sonuçlar konusunda büyük endişe var. Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi ‘Tarihin bir gün sonra bir öncekinden farklı seyrettiği günler vardır. 28 Şubat 2025 de böyle bir gündü.‘diyor.
* * * *
Gazetedeki yorum şöyle devam ediyor. Ama tarih böylesi önemli günlerde durmuyor. O yoluna devam ediyor. Sonrasında ortaya çıkacak gerçeklik yeni, şok edici, korkutucu, kafa karıştırıcı olabilir. Ancak bu, hükümetlerin ve toplumların yüzleşmek zorunda olduğu bir gerçekliğin varlığını değiştirmiyor. Bu yeni gerçeklikte nasıl davranacaklarına yalnızca Avrupalılar karar verecek. Güçleri ve cesaretleri neye yetiyor?
* * * *
Selenskiy‘e güzel dayanışma mesajları tweetlemeye mi? Yoksa geriye tek bir mantıklı seçenek kalıyor: Avrupa güvenliğini garanti altına almak zorunda. Bu, ABD'nin yardımı olmadan Rusya'yı caydırabilecek ve gerektiğinde bir saldırıya başarıyla karşı koyabilecek ordular kurması gerektiği anlamına geliyor. Rusya nükleer bir güç olduğundan, Avrupa'nın savunması nükleer bileşen olmadan işe de yaramayacaktır.‘
* * * *
ABD Başkanı Trump ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy arasında yaşanan, Trump yönetiminin Avrupa'da 'kurallara dayalı dünya düzeni' olarak kabul edilen düzeni parçaladığını gözler önüne serdi. Asıl mesele de budur? Sonradan bir şeyin önceden bilindiğini söylemek her zaman kolaydır. Ama aslında bu da birdenbire oluşmadı. Trump bilinmeyen bir isim değildi. ‘Trump geri dönünce onunla birlikte birçok konuda belirsizlik ve ani değişiklikler de geri dönecek‘ diye konuşuluyordu uzunca süredir.
* * * *
New York Times gazetesi de Başkan Trump’un davranışına ‘sıfır toplamlı düşünce‘ diyor. ‘birinin kazancının diğerinin kaybı anlamına geldiği inancı. Ve bu günlerde, bu düşünce her yerde görünüyor. Ancak sıfır toplamlı düşüncenin yükselişi, Başkan Trump'ın işbirlikçi dış politikayı yerle bir ettiği dünya sahnesinde daha belirgin görünüyor. Biyografi yazarları bize, babasından hayatta ya kazanan ya da kaybeden olduğunuzu öğrendiğini söylüyor‘ diye devam ediyor.
* * * *
Özetle, Ukrayna ve Avrupa açısından bakıldığında olabilecek en kötü durum yaşandı. Bozulan transatlantik ilişkiler bir yana Elon Musk'ın Starlink'i kapatmasıyla Ukrayna'nın savaş alanında anında ve felaketle sonuçlanabilecek bir durumla karşılaşmasından da korkuluyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Zelenskiy'e ABD Başkanı Trump ile ilişkilerini düzeltmesi için 'bir yol bulması' gerektiğini söylemiş. Acaba bunu düşünerek mi söyledi? Bilinmiyor. Zamanı geri almak mümkün değil. Gelişmeleri yaşayarak göreceğiz.

Bu haber 1158 defa okunmuştur

:

:

:

: