Hava savunma sistemi ‘Demir Kubbe’ye güvenip İran’a saldıran İsrail, beklemediği bir karşılık aldı. İran füze yağmuru karşısında “Demir Kubbe” delindi, halk sığınaklara indi, Tel Aviv’de büyük yıkım var…
Hava savunma sistemi ‘Demir Kubbe’ye güvenip İran’a saldıran İsrail, beklemediği bir karşılık aldı. İran füze yağmuru karşısında “Demir Kubbe” delindi, halk sığınaklara indi, Tel Aviv’de büyük yıkım var…
İki gün önce savaşı destekleyen açıklamalar yapan ABD Başkanı Trump’ın dün “barış” için harekete geçtiğini duyurması boşuna değil.
Tam bir tüccar…
Önce İran’ın dize getirmek ve istediği şekilde anlaşma masasına oturtmak için İsrail’in saldırısı övdü, her türlü desteği verdi.
Sonra baktı işler istediği gibi gitmiyor, “Acele barış” için Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil, savaşın bir an önce durması için herkesi yardıma çağırdı.
Zira uzun soluklu bir İsrail-İran savaşının başta petrol fiyatları olmak üzere dünyanın ekonomik dengelerini de alt üst edeceği ortada. Trump bunu görüyor. Bu ekonomik kaostan en başta ABD’nin etkileneceği de bir gerçek.
Bu savaşın ilk kaybedeni hiç şüphesiz İsrail Başbakanı Netanyahu’dur.
Zira savunmasız Filistin halkını bombalarken dünyayı umursamayan Netanyahu, İran’da sert kayaya çarptı.
Her ne kadar İsrail uçakları ABD ikmal desteğiyle Tahran’a kadar gidebilmişse de, İran’dan durmaksızın atılan balistik füzeler Tel Aviv’de hayatı felç etti.
İsrail halkının çok güvendiği “Demir Kubbe” nin delinmesi, halkın moralini de bozdu.
Bu savaşın ikinci kaybedeni de elbette bölgede çok geniş bir coğrafyayı kapsayan İslam dünyasıdır. Küçücük bir ülke nasıl olur da bu kadar geniş bir coğrafyadaki İslam dünyasını tehdit edebilir?
Yanıt, ne yazık ki İslam dünyasının ABD ile işbirliği yapan yönetimlerinde gizlidir. Halkına ihanet içindeki bu yönetimlerin tutumu, bugün bölgede yaşanan trajik durumun ilk nedenidir.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın defalarca yaptığı uyarılara rağmen kendi içinde bir türlü birliği kuramayan İslam dünyası, ABD tarafından İsrail’in önüne adeta yem olarak atılmak isteniyor.
Türkiye İslam dünyasındaki birlikten ümidini kesince Türk devletleriyle bu gücü oluşturdu.
Türkiye-Azerbaycan ilişkisiyle doruğa çıkan bu birlik, Müslüman Pakistan tarafından da destek görüyor.
Hindistan ile yakın zamanda bir kriz yaşayan Pakistan’ın nükleer güce sahip sayılı ülkelerden olduğunu da unutmamak gerek.
Sözün özü İslam dünyasının önünde iki yol var.
Ya ABD ve İsrail’in kuklası olarak onların istediği ölçüde bu coğrafyada var olacak.
Ya da birlik olup kendi kaderlerini tayin etme iradesini ellerine alacaklar.
Orta Doğu ve İslam coğrafyasının önümüzdeki 30 yılda nasıl bir şekil alacağı, İslam dünyasının yapacağı bu tercih belirleyecek. Bizden söylemesi…