Altı başlık altında müzakere edilen Kıbrıs sorununun unsurlarından birinin de mülkiyet olduğunu hatırlatan Toros, “Toprak, siyasi eşitlik, ekonomi, güvenlik gibi temel başlıklar müzakere edilirken, mülkiyet konusunda da büyük oranda uzlaşı sağlanmıştı. Ancak, çözüm müzakereleri Rum tarafının ve ardından Türk tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle tıkanmıştır” ifadelerini kullandı.

Toros, Rum liderliğinin siyasi gerçekleri göz ardı ederek bireysel hukuki araçlarla, örneğin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) nezdinde tek taraflı girişimlerde bulunmasını “gayri insani” olarak nitelendirdi.

“Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK), mevcut koşullarda uluslararası hukuk tarafından tanınan tek geçerli hukuki mekanizmadır. Buna rağmen, bireysel yargılamalarla, Interpol bültenleriyle ya da mahkeme kararlarıyla bu sorunu bireylerin omuzlarına yüklemek, çözüm çabalarına ciddi zarar veriyor,” diyen Toros, bu yaklaşımın kabul edilemez olduğunu belirtti.

Toros, uluslararası topluma ve özellikle Avrupa kurumlarına çağrıda bulunarak, “Kıbrıs'ta çözüm sürecine zarar verecek yaklaşımlardan kaçınılmalı, siyasi boyut göz ardı edilmemelidir” dedi.