MEVSİMLERİN RİTMİ

‘Mevsimler’ Şarkısı

‘Mevsimler’ Şarkısı
‘Mevsimler’ şarkısının sözleri şu şekildedir: 'Bir yılda tam dört mevsim. Hepsi de ayrı resim. Gel birlikte sayalım, takalım birer isim. İlkbahar, yaz, sonbahar, kış gelince kar yağar. Haydi haydi evine, her tarafta soğuk var.' Bu sözler, şarkının ana temasını oluşturur ve dört mevsimin özelliklerini sıralar.
Bu Sözler Artık Şarkılarda Kaldı
Bu sözler artık, şarkılarda kaldı. Özellikle, son birkaç sene mevsim değişikliklerini iliklerimizde duyumsuyoruz. Demek ki kalbimizin ritminin bozulduğu gibi mevsimlerimizin de ritmi bozulabiliyor. Uzmanlara göre artık; yalnızca ilkbahar, yaz, sonbahar ve kıştan söz etmek yetersiz. Çünkü, dünyanın iklim döngüsünde iki yeni mevsim daha var. Çocukluğumuzda ilkbaharda etraf yeşillenir, çiçekler açar. Özellikle de evimizin bahçesindeki çiçeklerin sultanı güller kendini tüm ihtişamıyla gösterirdi. Yaz geldiği zaman, sıcağı, nemi sararan otları; hatta susuz kalmışsa yaşamını yitiren ağaçlara şahit olur, onlar için üzülürdük. Sonbaharda, okullarımız açılır, kendimizi yalnız hissetmezdik. Arkadaşlarımızla vakit geçirmek için dersleri bile gözümüzde büyütmezdik. Varsın okul olsun, dersler ve ödevler peşinde koşalım ama; arkadaşlarımızla olalım, derdik. Kış gelince hepimize bir ağırlık çökerdi. En azından benim gözlemlediğim yakın çevrem böyleydi. Evlerimiz, soğuktu. Ara ara sağanak yağmurlar gelirdi. Sürekli elektrik kesilirdi. Tekrar tekrar mevsim değişimleri yaşayarak bu yaşımıza geldik. Şimdi, mevsimler çok değişti. Birbirinin içine karışmış gibi. Yazda bir yerde sel baskını olabiliyor. Başka bir yerdeyse, sıcaktan ormanlarımız yanabiliyor. Sıcak, tam sıcak; soğuk, tam soğuk olmuş. Dünyamıza neler oluyor? Kalbimizin ritminin bozulduğu gibi dünyanın da mı ritmi bozuluyor? Buna bağlı olarak da mevsimlerin ritminde değişiklikler mi var? Tüm bu yaşananlara sebep, yoksa insanoğlu mu? İnsanoğlunun dünyamıza karşı yaptığı yanlışlar mı? Bir sonraki günü düşünmeden bugün yakıp yıkmanın faturasını kim/kimler ödeyecek? İnsanoğlunun var ettiği iki yeni mevsimle karşı karşıyayız.
2025’te İki Yeni Mevsim
“2025 yılında insan kaynaklı iki yeni mevsim ortaya çıktı: Bilim insanları, mevsimlerin artık doğanın döngüsünden çok insan faaliyetlerine göre şekillendiğini söylüyor. araştırma, insan eliyle ortaya çıkan yepyeni mevsim türlerini tanıttı. ‘Sis Mevsimi’ ve ‘Çöp Mevsimi’. Bu mevsimler, insan faaliyetlerinin doğal döngüyü bozmasıyla ortaya çıkmış ve mevsimsel değişikliklere neden olmuştur. Her yıl düzenli şekilde tekrarlanan bu mevsimler, ekosistem dengelerini bozuyor, canlı yaşamını tehdit ediyor ve mevsim anlayışını kökten değiştiriyor.
Sis Mevsimi: Güneydoğu Asya'da, özellikle Endonezya ve Malezya'da, ormanların yakılarak tarım alanlarına dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ve haftalarca süren yoğun sis tabakasıdır. Bu durum, bölgedeki havayı zehirli dumanla doldurarak insan sağlığını olumsuz etkilemektedir.
Çöp Mevsimi: Özellikle Bali'de, kasım-mart ayları arasında deniz akıntılarıyla adaya taşınan büyük miktardaki plastik atıkların birikmesiyle oluşan ve artık her yıl tekrarlanan bir durumdur. Güneydoğu Asya’da, özellikle de Endonezya ve Malezya gibi ülkelerde, tarım alanlarını temizlemek amacıyla kasıtlı olarak çıkarılan yangınlar ciddi bir sis sezonuna neden oluyor. Yaz aylarında başlayan bu dönem, Singapur ve Tayland gibi komşu ülkeleri haftalarca zehirli duman altında bırakıyor. Araştırmacılar, bunun artık bölgenin yıllık ritmik bir parçası haline geldiğini ve milyonlarca insanın sağlığını etkilediğini belirtiyor. Mevsimler, tarih boyunca çiftçiliği, kültürel gelenekleri ve gündelik yaşamı doğayla uyumlu hale getiren, öngörülebilir zaman dilimleri olarak bilindi. Ancak, günümüzde bu düzen sarsılıyor. Küresel ısınma, kirlilik ve çevresel tahribat, doğanın ritmini bozarken, tamamen insan eliyle oluşmuş 'yeni mevsimler' ortaya çıkıyor.
Yeni yayımlanan bir çalışmada, bilim insanları, bu yeni mevsim türlerini 'antropojenik mevsimler' olarak tanımladı. Bunlar doğanın değil; doğaya müdahale eden insanların eseri olan mevsimler. Çalışmada ayrıca bazı mevsimlerin yok olduğu da gözlemlendi. Örneğin İngiltere'nin kuzeyinde deniz kuşlarının üreme dönemleri ciddi biçimde kısalması ya da Alp dağlarında kar mevsiminin artık spor turizmi için yeterli uzunlukta olmaması gibi.
Doğanın Ritmi Bozuluyor
Araştırma, 'senkoplu mevsimler' tanımını getiriyor. Bu terimle, doğadaki alışılmış mevsimsel vurguların yer değiştirerek düzensizleştiğine dikkat çekiliyor. Bu duruma örnek olarak saha sıcak yazlar, yumuşak geçen kışlar, daha sık ve yoğun hava olayları gösterilebilir. Havaların öngörülemez olmasıyla 'yaprak dökümü', 'kuş göçü' gibi doğaya özgü olayların zamanlamaları da artık öngörülemez hale geliyor bu da 'aritmik mevsimler' olarak nitelendiriliyor.”
Doğamız, çok önemli, çok değerli. Bunun için onu koruyalım ve dengede tutalım!

Kaynaklar:
https://haberkibris.com
https://www.sozcu.com.tr
https://www.kibrisnethaber.com
Bu haber 9 defa okunmuştur

:

:

:

: