Simon Aykut’un avukatları AİHM’e yaptığı başvuruda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin nasıl ihlal edildiğini gözler önüne serdi.

Kıbrıs Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs’ta tutuklanan beş Rum’un gözaltını “yasadışı, kışkırtıcı ve insanlık dışı” olarak kamuoyuna duyurmuş ve davalarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) götürmeye hazırlanıyor.

Oysa aynı hükümet, Kuzey Kıbrıs’ta yürürlükteki yerel hukuka uygun şekilde emlak sektöründe faaliyet gösteren 74 yaşındaki kanser hastası Simon Aykut’u Türkiye ve Kuzey Kıbrıs vatandaşı olmasına rağmen Kuzey Kıbrıs’taki taşınmazlarla ilgili olduğu iddia edilen işlemler nedeniyle bir yıldan fazla süredir hüküm vermeksizin tutuklu tutuyor.

AİHM’e başvuran Simon Aykut’un başvurusu şu iddialara dayanıyor:

• Kıbrıs mahkemeleri, uluslararası insancıl hukuk uyarınca kuzeydeki taşınmazlarla ilgili fiilleri yargılama yetkisine sahip değildir; bu nedenle “kanunla kurulmuş mahkeme” değildir.

• Tutuklama, hukuken yetkili olmayan bir makam tarafından yapılmıştır; bu durum Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlalidir.

• Kovuşturma, Kuzey’deki taşınmaz işlemlerini caydırma amacı taşıyan siyasi bir niyete hizmet etmektedir.

Eğer Kıbrıs Cumhuriyeti, yetkisiz yargılamanın kuzeyde yapıldığında bir insan hakları ihlali olduğunu savunuyorsa, güneyde aynı uygulamayı hukuken savunamaz.
Adalet seçici olamaz. Yeşil Hat’ın hangi tarafında olursa olsun tüm tutuklulara aynı standart uygulanmalıdır.