Erhürman, Cumhurbaşkanı’nın görevlerinin başında Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüyle ilgili müzakereleri yürütmek olduğunu hatırlatarak, dört buçuk yıldır böyle bir müzakere yürütülmediğini söyledi. “Geride bıraktığımız dönemde Kıbrıs Rum Liderliği, bu adanın tamamı ve Kıbrıs’ta yaşayan herkes adına egemenlik kullandı. Kıbrıslı Türkler bu adadaki iki eşit kurucu ortaktan biridir ve Kıbrıs Rum Liderliği tek başına böyle bir hakka sahip değildir” diyen Erhürman, güvenlik, deniz yetki alanları, enerji, hidrokarbon ve ticaret yolları gibi kritik konularda Rum tarafının Kıbrıslı Türkleri yok sayarak tek taraflı hareket etmesine izin vermeyeceklerini vurguladı.
“VETO HAKKI İHLAL EDİLİYOR”
Erhürman, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis'in Baf Hava Üssü’nü İsrail’e kullandırmasına sert tepki göstererek, bunun Kıbrıslı Türkleri ve çocukları riske attığını vurguladı. Erhürman, bunun Kıbrıslı Türklerin ve garantör ülke Türkiye Cumhuriyeti’nin iradesi olmadan yapıldığını belirtti. 1960 Anayasası’nın bile bugünkü pozisyondan daha ileri olduğunu hatırlatarak: 'O dönemde bile rahmetli Dr. Küçük’ün, Cumhurbaşkanı Muavini olarak güvenlik konularında veto hakkı vardı. Bugün ise bu hak fiilen yok sayılıyor' dedi. Erhürman, 'Hristodoulidis, Baf Üssü’nü İsrail’e kullandırarak hem beni hem de çocuklarımızı riske atıyor' ifadelerini kullandı.,
“MÜZAKERE MASASI BOŞ KALDI, KAPI AÇMADA SIFIR ÇEKİLDİ”
Mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın dönemindeki Kıbrıs sorununa dair yaklaşımları sorgulayan Erhürman, eleştirilerini masaya yatırdı. Önceki dört Cumhurbaşkanı döneminde kapsamlı çözüm müzakereleri yürütüldüğünü hatırlatan Erhürman, Tatar döneminde beş yıl içinde tek bir müzakere masasının dahi kurulamadığını vurguladı. Erhürman, eğer iki devletli çözüm isteniyorsa bile, bunun Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında masada yürütülmesi gerektiğini belirterek, 'Beş yıl geçti, neden sizin görüşleriniz doğrultusunda bir müzakere masası kurulamadı?' diye sordu. Kapılar sorununa da değinen Erhürman, her cumhurbaşkanının en az bir yeni kapı açtığını ancak bu dönemde beş yıl boyunca tek bir kapı bile açılmadığını kaydetti. Metehan Kapısı'nın bile 'çan eğrisine' dönüştüğünü ifade eden Erhürman, karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık hakları gibi büyük sorunların bile görüşülmediğini aktararak bu alanın tamamen boş kaldığını dile getirdi.
“GERGİNLİKTEN UZAĞIZ, SANDIK GÜVENLİĞİ KONTROLÜMÜZDE”
Seçimlere on gün kala toplumda yaratılmaya çalışılan gerginlik çabalarına da değinen cumhurbaşkanı adayı Erhürman, 'Benim onların sandığından çok daha geniş bir yüreğim var. Kimse benden bir gerginlik ya da kavga beklemesin' diyerek mesaj verdi. Ancak rehavete kapılınmaması uyarısında bulunan Erhürman, özellikle sandık güvenliğine dair endişeler oluştuğunu belirtti. Bu endişelere net bir yanıt veren Erhürman, 'Benim Yüksek Mahkememize güvenim sonsuzdur. Sandıkların güvenliğini sağlamak için çok geniş bir kadro oluşturduk. Sandık güvenliği tamamen bizim kontrolümüzde; hiç kimsenin endişelenmesine gerek yok' açıklamasını yaptı. Kendisinin ve arkadaşlarının günlük 14-16 saati bulan yoğun bir tempoyla çalıştığını belirten Erhürman, ne bir rehavet ne de bir gerginlik içinde olduklarını sözlerine ekledi.