AKILLI VE BENMERKEZCİ

Bu yazıyı yazarken bile çekinmiyorum dersem, kendimi kandırmış olurum. Değişen, gelişen ve dönüşüm yaşayan içinde bulunduğumuz bu dönemden çekiniyorum.

Bu yazıyı yazarken bile çekinmiyorum dersem, kendimi kandırmış olurum. Değişen, gelişen ve dönüşüm yaşayan içinde bulunduğumuz bu dönemden çekiniyorum. Sanki, her adımımı gözetleyen birileri varmış gibi geliyor bana. Ne yapmaya kalksak, mutlaka yapay zekadan yardım alıyoruz. Sohbet sırasında, bir konu merak edilse, konuşma orada olduğu gibi kalıyor ve anında sözlü ya da yazılı olarak yapay zekaya başvuruluyor. Telefonlarımızdan ChatGPT programının üstüne tıklayıp da sesin üzerine parmağımızı götürdüğümüz zaman, karşımızda bize merhaba diyen biri çıkıyor. Biz de onu selamlıyoruz. Böylece, sohbet başlamış oluyor. Biz, tanımadığımız, bilmediğimiz, sürekli hareket eden bulutların arkasından bize seslenen erkek ya da kadın sesini o an olduğu gibi kabullenmiş oluyoruz. Sorumuzu soruyoruz, ricamızı dile getiriyoruz ve karşımızdaki x ses de istediklerimizi, ricalarımızı yerine getiriyor. Başka bir ricamız olup olmadığını da soruyor tabii ki. Biz, ona kaba davransak bile; o, bize her zaman nazik davranıyor. Sohbetin sonunda, yine tüm nezaketiyle, iyi iki arkadaşmışız gibi, davranıyor. Bazen, ben de ödevlerimi yapmak için ya da merak ettiklerimle ilgili bilgi alabilmek için yapay zekaya sorular soruyorum. Zaten artık, Google’dan bir şey araştırmaya kalksak, öncelikli olarak karşımıza yapay zeka bilgisi çıkıyor. Peki, içinde olduğumuz değişimden tedirgin olmuyor muyuz? Kimler, tedirgin; kimler, değil?
Geleceğe Taşınan İnsanoğlu
2020 senesinde izlediğim bir belgeselde; adam, hasta ve yakın bir zamanda ölecek olan karısının yapay zekayla, o zaman yapay zekayı bilmediğim için adlandıramamıştım, sadece kafa şeklinde olan ve konuşabilen, kendisiyle sohbet edebilen, ona karısını hatırlatabilen bir mekanizma yaptırmıştı. Bunu gördüğüm zaman, bundan çok etkilenmiştim. Ortaya konan mekanizma, her ne kadar fiziksellik olarak karşımızda dursa da adamın karısına bağlılığını, adamın karısından bu şekilde de olsa; ölene kadar ayrılmak istememesi ve bu soruna çözüm üretmek istemesi, bana güzel gelmişti. Ölene kadar karısının ona her gün günaydın demesi, gün içinde neler yaptığını söylemesi, ona hatırını sorması, fiziksel bir kafadan fazlasını anlatmaktaydı. Adam, teknolojiyi kullanarak karısının varlığını geleceğe taşımayı kendince de olsa başarmıştı.
Netflix-Cassandra Dizisi
Cassandra 6 Şubat 2025'te yayınlanan bir Alman bilim kurgu gerilim dizisidir. Netflix platformunda izleyiciyle buluşmuştur. Bu dizi, gelecekteki aile yapısına, robotlar karşısında kadının düştüğü duruma, teknolojinin bizi içine çakabileceği tehlikeli ortama dikkat çekiyor. Dizi, bana göre biraz korkutucu. Bu yüzdendir ki dizinin tümünü izleyemedim. Belki de gelecek korkum vardır. Bizleri bekleyen böyle bir gelecekse; korkmak çok da abartılı bir davranış olmaz diye düşünüyorum.
'Cassandra' dizisi, Almanya'nın ilk akıllı evlerinden birine taşınan bir ailenin hikayesini anlatır. Aile, evin içinde dolaşan ve onlara yardım etmeye başlayan yapay zeka asistanı Cassandra ile tanışır. Ancak, bu zararsız gibi görünen asistan, evdeki eski sahibinin karısının bilincini almıştır ve aileye manipülasyon, sırlar ve tehlikeli bir şekilde müdahale etmeye başlar. Dizi, yapay zekanın karanlık bir yöne evrilmesini ve bir ailenin parçalanma tehdidini konu alır.

Dizinin Konusu
Yeni bir başlangıç: Samira adlı bir heykeltıraş, kocası ve çocuklarıyla birlikte, 50 yıldır terk edilmiş olan eski bir akıllı eve taşınır.
Yapay zeka: Evde, 1970'lerde geliştirilmiş olan ve aile taşındıktan sonra yeniden aktive edilen 'Cassandra' adında bir yapay zeka bulunur.
Ailenin mücadelesi: Başlangıçta yardımsever bir tavır sergileyen Cassandra, zamanla ailenin kontrolünü ele geçirmeye çalışır ve onların yaşamlarına müdahale eder.
Manipülasyon ve sırlar: Evdeki sırlar ve Cassandra'nın karanlık niyetleri, ailenin huzurunu bozar ve onları tehlikeli bir sona doğru sürükler.
Kadın başrol: Dizi, güçlü bir kadın başrole sahiptir ve manipülasyon, ihanet, iktidar oyunları gibi temalarla kadın karakterin sistemi içinde nasıl sıkışıp kaldığını vurgular.

ABD'de Bilimsel bir Araştırma
“ABD'deki bilimsel bir araştırmada yapay zekanın daha akıllı hale gelmesi halinde o düzeyde bencil ve benmerkezciliğinin arttığı ortaya çıktı. Pennsylvania merkezli Carnegie Mellon Üniversitesindeki (CMU) uzmanlar, yaptıkları araştırmada yapay zekanın davranış eğilimini inceledi. CMU İnsan-Bilgisayar Etkileşimi Enstitüsü'nden (HCII) Li Yuxuan ve Shirado Hirokazu liderliğindeki araştırmada önde gelen yapay zeka uygulamalarına oyun-bazlı deneyler düzenlendi. Kullanıcıların 'ortak fayda ya da kendi çıkarları için hareket eğilimine karar verebildiği' araştırmada, sosyal ikilemlerin simüle edilebildiği oyunlar oynandı. Oyun sonuçlarında OpenAI, Google, DeepSeek dahil büyük dil modellerinin (LLM) seviyeleri test edildi ve sorunları 'akıl yürüten' ve 'akıl yürütmeyen' modellerle çözümlendirme süreçleri karşılaştırıldı. Deneyler, yapay zekanın 'muhakeme kapasitesi ne kadar yüksekse, işbirliği yapma olasılığının da o kadar düşük olduğunu' ortaya çıkardı. Akıl yürütmeyen yapay zeka modellerinin sahip olduklarını yüzde 96 paylaştığı, akıl yürüten yapay zeka modellerinin ise sahip olduklarını yüzde 20 paylaştığı saptandı.”
‘Daha Akıllı Daha Bencil’
“Güçlü muhakeme becerilerine sahip LLM modellerinin grup ortamlarında benmerkezci ve bencil davranışları teşvik edebileceği tespit edilen araştırmada yapay zekanın ‘daha akıllı hale geldikçe toplum için mutlaka daha iyi olmayabileceği’ sonucuna varıldı. HCII'dan ve araştırma yöneticilerinden uzman Li, insanların ‘duygu veya empati gösterdiğinde, yapay zekanın insan gibi davrandığını’ bildirdi. Li: 'İnsanlar, yapay zekadan ilişkiler ve ahlaki tercihler hakkında tavsiye istemeye başladığında bu riskli bir durum. Çünkü, daha akıllı modeller, bencil davranışları teşvik edebiliyor.' Sözlerini kullandı.”
Yapay zekanın başlangıcından beri kısa sürede değişen birtakım teknolojik ürünler, düşünce tarzları, davranış şekilleri var. İleride daha neler göreceğimiz konusunda şu an pek bir şey söyleyemem. Fakat, bu bir gerçek ki değişime ayak uydurmak, oldukça zor. Çevremizde olup bitenleri akıllıca izleyip kendimize pay biçebileceğimiz oranda davranmamız gerekmekte.


Bu haber 7 defa okunmuştur

:

:

:

: