Şafak, saldırıların zamanlamasının dikkat çekici olduğuna işaret ederek, “Bu planlanmamış olamaz. Sağduyulu bir insan, yaşananlara baktığında bunun bir senaryo gerektirdiğini görür. Ukrayna’nın bu saldırıları Kırım’ın ya da Rusya’nın deniz yetki alanlarında değil, Türkiye’nin MEB’i içinde gerçekleştirmesi son derece manidar” dedi.

“ABD Büyükelçisi’nin açıklamaları dikkat çekiyor”

Saldırıların hemen ardından ABD’nin Ankara Büyükelçisi’nin, Akdeniz’de yeni görüşmeler yapılabileceği ve Washington’un Kıbrıs meselesine müdahil olabileceği yönündeki açıklamalarının geldiğini hatırlatan Şafak, “Trump yönetiminin Kıbrıs sorununa ilişkin yeni bir planı olabilir şeklinde yapılan açıklamalar tesadüf değil; zamanlama çok dikkat çekici” değerlendirmesini yaptı.

“Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ta ciddi endişe var”

Şafak, gelişmelerin Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde ciddi rahatsızlık yarattığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Rum Yönetimi, Rusya–Ukrayna savaşında olduğu gibi bir toprak tavizi senaryosu gündeme gelebilir mi diye endişeli. Onlara göre ‘işgal’ olarak tanımladıkları topraklar var ama gerçeklik bambaşka. Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin elindeki egemenlik sahalarının tanınmasına yönelik bir baskı oluşabilir mi diye büyük bir kaygı taşıyorlar. Yine bir plan dayatması gelir mi, zorlayıcı bir süreç olur mu diye ciddi bir endişe içerisindeler.”

Doç. Dr. Şafak, bölgedeki gelişmelerin “yeni bir jeopolitik dizaynın habercisi olabileceğini” belirterek, Türkiye ve KKTC’nin süreci dikkatle takip etmesi gerektiğini vurguladı.