Talat haksız mı?

“Hükümet tarafından resmen dışlanıyorum. Bana yokmuşum gibi davranıyorlar…” Bu sözler, yetkililer tarafından her fırsatta KKTC’yi sonsuza dek yaşatacağız diyenlerin, ikinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a ait. Talat’a uygulanan muameleyi gördükten sonra sormak gerekmez mi, Talat haksız mı?

“Hükümet tarafından resmen dışlanıyorum. Bana yokmuşum gibi davranıyorlar…” Bu sözler, yetkililer tarafından her fırsatta KKTC’yi sonsuza dek yaşatacağız diyenlerin, ikinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a ait. Talat’a uygulanan muameleyi gördükten sonra sormak gerekmez mi, Talat haksız mı?

Rauf Raif Denktaş, KKTC’nin ilk Cumhurbaşkanı olmak, dahası kurucu Cumhurbaşkanı olmak şerefine sahip. Talat da aynı Cumhuriyetin ikinci Cumhurbaşkanı. Ama, ona reva görülen muameleyi yadırgamayan kalmadı.

Kendisine ne bir ofis, ne araç, ne gereç ne de personel tahsis edildi. Ama, Denktaş’a her türlü olanak sağlandı. Bunun izahı nasıl yapabilir, nasıl doyurucu ve inandırıcı gerekçe gösterilebilir? Her ikisi de “sonsuza dek yaşatacağız ve yücelteceğiz” dedikleri KKTC’nin Cumhurbaşkanlığını yapmış kişiler değiller mi?
Ayrımcılık yaparak, kendi başkanlarını bile ayni düzeyde tutmayarak mı yaşatılacak bu cumhuriyet?

Talat, hakikaten neden dışlanıyor? CTP kökenli olduğu için mi, devletine ihanet mi ettiği için, kendisini görmek istemiyorlar, yokmuş gibi davranıyorlar? Hükümet Başkanı, kabinesi, KKTC milletvekilleri ve Meclisi bu sorulara neden yanıt vermiyorlar, neden gereken uygun ve onurlu bir davranış sergilemiyorlar?
Talat da bu ülkenin evladı, seçimle Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtulan bir politikacı değil mi?
Hükümet edenlerin bu çirkin davranışı hem Talat’a hem de seçmenlere hakaret, saygısızlık değil de nedir?
**
İTALYAN KKTC’LİLER

Medyadan aldık haberi. İki İtalyan’a daha KKTC vatandaşlığı verilmiş. Dışişleri Bakanımız Özgürgün, gururlanarak, yakışıklı pozlar eşliğinde yeni KKTC’liye kimlik ve pasaport takdim ediyor. Turgay Avcı da yapmıştı aynisini. Nerede o İtalyanlar? Bir yurttaşımız soruyor, “askerlik yaptılar mı, yapacaklar mı?” Bilmem, yetkililer cevap versinler. Popülizm uğruna ne kılıklara giriliyor beni şaşırtıyor. İtalyanlara golifa gibi yurttaşlık dağıtanlar, Beyaz Kimlik kartı verilen binlerce Türkiyeli kardeşimize neden hala daha yurttaşlık hakkı tanınmıyor diye soranlara cevapları ne olabilir? Hem de her birisinden Özkan Murat zamanı yaklaşık ikişer bin lira alınarak ve “bu beyaz kimliklerle, seçme seçilme hakkı hariç, her türlü hakka ve uygulamaya sahipsiniz, ilk fırsatta KKTC yurttaşlığı sizlere verilecektir” denmiş olmasına rağmen. KKTC ne biçim devlettir, hükümeti ne biçim hükümettir? Kendi uygulamalarına, sözlerine nasıl da hiç çekinmeden ters düşebiliyorlar?
Hükümet ve hükümetçilik bu kadar ironiye ve sorumsuzluklara gömülebilir mi?
Sözü daha fazla uzatmayacağım. Peri masallarındaki kırk gün kırk gece düğün gibi 9 gün 9 gece KKTC ve bayram kutlamaları yapan yetkililerimiz ne zaman daha ciddi işlerle uğraşacaklar onu merak ediyorum.
Talat’a, İtalyanlara, Türkiye’den gelip de 15-20 yıldır buralarda yaşayan Türkiyeli “yerleşiklere” uygulanan muameleye bakıldığında KKTC’yi ve hükümetini kim alkışlar, destekler, onlardan adil davranışlar bekler?
Farkında değiller. Gösteriş, şov, popülizm uğruna bu kadar da sorumsuzca davranmalarının sebeplerini nasıl izah edebilirler?
Sözde tasarruf uğruna uygulamaya koydukları önlemlerle, emeklilere, işsizlere, asgari ücrete selam duranlara, işsiz kalıp da gıda yardımına muhtaç bırakılan KTHY çalışanlarına reva gördükleri kendilerini hiç mi rahatsız etmiyor?
Para yokmuş. Devlet harcamaları kısıtlanacak, vergiler artırılacak, maaşlar dondurulacak ve de devlet hazinesi doldurulacak! Ekonomi denkleştirilecek! Pöh pöh pöööhhh...

Ölme eşeğim ölme de...
Bir yanda trilyonlar savrulurken öte yanda maaş bordro mahkumlarına, sıkınız dişinizi bu sıkı günleri elbirliği ile atlatacağız diyenler kendi dişlerini ve kemerlerini sıkmaya neden yaklaşmıyorlar? Kendileri ve yakınları bol keseden yiyip içiyorlar, törenler, kutlamalar, ziyaretler, resepsiyonlar gırla gitsin havalarında halktan fedakarlık bekliyorlar.

Bu uysal halk da dayandıkça dayanıyor. Ama bir an gelecek ve itaatkar, sinmiş, sindirilmiş bu halk yanardağ gibi patlayacak, kendilerini ezenleri lav dalgalarında boğacak. Hem de yıllardan beri o oyaladıkları, uyuttukları Kıbrıslılar, Hataylılar, Adanalılar, Karadenizliler, Antepliler vs. işbirliği ve dayanışması ile.


Bu haber 313 defa okunmuştur

:

:

:

: