''Acele giden ecele gider''

Kıbrıs Türk halkı ne kadar medeni olsa da bazı ilkel sorunlarla boğuşmaktadır. Trafik kazaları da bunlardan birisidir.

Kıbrıs Türk halkı ne kadar medeni olsa da bazı ilkel sorunlarla boğuşmaktadır. Trafik kazaları da bunlardan birisidir. Yıldan yıla artan kazalar nice gençleri nice sevdiklerimiz aldı götürdü. Bunların altında yüzlerce sebep bulabiliriz. Alkol, dalgınlık, yollardaki bozukluk, ışıklandırmanız yetersiz olduğu bölgeler ve daha nice sebepleri kazaların arkasında bulmak mümkündür. Kuzey Kıbrıs’ta her ne hikmetse otoban olmamasına rağmen azami hızın 100 km olduğu noktalar beni hayrete düşürüyor. Hiçbir güvenlik önleminin bulunmadığı bu yollar ölüm saçıyor. Gazimağusa yolunu bilmeyenimiz yoktur. Sevdiklerimizi, nicelerini bu yolda kaybettik. Geçtiğimiz günlerde başıma gelen bir olayı okurlarımızla paylaşmak istiyorum. Gazimağusa yolunda Eski DAÜ yolu bulunmaktadır. Günde binlerce sivil araç ve otobüslerin kullandığı yolda hiçbir güvenlik önlemi bulunmamaktadır. Bu yol üzerinde gece saat 23.00 sularında 65 km hız ile ilerlerken aniden önüme bir köpek çıktı. Yolda her hangi bir çit
bulunmamasından kaynaklanan bu sebepten dolayı yoldan çıkacaktık. Bu yolda eğer hayvanların girmesini engelleyecek çit ve benzeri güvenliği arttıracak önlemler olsaydı bu tehlikeli olay başımıza gelmeyecekti. Şükürler olsun ki kontrollü sürüş ve ufak manevra ile kaza yapmaktan kurtulduk ama diğer sürücülerin bu konuda belki şansı olmayabilir. Bu güvenlik arttırıcı bariyerler ya da çitlerin dışında Kuzey Kıbrıs’ta yolların aydınlatılmaması ayrıca önemli konudur. Kuzey Kıbrıs’ta bulunan bu yollarla Rum tarafında ki yolları karşılaştırırsak arada dağlar kadar fark vardır. Mesela gidiş –gelişi ayıran beton ve demir bariyerler yol boyunca kesintisiz. Araç ışıklarına karşı perdeler ve yeşil örtü bu yollarda mevcut. KKTC’de olduğu gibi yollar dar değil. Aksine geniş. Otoyollardan çıkarken güvenli bir şekilde çıkış ve giriş mevcut. KKTC’de yolda seyreden araç sahipleri her gün yoldaki kedi, köpek, tilki ölülerini görmekten şikayetçi olmaları normaldir. Hiçbir çalışma ve düzenlenmenin olmadığı bu yollarda kazanın olmaması aslında mucize olandır. Gelelim hız kameralarına… Bu kameralar öncesinde uyarılar aslında gereksizdir. Kamera öncesinde ki tabelayı gören sürat meraklıları hız sınırını aşmamak için yavaşlayıp kamerayı geçtikten sonra canavar olmaya devam ediyorlar. Hangimiz bunlara şahit olmadı. Gelişmiş ülkelerde başarılı şekilde uygulanan kamera kontrol sistemlerinde uyarı tabelası yoktur. Onun yerine azami hızı gösteren tabelalar vardır. Yazıktır günahtır. Bir radar öncesinde 4 tane tabelanın bulunması normal bir durum değildir. KKTC’de haftada ortalama 1500 civarında trafik suçu işleniyor. Aslında tedbirler arttırılsa Girne ya da Gazimağusa yollarında trafik memurları daha da sıkı denetim yapsa bu sayı 5 katına çıkacağından eminim. Trafikte telefon kullanan, makas atan, kırmızıda geçen, sürat yapan, aşırı yüklü kamyonların yarışlarına şahit oluyoruz. Yasak olmasına rağmen abartılı şekilde ses çıkaran o egzozlar tümüyle hayatı etkiliyor. Gelişmiş devletlerde trafik kazalarının azami ölüm oranı binde 3,4 iken bizde ise binde 30 civarında seyretmektedir. İş mi bu şimdi? Kazaların başında gelen ilk sebep kesinlikle hızdır. KKTC de gençler hız meraklıları maşallah. Yollarda bulunan 100 kmlik hız limiti yerine 90 kmlik hız limiti getirilmelidir. Yaşadığım olayda eğer bende hızlı olsaydım şimdi bu konuyu yazıyor olmayacaktım. O yüzden sürat ölüm getirir. Sürat konusunda gençler bilinçlendirilmeli. Ehliyetin kolay alındığı bu ülkede sınavların daha da zorlaştırılması gerekmektedir. Trafik denetimleri daha da arttırılmalıdır. Yetkililerin gereğini yapacaklarından şüphem yoktur. Bir an önce bu soruna hal çare bulunmalıdır. Günün sözü ise; hastanelerin de mağazalar gibi vitrinleri olsaydı, kazalar bu denli çok olmazdı


Bu haber 1959 defa okunmuştur

:

:

:

: