KKTC’de siyasetçilerin farklı bir yapısı var.
Her konuda “eleştiri” yaparlar, ancak görevde olduklarında, muhalefetteki gibi “konuşmazlar” “yorum yapmazlar…”
KKTC’de siyasetçilerin farklı bir yapısı var.
Her konuda “eleştiri” yaparlar, ancak görevde olduklarında, muhalefetteki gibi “konuşmazlar” “yorum yapmazlar…”
Ne zaman, görevden “ayrılsalar” başlarlar her şeyi eleştirmeye.
Mesela Büyükelçi Sayın Halil İbrahim Akça konusu.
Sayın Akça konuştu diye ortalığı ayağa kaldıran siyasetçiler, bir gün olsun, “Neden ABD, Rusya veya AB ülkeleri elçileri” konuştu diye açıklama yapmadı.
Yapmazlar.
Mesela referandum sürecinde ABD ve AB ülkelerinin elçileri köy köy gezerek “halkı kandırırken” ağzını dahi açmayan siyasetçiler, konu Türkiye Büyükelçisi’ne geldiğinde “konuşmaktan” geri durmuyorlar.
Akça ne demiş, “Ayaklarınızın üzerinde duran bir yapıyı oluşturun…”
Savurganlıklara karşı çıkmış.
Ülkede sadece “memurların” yaşamadığını ki, bilinen bir gerçek, bunu dillendirmiş.
Yani açıkçası ülkeye gelen yardımların “eşit” şekilde dağıtılması konusunda hassasiyet istemiş.
Kıbrıs Türk halkının tamamını düşünmüş.
Suç mu bunlar?
Star Kıbrıs Medya Grubu’nu da ziyaret eden Sayın Akça, burada da önemli açıklamalar yaptı.
Sorunların çözümü konusunda olumlu mesajlar verdi.
KKTC’de artık, sırf “sokağa” oynama siyasetinden vazgeçilmeli.
Türkiye dendiği zaman “mangalda kül bırakmayanlar” ABD, AB ülkelerine de aynı tepkiyi artık göstermelidir.
Ki, Kıbrıs Türk halkına “söz verip” yapmayanlar ABD ve AB ülkeleridir.
Bunu da unutmamak gerekir.
Türkiye Cumhuriyeti, bütün “olumsuz” eleştirilere rağmen ki, çoğunluğu yansıtmıyor.
Her zaman Kıbrıs Türk halkının “sonsuza” kadar yanında olacaktır.
Bunun bilinmesinde fayda vardır.