Kıbrıs Türk halkı “laik” bir halktır diyerek, İmam Hatip Lisesi’nin açılmasına karşı çıkmak doğru değildir. Laik halklar da dinini öğrenmek konusunda özgürlüğe sahip olmalıdır. Kuzey Kıbrıs’ta din konusu denildiği zaman ortalığı ayağa kaldıranlar, AB’nin veya ABD’nin gençlerimizi beyinlerini yıkamak için yurt dışına götürmesi karşısında neden tepki koymamaktadır?
Ayrıca çocuklarımız neden Türkiye’ye “din eğitimi” almaya gitmek zorunda kalsın ki?
Din İşleri Dairesi Başkanı Talip Atalay da doğru bir noktaya parmak basarak, ülkedeki ihtiyaç olan İmam Hatip Lisesi konusuna değinmiştir.
Bir genç dün Star Kıbrıs’ı arayarak şu sözleri sarf etti, “Camisi olan memleketin imama da ihtiyacı vardır…”
Ama imam nasıl yetiştirilecek?
Cevap veren yok!
Eleştiri çok.
Önceki gün de Doğruyu Söyle programında konu enine boyuna irdelendi.
Ortak görüş, “liseye tamam” ama empoze edilmesin yönündeydi.
Programa katılanlar kısaca şunları kaydediyor.
Okyay Sadıkoğlu: Dine karşı olanların eğitim sendikalarından gelmesini esefle karşılıyorum
Şener Elcil: Yapılmak istenen dinin empoze edilmeye çalışılması söz konusudur
Yusuf Suiçmez: Sistemin suçlu olduğunu düşünüyorum. İmam alırken de olaya siyaset karışıyor
Zeki Beşiktepeli: Bütün sorunlar bir kenara bırakılarak din konusunun tartışılması yanlış
Ozan Ceyhun: Kuran kursu resmi bir programda verildiği sürece korkmuyoruz
Tahir Gökçebel: Konular aydın insanlar çerçevesinde tartışılmalıdır
Rasim Yankın: Diğer dersler gibi din dersinin de küçük yaşta verilmesi gerekir
Bizler de Kıbrıs Türk gençliğinin dini eğitimden mahrum bırakılmasını istemiyoruz.
Son olarak belirtmek gerekir ki, hangi ülkede din konusu tartışmaya açılmaktadır?
Normal olan şeyler neden bizlere “anormal” gibi gelmektedir?