Eide kimin temsilcisi ?

Kıbrıs müzakerelerinin, Dr Derviş Eroğlu döneminde başlayan sürecinde, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban, görüşmelerle ilgili olarak özel temsilci, Sn. Eide‘yi atadı.

yalcincemal@hotmail.com

Kıbrıs müzakerelerinin, Dr Derviş Eroğlu döneminde başlayan sürecinde, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban, görüşmelerle ilgili olarak özel temsilci, Sn. Eide‘yi atadı.
O gün, bugündür, Sn. Eide, bu görevi yapmaya çalışıyor.
Görüşmelerin parametreleri, 11 Şubat 2014 tarihinde tarafların ve BM‘nin çizdiği ve kabul ettikleri, çerçeve ile belirlenmiştir.
Bu çerçeve, 77 – 79 Doruk Anlaşmalarını temel alarak çizilmiştir.
Burada esas, temel, oluşacak olan yeni federal yapının, bu doruk anlaşmalarının dayandığı:
İki bölgeli, iki toplumlu bir coğrafya.
Türk Federe Devletindeki toprak rejimi, bu temeli sarsmayacak şekilde oluşturulacak.
77 – 79 Doruk Anlaşmaları, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi‘nin de kabul ettiği, 150 sayılı kararı ile bunu güvence altına almıştır.
Görüşmeler, bu zemin üzerinde yapılması gerekirken, Rum tarafı, bu zemini bırakmış.
Türk tarafına, kendilerinin oluşturdukları ve kabul ettirmeye çalıştıkları, yeni parametreler içeren, bambaşka bir paketle çıkmaktadırlar.
Sonra da “bu vizyona, Sn. Akıncı da sahip, çözüme engel Türkiye’dir . Çözüm için Türkiye’ye baskı yapın “ yaygarasında bulunuyorlar.
Çerçeve anlaşmasının, nerede ise tüm parametrelerine karşı çıkan, bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Adamlar, kendi uyduruk parametrelerini, bize ve dünyaya, kabul ettirmek için, başvurdukları kapı bırakmadılar.
Eide’yi de, tehditten çekinmediler.
Bundan önceki özel temsilciyi, nerede ise istenmeyen şahıs olarak ilan etmişlerdi.
Şimdikine de, ayni davranışı devam ettirdikleri için midir ki, Özel Temsilci, 11 Şubat Parametrelerinin dışına çıkarak, müzakerelerde, Rum yanlısı tavırlar içerisine, girmektedir.
“Bunu da nereden çıkardın “diye sormayın.
Bizdeki liderlikteki, haber karartması sonucu, gelişmelerle ilgili olarak, haberler, her zaman olduğu gibi, bu dönemde de, güneyden
alınarak, tarafımızı bilgilendirmektedir.
Filelefteros gazetesi yine bizlere, bizim taraftan duymadığımız bir çok haberi ulaştırdı.
Haberler, müzakerelerle ilgili.
Bir tanesi ilgimi çekti.
Köşeme alarak, siz okuyucularıma da, haberi, yorumlayarak aktarmak istedim.
Gazete manşetinde “anlaşmazlıklar dağ gibi “ diye okurlarına aktarıyor.
Tümümüzü, ilgilendiriyor.
Fakat, Sn. Eide ile ilgili bir haber, beni çok ilgilendirdi:
Çözümde, Rum tarafı, adanın her yerinde yerleşim ve mülk edinmeye kısıtlama getirilmeyeceğini savunuyor. Kıbrıs Türk tarafı oluşturucu devletçiklerde, nüfus ve mülk çoğunluğu olması gerektiğinde ısrar ediyor. BM Temsilcisi Eide‘nin de buna karşı çıktığını ve AB üyesi bir ülkede kısıtlama olamayacağını, müzakerelerde ortaya koymuş.
Haber, Rum basınında böyle duyuruldu.
Şayet, bu doğru ise.
Şu an, AB birçok ülkenin AB muktesabatının tümünü kabul etmediğini, kısıtlama getirdiğini, Sn. Eide bilmiyorsa, orada o görevi layığı ile yapmasının mümkün olmadığını kendisinin bilgisine getiririz.
BM‘nin de kabul ettiği, 11 şubat 2014 parametrelerinin dışına çıkarak, önerilerde bulunmak, görüş serdetmek yetkisini, Sn. Eide’ye kim verdi?
Görüşme masasında, özel danışmanlıktan, vazgeçip, Rum tarafının temsilciliğine mi soyundu ?
Sn. Eide, müzakerelerdeki parametreler belli.
Anlaşma bu parametrelere göre olacak.
Kısıtlama da olacaksa, olacak.
Bunun örnekleri, bir çok AB üyesi ülkede var.
Kıbrıs’ta, bir anlaşma olması başka.
AB‘a girme, başka.
Kıbrıs Türkü, kabul edebileceği bir anlaşmaya “evet” diyebilir.
AB‘ıisteyip istemediğini, yapılacak anlaşmaya endeksleyerek, anlaşmaya verilecek evetle, AB‘a bağlanmak, hangi demokrasi ile bağdaşır ?
Anlaşma ile ilgili ayrı, AB ile ilgili, ayrı referandum gerekmez mi ?
Ayni gün, iki pusula ile, Kıbrıs Türkünün iradesine baş vurulamaz mı ?
Bu haber 4326 defa okunmuştur

:

:

:

: