Biraz gerilere gidelim.
2004 Annan Planının, referandumuna.
2003, Genel Seçimler olmuş.
Sıra, Kıbrıs Türk Halkını hangi badirelere sürükleyeceği belli olan
Planın oylanmasına gelmişti.
Halk, bilinçli olarak yapılan, yalan yanlış propagandaların altında, ne yapacağını şaşırır vaziyette kalmıştı.
Birçok misyoner.
Kıbrıs Türk Halkına, nurlu ufuklar vadediyor.
Havuzlu villalar bunun başını çeken, aldatıcı vaatlerden birisi idi.
Turizm patlayacak.
O kadar çok, turist akımı olacaktı ki.
Turistleri taşıyan uçaklardan, güneşi göremez hale gelecektik.
On bin avro maaş.
İşsiz hiç kimse kalmayacak.
Her türlü üretim tavan yapacak.
Her kes nerede ise milyoner olacaktı.
Aklıma gelenleri yazmaya çalıştım.
Şimdi yine topluma 2004 ‘ deki gibi umut pompalanmaya devam ediliyor.
Bu umutlar da, güneyden gelen umutlarla veya sözlerle oluyor.
Tıpkı.
On yıl öncesi gibi.
Adamlar, sadece, kuzeydeki iyi niyetli politikacıları aldatmadı.
Yalanları ile AB’ni bile aldattılar.
Vasiliu efendinin itirafları ortada.
Plana evet deme yalanı ile, AB’ne girdiklerini, on sene sonra itiraf etti.
Güneyin tüm politikaları.
Yalan ve dolan üzerine kurulmuş.
Bütün taktikleri.
Dünya aleme.
İyi gözükme.
Bu da sadece dillerinde.
İcraatlarında, bu yok.
“İçleri çuvut çarşısı “ mantığı olanların politikaları.
2004 ‘ de, bunlara inanan ve kanan CTP.
Daha o yıllarda.
2003, Genel Seçimlerinden sonra.
İktidar yıllarında.
İki tarafta da, evet çıkacağı aldatmacasına kanarak , hükümete geldikten sonra , ülkedeki tüm sorunları , referandumdan sonra oluşacak yeni idareye bırakmıştı.
Emlak sektörü, o devirde, o kadar çok pompalandı ki.
Annan Plan’ına göre, kalacak bölgelerde.
Plana göre mülk rejimi, 1/3 iade kapsamında olacağından.
Dağlar taşlar.
Dereler.
Jet hızı ile betonlaşmaya başladı.
Papadopulos’tan sonra gelen Hristofyas’a da olan umut.
Daha artarak devam etti
O dönemde de.
Birçok sorun.
Anlaşmadan sonraki idareye aktarılmak üzere, buzdolabına konmuştu.
CTP.
Hükümetin büyük ortağı.
Önemli Bakanlıklar ve Devlet daireleri elinde.
2004 ‘ deki yanılgıyı, yine görmekteyiz.
Yine, birçok sorun buzdolabında.
Anadolu suyu, buzdolabında.
İmzalanan protokoller, uygulanmıyor.
Yenisi yapılmıyor.
Hayvancı perişan.
Çiftçi ne yapacağını bilmez durumda.
Narenciyeci, ağaçlardaki mahsulü seyretmekten, travma yaşamaya başladı.
Kamu personeli.
Doktorlar.
Belediye çalışanları…
Sorunlar, Kaf Dağını aştı.
Bunlara çözümü.
Olası, oluşacak, yeni Federal idareye mi havale?
Ya yeni idare oluşmazsa, zevahiri nasıl kurtaracaksınız?