Nerelerden nerelere ?

Kıbrıs sorunu, 1963‘te peyda oldu, diyenler var.



Yalçın CEMAL
yalcincemal@hotmail.com


Güney ise, bir aldatmaca yolunu seçerek, Kıbrıs sorununun “1974‘te, Türkiye’nin, adayı, bir işgal sorunu“ olarak halkına ve dünyaya lanse etmeye, çalışmakta.
Aslında, Kıbrıs’ta, Türkler için Kıbrıs sorunu, Adanın, İngiliz Emperyalizmi tarafından, ilhak edilmesi ile başlar.
İttihat ve Terakki liderlerinin, Osmanlıyı Almanya’nın yanında
Birinci Dünya Savaşına sokması ile, Kıbrıs’ta, Türklerin çilesi başlamış oldu.
O dönemlere ait, yapıtlar çıktıkça, gerçekler daha da, su yüzüne çıkmakta.
Dört yüz yıl, Adanın yönetiminde bulunan Türklerin, yönetimden uzaklaştırılması ile, sorun başlar.
Esas sorun ise, İngiliz sömürge idaresinin yanlı tutumu ile, Kıbrıslı Rumların, Yunanistan’ın da desteği ile, adayı, Yunanistan’a ilhak (Enosis) yapma girişimidir.
Türkiye’de, Demokrat Partinin girişimi ile, Kıbrıs, 1950‘li, yıllarda
Türkiye tarafından, ilgilenilecek, bir dış politikası haline geldi.
Bu aşamada, Ada, ilk kez, Rumların da, ortak olduğu bir idare şekline, kavuştu.
Bu, Ortaklık Devletidir.
Bu Devlet, Rumlar tarafından, ENOSİS’e giden bir köprü olarak, görülür.
Hepimizin bildiği gibi 1963 “Kanlı Noelle“ soykırıma varan katliamlar.
11 yıl çekilen, ölüm , gözyaşı ve çileler.
Rum ve Yunan’ın, tekrardan, Adayı Yunanistan’a bağlama hareketi.
20 Temmuz, askeri harekatı.
1963 ‘ ten, günümüze, sayısız görüşmeler.
77 – 79 Doruk Anlaşmaları.
Denktaş – Makarios.
Denktaş - Kiprianu.
BM ‘in de onayladığı, nihai çözüm:
Kıbrıs’ta İki Toplumlu , İki Bölgeli bir Federal yapı.
Bunun temelleri 1977‘de atılmış ve bu temeller üzerinde, bir federal yapının kurulması, ön görülmüştü.
Rumlar, bu yapının oluşmasına, her zaman yan çizmiş, işi zamana bırakmışlardı.
AB‘nin teşekküllünden sonra ise, Rum ve Yunan tarafı, AB ile birlikte, yeni koşulların ortaya çıktığını, ileri sürerek. Oluşacak, Federal yapının temelleri olan, 77 – 79 Doruk Anlaşmalarını, mutabakata varılan, 11 Şubat belgesinden, dışlayarak, tamamen, AB müktesebatına ve Uluslararası Hukuk kaideleri üzerine, inşa etme çizgisine döndüler.
Kıbrıs sorununun esas nedeni, Kıbrıs Türk Halkının, yaşam güvencesinin, ortadan kalkması idi.
Can ve mal güvenliği idi.
Şimdilerde sorun, Kıbrıs Rumlarının, mal mülk sorununa döndürüldü.
Kıbrıs sorunu, siyasi bir sorun olmaktan çıkarıldı. Hukuki bir sorun haline getirildi.
77 – 79’un görüşmelerde, karşı tarafın tavrı ile, esamesi okunmaz oldu.
Halbuki, Federasyonun iskeleti, 77 – 79 Doruk Anlaşmalarıdır .
Müzakerelerin şimdilerdeki iskeleti , AB kriterleri ile, Uluslararası Hukuk.
Sorun, siyasi olmaktan, adım adım uzaklaştırılıp, tamamen bir Hukuk temeline, oturtulmaya çalışılıyor.
Ne hal ise, Türk tarafından buna, bir tepki gelmiyor.
Her halde, Anastasiadis efendiyi, masadan kaçırmamak politikasına dayanan, bir hareket olsa gerek.
Müzakerelerde, karşı tarafın saptırması ile, görüşülen, Federal yapı değildir.
Görüşülen, üniter yapı ve idari olarak, eyaletciklere verilecek olan,
çok küçük yetkiler.
Esas olan, İki Kurucu Devletin ortaklığında oluşacak olan, Federal yapının, görüşmelerde görüşülmemesidir.
Rum tarafı, bunu başardı.
Anlaşmaya giden yolda, delegasyon yani AB‘nin, birincil hukukundan da, bahseden yok.
Sn. Akıncı ve heyetinden, bu konuda bir kelam edilmiyor.
Yoksa, iddia edildiği gibi, Anayasası değiştirilen, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne, Kıbrıs Türk halkı, yama yapılmaya mı çalışılıyor ?
İki Devletli Federasyondan, yamalanmaya mı ?
Nerelerden, nerelere ?



Bu haber 4095 defa okunmuştur

:

:

:

: