Olmaz olmaz bu iş olmaz

İp koptu, cambaz patladı mı ? Yukarıdaki , halk arasında kullanılan bir cümle . Çözülemeyen bir sorun karşısında , sorunun çözümü imkansızlaşırsa, söylenen bir tümce .

İp koptu, cambaz patladı mı ?
Yukarıdaki , halk arasında kullanılan bir cümle .
Çözülemeyen bir sorun karşısında , sorunun çözümü imkansızlaşırsa, söylenen bir tümce .
Enosis plebisiti ile ilgili olarak, kesilen görüşmelerden sonra, taraflar , ufak ufak salvo atışlarına, devam etmektedirler .
Sn. Akıncı , Enosis plebisiti ile ilgili olarak , Rum Temsilciler Meclisinin aldığı kararla birlikte , şikayet konusu yaptığı bir başlıkta. (yönetim ve güç paylaşımı) başlığı idi .
Rum tarafının, bu konuda, çok pasif kaldığını . Konu gündeme geldiğinde , bunun, Rum tarafınca, hep ertelendiğini . Görüşülmeyip bir sonraki toplantıya atıldığını veya aktarıldığını , yakın geçmişte, kamu oyu ile paylaşmıştı .
Rum Temsilciler Meclisinin kararı, bardağı taşıran, damla olmuşsa. Bardağı paramparça edenin de, Yönetim ve Güç paylaşımı konusunda, Rum tarafının sekter tavrı olmuştur . Bunu Sn . Cumhurbaşkanımızdan dinledik .
Görüşme masasında , Enosis plebisitini kutlama kararından sonra ,
meydana gelen deprem , artçı sarsıntılarla, devam etmekte. Bu sarsıntılar, Anastasiadis efendinin son söyledikleri ile de, devam edeceğe benzemektedir .
Rum tarafında yayın yapan , bir gazeteye verdiği mülakatta . Depremin, artçılara dönen bölümleri . Yeniden, güçlü depremlerin oluşmasına zemin teşkil edecek mahiyete, dönüşecektir .
Sn. Anastasiadis , yaptığı açıklamada, Yönetim ve Güç paylaşımı ile,
müzakere sürecini, derinden etkileyecek, lakırdılar söylemiştir .
Dilerseniz, bunlara bir bakalım .
Ankara’ya ve Sn. Akıncı’ya hitaben . “Azınlığın, çoğunluğa eşitlenmeyeceğini . Azınlığın, ana söz sahibi olması , çoğunluğun, sadece itaat etmesinde, ısrar etme hakları yoktur . Bu görülmemiş bir şeydir . Bunu anlamaları gerekir .”
Dönüşümlü Başkanlığı ise, ayrı bir katagoride değerlendirdi ve bunun, şu ortamda, görüşme dışı olduğunu . Türk tarafının vereceği tavizlere bağlı olarak, askıda tutulduğunu belirtti .
Garantiler konusunda da, durdukları noktadan, kıpırdamadıkları da, açıklamalarından ortaya çıkıyor .
Sn . Anastasiadis ve temsil ettiği toplumun “ megalomani “ hastalığının, devam ettiğini . Anastasiadis’in bu açıklaması ile, tekrar su yüzüne çıktığını, görmekteyiz .
Yani, büyüklük kompleksi .
Bu açıklaması ile, Sn. Anastasiadis’in , Kıbrıs Türk Halkı ile , 14 şubat belgesine bağlı olarak , bir Federasyona gitme, niyetleri yok .
“Azınlığın, çoğunlukla eşlenmesi, talep edilemez “diyor .
Bu ne demek ?
Adanın yönetimini, Türklerle paylaşmamız, mümkün değildir . Onlar, azınlık , onlara Maronitler , Ermeniler ve Latinler gibi, azınlık hakları verelim .
Görüşme sürecinin, geldiği nokta bu .
Bu politikanın , yol haritası, Sn. Anastasiadis’e , Newyork’a gitmezden önce , kilise tarafından çizilmiş ve eline verilmişti .
Baş Papaz , Hrisostomos, dememiş miydi :
% 18 nüfusla, Türkler , eşit olur mu ? diye .
Sn. Anastasiadis’in, bu son açıklamasından, şu anlam çıkmaz mı ?
Bu Adanın sahibi, biz Rumlarız .
Sahibi, biz olduğumuza göre de , yönetimini biz yapacağız .
Bu hakkı, nereden buluyorsunuz ? sorusuna ise. Elenler, adanın çoğunluğunu teşkil etmekte, diyorlar.
Siyasal eşitlikmiş , dönüşümlü Başkanlıkmış .
Yok öyle şey .
Ben, masaya, bu şartlarda otururum .
Garanti sistemini de, kaldırırsınız .
Tek bir Türk Askeri, adada kalmayacak .
O zaman , Akıncı ile, bu anlaşmayı imzalar . Hemen de, Kıbrıslı Türklerin icabına bakarız .
Rum tarafının ve Yunanistan’ın, isteği bu .
Bu istek doğrultusunda bir anlaşma , adada var olan barış ortamını, sizce ne hale getirir ?
Etrafımıza bir bakın .
Cevabını, hemen bulursunuz .
Son cümlem .
Güneydekiler, kendilerini akıllı . Kuzeydekileri de, zır deli mi zannediyorlar ?
Bu haber 4073 defa okunmuştur

:

:

:

: