Birçoğu sevinemeyecek

Geri vitesi koyarak, pedala bir basalım.

Geri vitesi koyarak, pedala bir basalım.
Öyle bir basalım ki, te 2010 yılına kadar geri gidelim.
2010 yılını mezara kadar belleklerinden silmeyecek olan bir kesim var ki, o da emekli kesimidir.
O yılları, en iyi bilen , o kesimdir.
Çünkü, emekliliklerine kadar çalıştıkları yılları kapsayan emeklilik maaşlarına. Zamanın Hükümeti tarafından getirilen vergilenme adı altında, tırpanlama hareketini hiç mi hiç unutmayacaklardır.
O yılları, hatırlarım.
Emekliliklerini, rahat bir hayat ve huzur içerisinde geçirmeleri gereken emekliler. Bu tırpanlama olayından sonra, yollara sokaklara düşerek. Zamanın iktidarının Anayasaya, ilgili yasalara, aykırı bir şekilde tırpanladığı emeklilik maaşları için, eylemler düzenlediklerini. Hala daha Lefkoşa’ya gittiğimde, eylemlerin yapıldığı alanlarda, emeklilerin seslerini duyar gibi oluyorum.
Zamanın hükümetinin bu eylemler karşısında, geri adım atmaması sonucu. Emekliler Cemiyetinin konuyu, Yüksek Mahkemeye götürmesini. Davanın her celsesinde, zavallı emeklilerin bazıları tekerlekli sandalyelerle, bazılarının bastonları ile mahkeme koridorlarını doldurduklarını. Kimilerinin yanında refakatçilerinin olduğunu, zaman zaman doktorlarının verdiği ilaçları almalarına yardımcı olduklarını. Refakatçisi olmayan emeklilere ise, arkadaşlarının yardımcı olmaya çalıştıklarını. Lefkoşa’ya mahkemeye gittiğim zaman, görür gibi olmaktayım.
Tüm emekliler, o dönem bir yumruk gibi bütünleşerek. Gerek Anayasa’ya, gerekse de ilgili yasalara aykırı olan bu icraata karşı, hukuk savaşımı vererek davalarına sahip çıkmışlardı.
Yüksek Mahkeme, konunun aciliyeti nedeni ile davaya en kısa sürede başladı ve bir devrim niteliğinde olan kararını vererek. Emeklilerin siyasal idareye karşı açmış oldukları davayı haklı bularak.
Emekliler lehine, sonuçlandırdı.
Zamanın Yüksek Mahkeme yargıçlarını, bu sütundan yeniden kutlamak isterim.
Çünkü o zamanki idarenin, keyfi uygulamasının önüne geçmiş. Haklı olan emeklilerden yana karar üretmişti.
Yüksek Mahkeme huzurunda, vergi adı altında kesilen paraların, geriye dönük ödeneceğine dair hükümet söz vermişti.
Buna rağmen kesilen söz konusu paraların, emeklilere geri verilmesi bir türlü gerçekleştirilmemişti.
2010 ‘dan sonra, çok hükümetler değişti.
Ömürlerinin geri kalan döneminde, hayatlarını rahatlıkla geçirmelerini bekleyen emekliler. Mahkeme kararlarını uygulamadığı için, hükümet binalarının yollarını arşınlamaya devam ettiler.
Bu son hükümet döneminde de, arşınlama ameliyesine devam ediyorlar.
İktidardaki hükümetin Maliye Bakanı Sn. Serdar Denktaş, emeklilerle ilgili dün yaptığı açıklamada. Emeklilerden kesilen paraların, bir takvim çerçevesinde ödeneceğini açıkladı.
Bir, Hukuk ilkesi vardır.
“Geç gelen adalet, adalet değildir “ diye.
7 yıl sonra, emeklilerden kesilen paralar iade edilecek.
Birçok emekli, buna sevinemeyecek bile.
Birçoğu, bu dünyadan göçtü.
Birçoğu, göçmek üzere.
Birçoğu, iradesinden yoksun .
Göç edenlerin mirasçıları, bu hakkı aramak ve almak için yasal yollara baş vuracaklar.
Ödemeler, en düşük maaşlardan, en yüksek maaşlara göre. Haziran ayından başlayarak, Eylül ayına kadar, tamamlanacak.
Yani, aşağı yukarı altı ay gibi bir sürede, bu sorun da ortadan kalkmış olacak .
Bu sorun doğmadan önce, bu köşeden hep yazdım.
“Bu icraat Anayasaya ve ilgili yasalara aykırı “ diye.
“Hukuk Devleti ile bağdaşmaz “ diye.
“Bu karar keyfi bir karar “ diye.
Anlatamadım.
Karar “Bağdat’tan döndükten sonra, benim anlatıp da anlatamadıklarımı, Bağdat’takiler anlatıverdiler.
Acaba 7 yıl sonra gelen adalet karşısında, 7 yıl içinde gelmiş geçmiş hükümetleri, emekli kesimi affedecek mi?
Bu haber 4044 defa okunmuştur

:

:

:

: