Geçen günlerde, KKTC Yüksek Mahkeme Başkanının kamu ve kamu personeli ile ilgili acı , fakat gerçek tespitlerini okumuştuk .
Kamuoyunun büyük bir kesimi, bu tespitleri alkışlamış ve büyük bir destek vermişti .
Kamu personelinin 20 – 30 yıl önceki kamu personelinin bilgisine sahip olmadığını , basa basa söylemişti .
Tam o ortamda, memleketteki ekonomik kriz . Hükümetin tavrı . Ana Muhalefetin, muhalefetsizliğini, çeşitli ortamlarda tartışma olanağını buldum ve vatandaşın görüşlerinin . Düşüncelerinin ve çözüm önerilerinin, ne olduğunu yakalamaya çalıştım .
Hükümetin . Bilhassa gıda maddeleri üzerindeki denetimsizliği, vatandaşın odak noktasını oluşturdu .
Bu odak noktasında . Ana muhalefet de nasibini aldı .
Hükümeti, tedbir almaya, ana muhalefet zorlasın dendi .
Değişik ortamlarda, tartışmaların yapıldığı mahallerde bulundum .
Her mahallin, ortak kanısı ayni .
Hükümet, gereğini yapmıyor .
Muhalefet ise, muhalefetliğini yapmıyor . Sonunda söz , ekonomik krizle ilgili çıkarılan kararnamelere geldi .
Halk, kararnamelerin, vatandaşın ucuz gıda maddesi alması için, yetersiz olduğuna kani .
Bunun için, daha aktif hareket edilmesini istiyorlar .
Ben , bu konuda, 1977 ‘de çıkarılan bir yasanın olduğunu . Geçmişte bu yasaya dayanarak . Fiyatların kontrol edildiğini ve narh konulduğunu söyledim .
Şimdi, Hükümetin de, bu yasaya dayanarak fiyatları kontrol edebileceğini, izah ettim .
Tartışmada . Her görüşten ve her partiye gönül veren kişiler vardı .
Tartışma, başka bir boyuta kaydı .
Bu Hükümet ve ana muhalefet . İsteseler de fiyatları kontrol edemezler .
Nedenini sorduğumda, hemen hemen tümü . Partilerin ve içindeki siyasilerin çoğuna, seçimlerde sponsor olanların, büyük bir çoğunluğunu oluşturdukları için. Bu sermaye çevrelerine, denetim yapılamadığını söylediler .
Birisi de, Sn. Başbakanın, Askeri Kantinlerin halka yasaklanması için komutandan istekte bulunduğunu, anlattı .
Halk, artan bu pahalılıktan ve tedbir alınmamasından dolayı . Siyasetçilere çok kızgın .
Söz, tekrar kararnamelere geldi .
Kararnamelerin, halkın beslenmesi için, temel gıda maddelerinin fiyatlarının aşağıya çekilmesinde. Kesinlikle yeterli olamayacağının üzerine basa basa duruldu .
Ben de . Bu kararnamelerin bir çoğunun, Anayasaya aykırı olduğunu . Hükümetin, Anayasaya aykırı hareket ettiğini söyledim .
Orada bulunan bir üst düzey kamu görevlisi . Bu söylemime katılamayacağını . Çünkü Hükümetin her konu ve her alanda kararnameler çıkaracağını, söyledi .
Ben de kendisine . Hükümetler, KKTC Anayasasından yetki almadan, hiçbir iş yapamazlar dedim . Cep telefonundan Mah. Sitesine girerek, Anayasayı indirdim .
İlgili maddesi olan. Madde 3. Fıkra 4 ‘ü okudum :
Hiçbir organ ve makam ve merci . Kaynağını bu Anayasa’dan almayan bir yetki kullanamaz.
Bana ve oradakilere yanıt olarak, şunları söyledi ve oradaki kamu personelini o söyledikleri ile, kendisinin söylediklerinin doğruluğuna inandırmaya çalıştı .
Söylediği şuydu :
Bu Hükümet , Meclisten güven oyu aldı . İstediğini yapar .
Bunu söyleyen, kamuda bir üst düzey görevlisi .
Güven oylamasının, Hükümetlerin işe başlaması için, bir şekil şartı olduğundan da, habersizdi .
Bu, onun suçu ve günahı değildir .
Bu suç ve günah . Devlet Yönetiminin, Hukuki Mevzuatının, Kamu personeline, Hizmet İçi Eğitimlerle öğretilmemesidir .
Binlerce geçici personel alınmış , ne sınav ne mülakat .
Derhal . Ciddi bir şekilde . Kamuda Hizmet İçi Eğitimlere başlanması farz olmuştur .
Bu, Devlet çarkının manivelasını döndürecek el . Mevzuattan bi haber ise . Manivelayı, hangi yöne çevireceğini, ne bilsin ?