Her zaman Türkiye’ye ayak bağı

Türkiye, ne zaman düşmanlarından ve şer odaklarından kurtulmak için bir hamle yapsa .

Türkiye, ne zaman düşmanlarından ve şer odaklarından kurtulmak için bir hamle yapsa .

En büyük müttefiki Amerika, hemen engelleme ve karşı durma davranışlarına girişir .
Bunu, hemen Avrupa ve Batılı ülkeler takip ederek .
Amerika’nın dümen suyuna girerler .
Bu ülkelerin, bu davranışları Türkiye’nin Nato’ya girmesi ile başladı.
Türkiye, Nato şemsiyesi altına alınarak. Milli çıkarların korunması ve kollanmasında, Türkiye’yi nötr hale getirdiler. Türkiye’nin sınırları içerisinde, Türkiye’nin milli çıkarları değil de kendi çıkarları ön plana getirildi. Bunda daha çok Amerika’nın çıkarları ön plana alındı .
Halbuki Nato sözleşmesine göre, üye ülkelerin tümünün milli çıkarları ön planda.
Yıllarca, Türkiye’nin milli çıkarları bir yana itilerek .
Kendi çıkarları için .
Türkiye’nin geleceğini de tehlikeye atarak. Kendi milli çıkarlarını Türkiye üzerinden sağlamaya çalıştılar .
Türkiye’yi, yıllarca Milli Misakın içerisinde hapsettiler .
Bu sınırların dışına çıkmasına, hep engel oldular.
Bunu da, sözde Nato menfaatleri için yaptılar .
Nato’yu oluşturan ülkeler .
Atatürk’ün milli mücadelede kazandığı zafer olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devletini. Hiç ama hiç, içlerine sindiremediler.
Bu devletin gelişmesini, dışarıya açılmasını hep engellediler .
Bu nereye kadar sürdü .
Kıbrıs olaylarına kadar .
Türk Halkı .
Nato ve Batı’nın, 1963 – 1964 ‘de tam manası ile yüreğini ve beynini iyice kavradı .
Ne menem olduklarını gördü .
Bunun için bu illetten kurtulmanın yolları hep birlikte aranmaya başlandı .
Türk Gençliği .
“Tam Bağımsız Türkiye” sloganı için yollara düştü .
Bu slogan, yıllardan sonra Türk Halkının beyninde yer etti .
Kendi ekonomik çıkarlarını kollamak için, dünyanın bir ucuna militarist güçler göndererek . Yöre insanlarını zalimce öldüren Amerika .
Kıbrıs’ta katledilmekte olan Kıbrıs Türk Halkını korumak için. Uluslararası Anlaşmalara dayanarak, Kıbrıs’a müdahale hakkını kullanmasın diye, Türkiye’nin hep önünü kesti .
Altıncı filo ile tehdit etti .
Verdiği silahların kullanılamayacağı tehdidinde bulundu .
Bu tehditler .
Nato şemsiyesi altında uyutulmaya çalışılan Türkiye’yi, uyandırdı.
Kendine getirdi .
Bu uyanışı ve akabinde gelecek direnç ve bağımsızlık olgusu karşısında .
Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmak ve bölgede İsrail devletinin sınırlarını genişletmek için, PPK terör örgütünü oluşturarak. Türkiye Cumhuriyeti Halkını hedef göstererek katliama başlattılar .
Amerikan uçakları, Türkiye semalarından PKK terör örgütü mensuplarına, silah, cephane ve mühimmat attılar .
Bunu fark edip açıklayan Türk Generallerini, stinger füzeleri ile helikopterde katlettiler .
PKK terör örgütünü yıllarca her alanda beslediler .
Türkiye .
Dışarıdan gelen bu terör karşısında, vatandaşlarının can ve mal güvenliklerini sağlamanın yolunu. Güvenli bir ara bölge yaratmak için Suriye topraklarına girmede buldu .
Vay sen misin, bu ara bölgeyi ortaya atan .
63 , 64 ve 74’te karşı çıkanlar. Yine hep beraber, Türkiye’ye karşı bir bela olan terör örgütlerine yapacağı harekata, küllü karşı çıktılar .
Bu terör örgütlerine, ABD yıl içerisinde 600 tır, askeri mühimmat ve donanım yardımında bulundu .
Kime karşı ?
Pek tabii ki, Türkiye’ye karşı .
Bu nasıl bir müttefiklik .
Gerçek müttefik olan, bu tür harekette bulunur mu ?
Bu yazıyı yazarken, belki TSK Suriye’ye girmiştir .
Bu olayda da .
Türkiye, Dünyada gerçek dost ve müttefiklerini, bu sayede yeniden görmüş ve öğrenmiş olarak. Kendine yeniden bir dış politika çizmiş olur .
Bu olayın, Türkiye’de halkı ve siyasal partileri. Milli çıkarların etrafında birleştirmesi bakımından da altı çizilecek bir gerçek.
Türkiye bu olayda, yerden göğe kadar haklıdır .
Bu haklılık karşısında da gereğini yapmada serbest olup , hiçbir ülkeden izin almaz .
1974’te yaptığı gibi .
Bu haber 4587 defa okunmuştur

:

:

:

: