Türkiye’nin vatandaşlarının can ve mal güvenliğini ve ayni zamanda coğrafyasının bütünlüğünü sağlamak için, yaptığı Barış Pınarı Harekatı karşısında. Batı, Türkiye’ye tavır aldı. Almaya da devam ediyor .
Türkiye’yi haksız, Terör örgütlerini haklı bulan batılı devletlerin yanında . Türkiye’nin içinde bulunduğu ittifakların üyeleri de bulunmaktadır .
Bu ittifakların içindeki müttefikler . Türkiye’nin SÖZDE müttefiki durumunda.
Harekatla, bu sözde müttefikler, ağızlarındaki baklayı çıkararak. Bu terör örgütlerine her türlü yardımı yaptıklarını ve yapmaya devam ettiklerini . Bunların içinde, silah ve mühimmatın da olduğunu beyan ettiler .
Yani bu terör örgütlerini, Türkiye’ye karşı, her türlü olanaklarla beslemektedirler .
Bu terör örgütlerinin, Türkiye üzerindeki emelleri nedir ?
Türkiye yetkilileri bunu açıkladılar ve açıklamaya devam ediyorlar .
Bölgede bir terör devleti kurmak ve arkasından Sevr’i uygulamak .
Bu devletin coğrafyasına. Türkiye’den de coğrafya alarak katmak .
Terör örgütlerinin verdiği mücadele bu .
Bu mücadeleyi sadece bu terör örgütleri mi veriyor ?
Buna evet demek mümkün değil .
Bunlara bu mücadeleyi başlatan ve destek veren, Batı .
Batının bu projesi .
Ta, Osmanlıya kadar gider .
Bu konular gündeme geldiği zaman .
Hep Sevr paçavrası aklıma gelir .
1915 ‘lerde Osmanlıya dayatılan ve kabul ettirilen Sevr paçavrasını
Atatürk yırtıp çöpe atmış . Verdiği Kurtuluş Savaşı ile de 9 Eylülde bunu zaferle sonuçlandırmıştı .
Sevr’in uygulanması o dönem mümkün olmadı .
Bunun uygulanmasını, Atatürk’ün bu dünyadan göç etmesini bekleyerek durdular .
Atatürk’ün ölümü ile kaldıkları yerden devam etmeye başladılar .
Osmanlıya, Sevr’i hangi devletler kabul ettirmişti?
Başta İngiltere, Fransa, Çarlık Rusya’sı önderliğinde Sırbistan , Karadağ , Belçika. Sonradan bunlara , İtalya , ABD , Japonya , Yunanistan , Portekiz ve Romanya katılmıştı .
Atatürk’ün başlattığı Kurtuluş Savaşı ile bu sayı azalarak üçe inmişti.
İngiltere , Fransa , İtalya .
Bu ülkeler o devrin süper ülkeleri arasında idi.
İngiltere, Birinci Dünya Savaşında büyük askeri kayıplar verdiği için Anadolu’nun işgalini, Yunanistan’a bırakmıştı .
Yunanın, İzmir’den başlayan ve Anadolu içlerine kadar giden işgal hareketinin arkasında . İngiltere , Fransa ve İtalya’nın, SEVR Planı yatmaktaydı .
9 Eylülde bunun mümkün olmadığını gören bu güçler .
Bu Planı ilerde uygulamak için “buz dolabına” koydular .
Bir de, sömürü düzenlerini garanti altına alacak olan NATO ittifakına, Türkiye’yi alarak. Planlarını gizlice ve uzun vadede tatbike koyuldular .
Nato, Türkiye coğrafyasında, hep ABD’nin çıkarlarını ön planda tutarak . Türkiye’yi kullanma politikasının dışında bir politika uygulamadı .
Türkiye’yi, Misakı Milli sınırları içerisinde etkisizleştirip. Bağımsız hareket etme fonksiyonunu dumura uğratmak. Nato teşkilatının başta gelen amaçlarından biri olmuştur .
Bu 1963 Kıbrıs olaylarına kadar sürdü .
1963 Kıbrıs olayları, Nato’nun ve onun süper gücü olan ABD’nin gerçek yüzünü gösterdi . Nato silahlarının, Nato’nun izni olmadan kullanılamayacağını tehditkar mektuplarla, Türkiye’ye bildirildi .
Açık açık, Nato merkezinde, SEVR haritasının tatbiki ile ilgili toplantılar artarda yapılıyor. Atatürk’ün çöpe attığı Planın uygulama tartışmaları , Türk subaylarının önünde küstahça yapılıyordu .
Türkiye, 1963’te Batınının gerçek yüzünü gördü ve anladı .
Batı, bu gerçekle karşılaşınca .
Açıktan SEVR’i uygulamanın faaliyetleri içine girdi .
Teröristleri her hal ve şart altında her türlü destekle besledi .
Beslerken de, bunlara karşı önlem almaya çalışan Türkiye’nin önünü kesti .
Türkiye her şeye rağmen . Nato’dan ayrı oluşturduğu ordu ile bu oyunu bozacak hareket ve harekatlara girişti.
Bu planın arkasında yer alan sözde müttefikler ise, Türkiye’nin karşısına dikildiler .
Teröristlerin yanında . Türkiye’nin karşısında yer aldılar .
Günümüzde de bunun başını çeken. İki NATO üyesi ve sözde Türkiye’nin müttefikleri .
ABD ve Fransa .
Türkiye’nin Barış Harekatı için Fransa Cumhurbaşkanı Macron .
“ Türkiye NATO’ya danışmadı. Bizi de ilgilendiren Suriye’ye, bağımsız hareket ederek . Harekat düzenledi . NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” yollu açıklamada bulundu .
Bu terör örgütlerinin, Türkiye coğrafyasında uyguladığı sür git terör hareketleri ile katledilen Türk vatandaşları için, günlerden sonra taziyelerde bulundular . Nato olarak , bu soruna ortak bir çözüm yolu bulmak için kılını kıpırdatmayacaksın . Türkiye’yi tek başına bu terör örgütleri ile baş başa bırakacaksın .
Sonra da Türkiye’nin bağımsız hareketinden . NATO’nun beyin ölümünden bahsedeceksin .
NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti ise .
Macron bunu. Gözünü Türkiye’nin NATO müttefiklerine çevirir ve kendi de aynaya bakarsa . Nato’nun beyin ölümüne müsebbip olanları
derhal görür .
NATO üye devletlerin ortak çıkarları için kurulan bir teşkilattır . Nato sözleşmesinin bir kuralı .
Türkiye için, bu kural hiçbir zaman uygulanmadı .
Türkiye by-pas edilerek . Türkiye üzerinden çıkarlar elde edilme politikaları izlendi .
Bay Macron . Türkiye’nin bağımsızlık ve egemenliği. Türk Ulusu için yaşamsal bir gereklilik ve gerçekliktir .
NATO için bundan vaz geçmez .
Vaz geçecek olanlara da izin vermez .
Zaten NATO ülkeleri . Teşkilat sözleşmesini yerine getirecek yükümlülüğü de yerine getirmekten aciz .
ABD Dişişleri Bakanı Pempeo “ Üye devletler yükümlülüklerini yerine getirmezse, NATO yıkılır” yollu açıklaması ile Macron’un NATO’nun geleceği ile yaptığı beyanı çürütmektedir .
Kaldı ki, NATO sözleşmesinde, üye ülkelere. Her hangi bir tehlike karşısında . Bağımsız hareket etme hakkını vermektedir .
Macron . İçinde bulunduğu teşkilatın sözleşmesinden de habersiz .
Fakat üstlendiği misyon SEVR .
Bunun imkansızlığını görünce de ortaya NATO’nun beyin ölümü safsatasını atmıştır .
Türkiye için NATO’ya gelince .
Şimdiye kadar NATO’dan beklediğini bulamayan Türkiye . NATO’suz da dünyada devlet yaşamını sürdürür .
Da, NATO Türkiye’siz ne yapar ????