Mayıs ayı ortalarında, mevsim normallerinin çok üstünde meydana gelen ve 42 derecenin üstüne çıkan hava sıcaklığı nedeni ile. Narenciye ağaçlarında bulunan çiçek veya minik meyvelerin yanması sonucu. Narenciye bahçelerindeki ağaçlarda meyvelerin nerede ise tümü dökülmüş.
2020 - 2021 hasat dönemi şimdiden tehlikeye girmiştir.
Bu yıl yapılacak olan tüm bakım ve onarım masraflarını, ileride satılacak üründen karşılayacağını hesap eden üreticiler. Bu durum karşısında ne yapacaklarını bilemez duruma gelmişlerdir.
Sulama dönemine girdiğimiz bu günlerde. Ağaçlarında masraflarını karşılayamayacak ürünün olmayışı karşısında, kara kara düşünmekte. Çıkış yolları aramaktadırlar.
Ekolojik yapının ve iklimlerin değişmesi nedeni ile meydana gelen ve bir tür tabiii afet olan bu durum. Ultraviyole ışınlarının da etkili olmasından dolayı, bu olumsuz durumu yaratmıştır. Narenciye üreticileri açısından, ciddi maddi sıkıntı yaratacak bu durum karşısında. Hükümet derhal girişimde bulunarak. Bu sıkıntılı duruma bir çıkış noktası bulacak adımı atmalıdır.
Zaten, ürün fiyatları ile ilgili memnun olmayan üreticiyi. Bir de bu olumsuzluk vurmuştur.
Ayni durum, Türkiye’de de bir felaket olarak ortaya çıkmıştır.
Adana, Antalya ve Alanya’da narenciye bahçelerindeki ürün. % 85 ile % 100 arasında dökülmüştür.
Üretici birlikleri ve bağlı kuruluşlar, TC Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’dan. Kendilerine maddi açıdan yardımda bulunulmasını talep etmiş.
Sigorta kapsamına bu durumun dahil edilmesini istemişlerdir.
Bunu isteyen üretici, bu durumun tabii afet olarak sigortaya dahil edilmemesinin bir sonucu olarak, talep etmişlerdir.
Peki bizde durum ne ?
Bizde, Tarım Sigorta Yasası’na dayanılarak çıkarılan bir tüzük var.
İlgili yasanın 4. ve 15. maddesine dayanılarak çıkarılmıştır.
Tüzüğün 5. maddesi aynen şöyle :
Sigortanın genel kapsamı 5. (1) :
(A) Kuraklık sigortası.
(B) Don sigortası.
(C) Dolu sigortası.
(D) Sel ve taşkın.
(E) Fırtına sigortası.
(F) Pas hastalığı.
Tabii afet olarak, yasa koyucu, yukarıdaki altı maddeyi belirledi.
Çöl sıcaklarının yaratabileceği tabii afetleri, sarfı nazar etti.
Belki bu tüzük hazırlanırken, bu denli aşırı sıcakların oluşup, bir tabii afet haline dönüşeceğini hesaplayamamış olmalarındandır.
Narenciye ağaçlarında, bu afet nedeni ile ürünün kalmaması karşısında. Üreticinin, Genel Tarım Sigorta Fonuna baş vurma hakkı da olmamaktadır.
Bu durumda.
Acilen, ilgili yasa ve ona dayanılarak çıkarılan tüzükte değişikliğe gidilerek. Bu durum da tabii afet kapsamına alınmalıdır.
Yasaların geri gidilmez kuralı ve ilkesi var.
Vatandaşın lehine bir durum doğuracaksa, geriye gidiş de olur.
Bu hukukta genel bir karinedir.
Veya başka bir fondan veya kalemden, narenciye üreticilerinin zarar ziyanı karşılanmalı.
Vakit geçirilmeden, bu ameliyeye başlanmalı.
Narenciye üreticisi, bu konuda çık sıkıntılı ve tedirgindir.
Bu yazdıklarım, Narenciye üreticilerinin zarar ve ziyanlarının karşılanması için alınacak önlemlerdir.
2020 – 2021 yılı narenciye hasat dönemi belki de olmayabilir.
Olsa bile çok güdük kalır.
2021 narenciye döneminde, iç piyasa için bile, narenciye meyvesi bulunmayabilir.
Ayni durum, Türkiye için de geçerli.
Tarım Bakanlığı ve Hükümet. Bunun önlemini şimdiden düşünüp almak zorunda.
Ürün alamayacak olan Narenciye üreticisi. Ürün alabilecekmiş gibi, bahçelerine her sene yapmakta olduğu bakımı yapmak zorunda.
Zar zor bu işi sürdüren üreticiye. Çeşitli kanallardan olmak üzere maddi kolaylıklar sağlanmalı.
Sn. Başbakanın bir sloganını çok beğeniyorum.
“ Yerli üretim.”
“ Yerli İstihdam.”
“ Yerli tüketim.”
Narenciye üretiminin sürdürülmesini kolaylaştıracak ve üreticiyi rahatlatacak tedbirlerin alınmasını. Narenciye üreticileri ivedilikle beklemektedir.
İş, bekletilmeye gelmez.
Sonra.
Yalçın Cemal demedi denmesin.