Yaşamın realitesinde çocuk

İnsan yaşamında, insanı insan yapan değerler nelerdir? Bu değerlerle yaşadığı toplum içerisinde büyüyen birey, topluma nasıl etki edebilir? Neleri, nasıl değiştirip geliştirebilir?

İnsan yaşamında, insanı insan yapan değerler nelerdir? Bu değerlerle yaşadığı toplum içerisinde büyüyen birey, topluma nasıl etki edebilir? Neleri, nasıl değiştirip geliştirebilir?

SİYAH PARMAKLAR

Senelerdir bir Türkçe öğretmeni olarak girdiğim sınıflardaki öğrencilerime sadece Türkçe bilgisi vermiyorum. Mesleğimin ta başlarında sadece bilgi aktaran bir öğretmen olmayacağım için kendi kendime söz vermiştim. Ailemdeki çoğu bireyin de öğretmen olması, beni bu mesleği daha bir inceleme altına almamda etkili olmuştu. Dediğim gibi, öğrencilerimin sadece bilgi düzeylerine değil; onların fiziksel, ruhsal yapılarına da önem veriyorum. Onların gözlerine bakınca ne yaşadıklarını, neye hazır olmadıklarını ya da az bir zaman önce üzülmüş ya da tam tersi sevinmiş olabileceklerini görmeye; bu ruh durumuyla birlikte onları kendi dersime hazır duruma getirmeye çalışıyorum. Bunun için öncelikle, onlarla konuşarak, onları anlamaya, ders öncesi ve sonrasındaki davranışlarını anlamlandırmaya gayret gösteriyorum. Bazı derslerimde, öğrencilerimin uyku durumlarından, derse katılmamalarından, ödev yapmamalarından ya da parmaklarının siyahlığından çalışıyor olduklarını tahmin ediyorum. Büyük bir içtenlikle de soruyorum kendilerine. Onlarla anda da olsa yaşadıklarını paylaşmaya çalışıyorum. İyi de yapıyorum. Çünkü, hepimiz öğretmen, öğrenci olmanın ötesinde bu toplumda yaşamaya çalışan bireyleriz de. Bazen, yaşımız kaç olursa olsun, çalışmak durumunda kalabiliyoruz. Fakat, bundan eminim ki bugün çalışmak zorunda kalan ve kendini yenileyen ve güçlendiren öğrencim, yarının büyük adamı olacak. Onları en iyi yerlerde görmek içinse sabırsızlanıyorum.
GELECEK VE ONLAR
İnsanı insan yapan değerlerimiz saygı, sevgi, hoşgörü, dürüstlük, çalışkanlık, milli bilinç, maneviyatımız… Tabii ki bu değerlerin zıtları da tüm insanlıkta mevcut. İyiyi, kötüyü, sevgiyi, sevgisizliği, siyahı, beyazı; her iki kutbu da ruhumuzda barındırıyoruz. Önemli olan, olaylar, durumlar karşısında hangi tarafımızı ön plana çıkartmayı seçtiğimiz. Yaşamın içerisinde, kuşkusuz ki duygu ve düşüncelerden en çok etkilenenler, çocuklardır. Çocuklar, geleceğin bilim adamı, edebiyatçısı, doktoru, öğretmeni… En çok da üzerinde durulması gereken çocukların yaşamıdır. Çünkü çocuklar, yaşları gereği saf, temiz ruhlarıyla, taze beyinleriyle değişmeye ve gelişmeye oldukça müsaitler. Çocukları şekillendirmek, bizleri şekillendirmekten çok daha kolay. Bunun için toplumun çocuklarına iyiyi, doğruyu, güzeli, beyazı, saygıyı, sevgiyi… öğretmek; onlara bunu yaşatabilmek gerekiyor. Toplum, ancak ve ancak değişip gelişen çocuklarımız ve onların ortaya koydukları işlerle, hangi alanda olursa olsun oluşturdukları ürünlerle bizleri geliştirici, kültürümüzü zenginleştirici, bilgi ve zevk verici nitelikte olur.




EDEBİYATTAN BİR ÖRNEK
Ünlü edebiyatçımız Sabahattin Ali’nin “Ayran” öyküsünde, Küçük Hasan’ın özellikle de kış aylarında tren istasyonunda ayran satarken çektiği sıkıntılar üzerinde duruluyor. Annesi ve iki küçük kardeşiyle birlikte yaşamını zorluklar içerisinde sürdürdüğü anlatılıyor. Aslında, örnek olarak alınan bu öykü ve edebiyatımızdaki benzerlerinde, çocukların yetişmesinde önemli bir yere sahip olan aile – ailesizlik, zenginlik - yoksulluk, mücadelecilik kavramları tüm gerçekliğiyle anlatılmaya gayret gösteriliyor. Çünkü, bu edebi metinlerde anlatılan tüm yaşantılar, her dönem içerisinde kendi realitesinde oluşan ve gelişen, yaşanılan her olayın, her durumun, duygunun ve düşüncenin bireydeki dışavurumu, aktarımı olarak ortaya çıkıyor. Toplumu toplum yapan da edebiyatı toplum ve dönem içerisinde canlandıran / ölümsüzleştiren de bireydir. Bireyse, bugün iyiliği ya da kötülüğü; kolaylığı ya da zorluğu; zenginliği ya da fakirliği; mücadele ruhunu ya da korkaklığı öğrettiğimiz çocuklarımız.
Bu haber 2687 defa okunmuştur

:

:

:

: