Son Maraş açılımı ile ilgili olarak , BM GK üyeleri olsun , bunların bağlı olduğu ülkelerin Dışişleri Bakanları olsun . Sanki meşveretleşmişler gibi ayni teraneyi , ayrı ayrı çalıp söylediler .
“Kınıyoruz karar geri alınsın .”-
Niye ?
Federasyon tezi üzerinde görüşmeler kaldığı yerden devam etsin . Federasyon tezi ile yapılan müzakereler , yarım asrı geçti . Bu süre içerisinde , güney ve Yunanistan şimdi her zaman olduğu gibi bu ikilinin borularını öttürdükleri batılıların da desteği ve sahtekarlıkları ile yarım asırdan fazla Kıbrıs Türk Halkının hayatından çaldılar . Federasyon yapacağız aldatmacılığı ve sahtekarlığının arkasına sığınarak . Dünyada Kıbrıs’ın tek hakimi ve tek temsilcisi olarak statülerini sürdürerek , devlet olmanın kaymağını yemektedirler .
Son Maraş kararı karşısında BM GK’nin başkanlık açıklaması olarak çıkardığı karara , hiç şaşmadım .
İkinci Dünya Savaşından sonra kurulan bu örgüt ( Birleşmiş Milletler Teşkilatı) kabul edilmiş ve tüm üye devletlerin imzalamış oldukları sözleşmeye hiç uymadılar . Hele hele GK daimi üyesi olan 5’ i bir yerde olanlar , kendi ülkelerinin çıkarlarını koruyan kararlar dışında üretmiş oldukları ağızlı yüzlü hiçbir kararları yok .
Teşkilatın tekrar ele alınıp dizayn edilmesi gerekmektedir .
Çünkü bu beşlinin tavır ve aldıkları kararlar karşısında , Teşkilata olan güven sarsılmış ve bunun sonucu olarak da itibarsızlaşmıştır .
Beşli , dünyayı beşe bölerek nüfuz alanı içerisine almış , dünyanın mamasını yemektedir .
Gelelim bunların kınama ve Maraş’la ilgili alınan kararın geri alınması isteklerine .
Kararın arkasındaki gerekçe de “dandik .“ Uluslararası hukuk dillerinden düşmüyor . Açılma kararı bunların savunduğu Uluslararası Hukukla , mülklerle ilgili olarak , tam bağdaşır durumda .
Karar ise , bir devletin egemenlik haklarına dayanılarak alınan bir karar . Bu egemenliğin nereden geldiği sorulacak olursa . 1960’ta teşkilatınıza üye yaptığınız Kıbrıs Cumhuriyetinin kurucu ve egemen ortağı olarak , bu egemenlik hakkına dayanılarak alınan bir karar .
Sizin aldığınız karar , bunların üzerinde olamaz .
İşte bu icraatlarınız sayesinde , aldığınız kararlara üye ülke devletleri dahi uymuyor .
İsrail’e diş geçirebildiniz mi ?
Ya Rusya’nın , Kırım’ı işgaline ne yaptınız ?
Son can simidi AB . O simit de delindi su alıyor .
Almanya Şansölyesi Merkel , baklayı ağzından çıkardı . Türkiye’nin AB üyeliği imkansız . Bunun nedeni siyasi değil iktisadi . AB simidi de geçer akçe olmaktan çıktı .
Aslında Türkiye’nin AB kapısına kilidi . Ne Merkel ne Yunanistan ne Kıbrıs Rumları ne de Makron efendi taktı . Kilit bizzat Evren Cuntası döneminde Evren tarafından kilitlendi .
Türkiye’nin AB yolculuğu , 1963’ te Ankara Anlaşması ile başladı .
1981 Askeri rejimi ile askıya alındı .
1983 yılında yeniden başladı .
Biraz gerilere giderek analizimize devam edelim .
1974 Yunan Cuntasının 15 Temmuzda adayı Yunanistan’a bağlamak için yaptığı darbe . 5 gün sonra Ecevit Hükümetinin adaya asker çıkarması ve ENOSİSİ engellemesi . Yunan Rum ikilisine her zaman hempalık görevini yapan Batı . Ecevit’in kararlı duruşu karşısında beklediğini bulamadı . Buna kızan Yunanistan , NATO’nun askeri kanadından çekildi . Hempalar onun gönlünü aldı razı etti , tekrar askeri kanada dönmeye karar verdi .
Fakat Türkiye Yunanistan’ın bu isteğini , AB üyeliği müracaatına kadar askıya aldı .
Ne zamana kadar ?
“ Bizim çocukların” askeri darbe yapmalarına kadar .
Zamanın NATO GS ROGERS bir plan hazırlayarak . Türkiye Yunanistan arasındaki sorunların ortadan kalkması için karşılıklı iyi niyete dayanan girişimler başlattı .
Türkiye Yunanistan’ın NATO askeri kanadına girmesine onay verecek . Yunanistan da buna mukabil Türkiye’nin AB üyeliğine evet diyecek .
Türkiye evet dedi . Yunanistan askeri kanada girdi .
Yunanistan zamanı geldiğinde Türkiye’nin AB üyeliğini veto etti .
Rogers planı karşısında Türkiye’deki tüm siyasi parti kadroları konuşma ve yazma yasaklı oldukları için , bunun eleştirisini ve ilerde telafisi mümkün olmayacak sonuçlar doğuracağı uyarısını . Hasta yatağında eski büyükelçi ve Ecevit Hükümetinin Savunma Bakanı olan rahmetli Hasan Esat Işık yaptı . Evren’in bu eleştiriye karşı yanıtı hem sert , hem de çok komik olmuştu .
“General ROGERS bana asker sözü verdi ” diye .
Karşılıklı olarak elde tutulan koz , Evren’in asker sözü karşılığında yitirilmiş ve Türkiye’nin AB yolu bu aşamaya gelmiştir .
1964 Jhonson mektubu ile başlayan batı ile ilişkilerdeki son nokta . 20 Temmuz törenlerinde Sn. Erdoğan’ın yüzlerine karşı haykırdığı tümcelerle belirtilmiştir .
“YALAN . YALAN . YALAN .”
Bunların iskaloşası yalan üstüne kurulmuş .
64 ‘ten 2021 ‘e kadar gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır .
Kınamışlar . Kararın geri alınmasını istemişler .
Dernek niteliği kadar itibarı ve saygınlığı kalmamış bu kuruma , en güzel yakıştırmayı Sn. Fatih Altaylı yaptı .
Başkanlık açıklamasına gelince vız gelir , tırıs gider .