TC ile imzalanan ekonomik ve mali protokol geçen gün resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi .
Haftalarca kamu oyunu merakta bırakan protokolün içeriği de kamu oyunun bilgisine getirilmiş oldu .
Protokolün imzalanmasında , hatırlanacağı gibi zamanın Başbakanı Sn. Sucuoğlu ile Maliye Bakanı Sn. Sunat Atun bulunmuştu .
Resmi gazetede yayınlanması ise , Sn. Üstel’in kabinesine kısmet oldu .
Sn. Sucuoğlu hep diyordu :
Radikal tedbirler diye .
Protokole bir göz attığımızda bunun daha ziyade radikal tedbirlere yönelik olduğunu görürüz .
Tabii , sadece mali ve ekonomik olarak radikal tedbirler değil . Ülkenin siyasi, sosyal alanını da kapsayacak tedbirlere de , protokolde rastlıyoruz .
Harcamaların , protokoldeki kurallara göre uygulanması , her üç ayda bir oluşturulacak sistem ile TC. elçiliği vasıtası ile Ankara’daki ilgili birime ulaştırılması ve kontrol edilmesi .
İstihdamlara da protokolde , çeki düzen verilmekle ilgili cümleler konmuş . Devlet kurumlarına , istihdamlarda bir önceki yılda ayrılan sayı kadar istihdam yapılması öngörülmüş . İstihdam eksikliği olan kurumlara öncelik verilmiştir .
Belediyelerle ilgili olarak da , ciddi bir iç denetim sisteminin oluşması .
Herhalde bundan murat edilen , hem mali hem de idari denetim olsa gerek . Ayrıca belediye meclis üyelerinin denetim yetkisinin de güçlendirilmesi gerekliliğini belirten cümleler de yer almaktadır .
Protokolde sendikalarla ilgili ibareler de var . Sendikal faaliyetleri dışında kuruluş amaçlarını aşan siyasi ve ideolojik faaliyetlere yasak getirilmesi için yasal düzenlemeye gidilmesi .
Toplantı ve gösteri yürüyüşü mevzuatında düzenlemelere gidilmesi .
Kamu personel rejimi ve emeklilik sistemi ele alınarak yasal düzenlemeye gidilmesi .
KIB-Tek için iyileştirilmeden bahsedilmekte , dağıtımda yeni düzenlemeler öngörülmekte . Elektrik sektöründe ise yeniden yapılanmadan bahsedilmekte .
Toplu iş sözleşmelerindeki , süre bitimi ile , otomatik yenilenme sona erecek . Sözleşme yenilenmeyecektir .
Tüm maaş ödemelerinden vergi ve prim alınacaktır .
Protokolün belli başlı radikal maddeleri bunlar .
Başlangıcında ise dış güvenlik ve iç güvenlikten bahsedilmektedir .
Dış güvenlikten kasıt , Devlet sınırları ve bu sınırlara vaki olabilecek saldırı ve ihlallerin önlenmesi .
İç güvenlikten ise , somut ve etkin ikili işbirlikleri yapılacağını ön görmektedir .
Bu ibare çok soyut bir kavram . Hangi amaçla ve nasıl bu işbirlikleri yapılacaktır , soyut olarak açıklanması gerekmez mi ?
KKTC yetkilileri bu konuda gerekli açıklamaları yaparak halkı aydınlatmalıdırlar.
Can alıcı noktalar bunlar .
Şimdi bunların uygulanmasına sıra gelmiştir .
Bunlar, Sn. Sucuoğlu’nun Başbakanlığında değindiği gibi radikal tedbirlerdir . Radikal tedbirler , hiçbir zaman o ülkede yaşayan yurttaşlar tarafından benimsenip içlerine sindirilmez .
Çünkü bunlar , her zaman tarih yazmıştır ki , hep yurttaşlardan bir şeyler almış . Onu bulunduğu konumdan daha zor şartlarda hayatını idame ettirmeye zorlamıştır .
Bu nedenle doğacak tepkilerin önüne geçilmesi için de halkın tepkisini ortaya koyan eylemlerin kısıtlanması yoluna gidilmiştir .
Tarih sayfaları bunlarla dolu .
Tabii bu uygulamalar , başka tepkiye neden olan eylemleri de beraberinde getirmektedir .
Hükümet bu konuda hassas bir denge oluşturmak zorundadır .
Çünkü .
Radikal tedbirler vatandaşı esenlendiren tedbirler değildir .
Protokolün uygulanması demokratik hukuk devleti kuralları çerçevesinde olmalı . Hukukun üstünlüğü her zaman ön sırada yer almalıdır .
Aksi . İstemediğimiz kaoslar girdabında kendimizi buluruz .
Sonra Yalçın Cemal yazmadı demeyin .