Dün , Sn. Başbakanın meclis kürsüsünden yaptığı ve ülke gerçeklerini yansıtan konuşmasını dinledim .
Bir cümlesinde ise halkın açlık sınırında olduğu yollu ifadesi , dikkat çekti .
Sn. Başbakanın tespiti çok yerinde .
Evet halkın büyük bir kesimi sefilleri oynuyor .
Geçen yazılarımda da belirtmiştim . Halk sandviç ve aperatiflerle beslenmeye çalışmaktadır . Bu maalesef devlette çalışan ailelere kadar inmiş .
Ekonomi , kamu maliyesi dibe vurmuştur .
Umutlar , ekonomik ve mali protokole bağlandı .
Vergi gelirleri , gumgumanın dibini bile kapsayamıyor .
Bunun için vergi gelirlerinde artış için protokolde kurallar vardır . Bu kurallar çalışanlar için de önemli bir yer tutmaktadır .
Yine boza , çalışanın ensesinde pişecek gibi .
Hatta meclis başında , ekonomik ve mali protokolün tansiyonu ile açıldı . Muhalefet çok ciddi eleştirilerde bulundu .
Eleştiri dozu biraz yüksek olmuş olacak ki , meclis bir hayli elektriklenip tansiyon tavan yaptı .
Vekiller birbirlerinin üzerine yürüdü . Görüntü gayet olumsuz ve çirkin oldu.
Cumhuriyet Meclisi , ülkenin dışa açılan kapısı ve penceresi . İçte ise ülkenin aynası .
Maalesef ayna , iyi ve hoş görüntü vermiyor .
Yurttaş , vekillerden icraat bekliyor . Efelenmek değil .
Yağlı güreş meydanı hiç değil .
O Meclisin temelinde , binlerce Şehit Mücahit ve Mehmetçiğin canı kanı var .
Ülke upstairs – Downstairs’e döndü . Türkçe telaffuz edersek yukarıdakiler aşağıdakiler hikayesine dönmüştür .
Halk açlık sınırında . Devlet sekreterleri ise yalnız kamudaki faaliyetlerinde değil , özel hayatlarında da Jaguar marka arabalar kullanmakta .
RHA’lar KKTC’nin her tarafında kol geziyor . Hazinenin boş olduğu söyleniyor . Peki bu RHA filosu yollarda nasıl fink atıyor ?
Tasarruf tedbirlerine , devlette ne zaman düğmeye basılacak ?
Sadece RHA’ larda değil , devletin diğer alanlarında da tasarruf tedbirlerine gidilmelidir .
Geçen gün ara bölgede , BM askerlerinin olduğu bir alana silahlı saldırı olmuş. Saldırganların güney tarafına kaçtığı , tespit edilmiş .
BM askerleri 1964 yılından beri adada . Geliş nedenleri de adada akan Türk kanının durdurulması .
Türk kanının akmasını önlemek şöyle dursun . Rum çapulcularla birlikte hareket ederek . Türk Mücahitlerini Rumlara teslim etmişlerdir . Birçok Türkün akıbeti halen meçhul .
Bu olay , ayni zamanda şunu ortaya koyması bakımından da çok önemli . Kendini korumaktan aciz olan ve adada turist olarak görev yapan bu birlikten medet umarak yardım beklemenin sonucu çok ağır olmuş . Binlerce Türk bunlara güvenerek sığınmış ve sonuçta Rumlara teslim edilmişlerdi .
Dün yazıyı yazarken Bakanlar Kurulu toplandı .
Ahali merakla , Elektrik tarifeleri ile ilgili yeni kararları beklemekte . Sadece hane halkı değil , ayni zamanda narenciyeci , hayvancı , esnaf , sanayici vs . hep yeni kararları beklemektedir .
Çünkü elektrik düğmelerine dokunmak bir yana , yakınından geçmede bile halk büyük bir korku içinde . Bir an evvel bu konu halledilmeli . Belki bu Bakanlar Kurulu kararları içerisinde bununla ilgili karar da üretilir .
Sn. Üstel’in , ateşten gömlek giydik yollu açıklaması bence eksik .
Buna ateşten torba giydik cümlesi daha uygun olur kanısındayım .
Siyaset kurumunu yönetmenin her geçen saniye daha da zorlaştığını görmekteyiz .
Bu iş çok zor zanaat .
Şimdi bu iş , Sn. Ünal Üstel’in usta ellerinin arasında hedefe götürülmeyi beklemektedir .