Güneyde seçimlere 3 ay kala , Kıbrıs’la ilgili olarak Anastasiadis’in ve yeni seçilen Başpiskoposun açıklamaları ve bu açıklamaların içerisinde , istemleri de yer almıştır .
Crant Montana’dan sonra çöken müzakereleri , çöküntüden kurtarmak için , Anastasiadis’e bu konuda büyük bir şevk gelmiş , yeniden müzakere masasına dönülmesi için büyük bir gayret içerisine girmiştir .
Bu hareket tarzı , paçalarının tutuştuğunun bir alameti olsa gerek .
Nasıl tutuşmasın ki ?
Hele hele Sn. Erdoğan’ın , BM Genel Kurulunda KKTC’nin tanınması talebinde bulunması , tutuşmayı daha da alevlendirdi .
Maraş’la ilgili yeni alınan kararlar da alevlerin yükselmesine yetti .
Anastasiadis’in oluşturmaya çalıştığı , masanın malzemesini mevta haline getirdikleri , kendilerine göre sözde Federasyonu , mezardan çıkarıp canlandırmak ve tekrar Türk tarafına sunmak .
Canlandırmaya çalıştıkları sözde Federasyonun içeriğinde , adil ve yaşayabilir, Türk tarafının isteklerine cevap verecek , yeni unsurları da eklediler mi ?
Onu bir irdeleyelim .
Giderayak , Anastasiadis efendinin yaptığı açıklamaya ve Rum halkından isteklerine bir bakalım .
Kendisinden sonra gelecek olanın da harfiyen şaşmayacağı , kırmızı çizgilerini de açıkladı .
Bunların içinde , Kıbrıs Türk Halkının adada var olmasını gerektirecek unsurların , buldozer gibi üzerinden geçerek . Adada var olma geleceğinde, büyük bir olumsuz olgu yaratmasına da sebep olmuştur .
Adada Kıbrıs Türk Halkının var olma nedeni olan garantilerin ve Türk askerinin varlığının son bulması . Egemenliğin sadece çoğunlukta bulunan Rum halkında olması . Türk tarafına veto hakkının verilmemesi gibi adada Türklerin var olmalarını sağlayan unsurlardan yoksun olmalarını .
İki bölgeliliği ortadan kaldıracak olan AB müktesebatının uygulanmasını istemeleri . Güneyin değişmeyen zihniyetini ortaya koymaktadır .
Güneyde , Başpiskoposun ölümü üzerine seçilen yeni Başpiskopos da gelir gelmez , ayak üstü yaptığı açıklamada . Bir öncesi gibi şakıyarak , kilisenin Kıbrıs politikasını ortaya koydu .
Yani değişmeyen bir şey yok .
Yahni gitti . Pilaki geldi .
Kıbrıs Türk halkı için bidayette ne düşünülüyorsa , hepsi sıralanmış .
“Azınlık Hakları .”
Giderayak , Anastasiadis’e , eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’tan , çok sert eleştiri geldi .
Anastasiadis’i çözüme odaklı olmamakla suçladı .
Buna bağlı olarak da , Türkiye’nin değişen Kıbrıs politikasını eskiye döndürmek için çok çalışılması gerektiğine de vurgu yaptı .
Ayni tavrı , kendisine karşı da sergileyen Hristoyu , es geçmesi , dikkatlerden kaçmadı .
Sn. Tatar’ın , eski Sağlık Bakanı Eşref Vaizle yaptığı , ayak üstü sohbetle ilgili olarak , kamu oyunda büyük etki yaratan açıklaması ile yaptığı yeni açıklamada .
Sn. Tatar’ın Federasyonla ilgili basında çıkan haberler karşısında , öyle bir şeyin söylenmediğini . Yanlış anlama olduğunu belirtti .
Sayın Eşref Vaiz’in açıklamasından satır başları :
“Ersin Tatar ile sohbetimizde , kendisi bana üstüne basa basa Federasyona karşı olduğunu , iki devletli çözümü savunduğunu söyledi . Yanlış anlamları düzeltir, tüm kamu oyuna duyururum . “
Böylece , Sn. Vaiz , Sn. Tatar’la arasında geçen ve kamu oyunda rahatsızlığa yol açan yanlış anlaşılmaları , düzeltmiş oldu .
Böylece , Sn. Tatar , bu konuda rahatlamış oldu .