ZEMİN Mİ DEDİNİZ

Güney Kıbrıs Rum kesiminin , en son seçilen lideri , devirdiği masayı tekrar dört ayak üstüne oturtmak için canını yiyor .

Güney Kıbrıs Rum kesiminin , en son seçilen lideri , devirdiği masayı tekrar dört ayak üstüne oturtmak için canını yiyor .
Bu canını yeme hareketinin içinde , Sn. Erdoğan’la görüşme isteğinin var olmasının arkasında yatan sinsi düşünceyi , irdelemeye çalışacağım .
Crant Montana’dan sonra , görüşme zemininin ortadan kalkması ile Türk tarafı yeni bir görüşme vizyonu açıklayarak . Federasyon görüşmelerine son verildiğini . Egemen devlet statüsünün tanınması ile görüşme masasına oturulacağı , ilan edilmişti .
Bütçe görüşmelerinde , Türkiye’de , Savunma Bakanı Sn. Güler , KKTC’de de Dışişleri Bakanı Sn. Ertuğruloğlu , bunu açıklamışlardı .
İki Bakanın açıklamaları da örtüşüyor .
İstanbul’daki çalışma ziyaretinde , Sn. Erdoğan’ın bunu teyit ettiği de basına sızan haber oldu .
Yani açıkçası , Türk tarafı yeni vizyonundan vazgeçmiş değil .
Gelelim Rum tarafındaki savunulan vizyona .
Rum tarafı , 2‘ci Niko’nun katkıları ile devirdiği federasyon dirabezasını (masa) tekrar hayata geçirmeye çalışıyor .
Yani Rum tarafının görüşü , federasyon görüşmelerine devam .
İki taraf arasındaki görüşler , yukarıda yazdığım gibi , ne bir eksik , ne bir fazla .
Rum tarafının baskısı ile , BM GS Guterres , şahsi bir temsilci atayarak . Görüşme zemininin olup olmadığını araştıracakmış .
Bu konuda , yani atanma konusunda , iki taraf hem fikir kalarak , onay verdi .
Türk tarafı , bu atamanın , bilamüddet olamayacağı tezinden hareketle . Altı aylık bir süreyi , Genel sekretere kabul ettirdi .
Atama kararı alındıktan sonra , altı aylık sürenin , gerektiği kadara çevrilmesi için , Niko büyük bir kulis içerisine girdi .
Bunu başaracak mı ? zaman gösterecek .
Niye , görüşme dirabezasını , tekrar kurulacak gibi gösterme gayreti içendedir , bizim Niko ?
KKTC’nin tanınmasından korktuğu için .
Temsilcinin atanması ile , dünyaya öyle bir hava basmaktalar ki , federasyon zemininde görüşmelere , başlamanın arifesindeyiz gibi . Türk tarafının , federasyonu görüşeceği ve tanınmadan vazgeçtiği algısını yaratmak için .
Sn. Erdoğan’la görüşme isteği de buna dayanmaktadır.
Bütün oyun bu .
Aslında Rum ve Yunan tarafı , hiçbir zaman federasyondan yana olmamıştır .
Görüşmelerde hep zamana oynamış ve yarattığı statükodan yararlanmaya devam etmiş ve etmektedir .
Şahsi temsilci Maria Angela Cuellar , 1 Ocak 2024 ‘te resmen göreve başlayacak .
Görevi de iki taraf arasında görüşme zemininin olup olmadığıdır .
Bu zemine bir bakalım .
Tabii , Rum tarafına göre zemin :
Federasyon zemini.
Bir bakalım , bu zemin nerede .
68 ‘den 74 ‘de kadar , Rum tarafı bu zemini kullanarak , zamana oynadı .
Bu zeminin gerçekleşmesini gönülden istemiş olsalardı . Cenevre’de Kantonal Federasyon teklifini , kabul ederlerdi .
Yanıt OHİ .
Arkasından , Annan Planı geldi .
Bu Plana bakılırsa , Türk tarafı çok büyük tavizler vererek , plana evet dedi .
Rum tarafı sandıktan yine OHİ’yi çıkardı .
En son , Crans Montana’da , garanti sisteminin masaya getirilmesine karşın “ masayı devirerek “ yine OHİ dedi .
Bu üçüncü OHİ , pahalıya mal oldu .
Türk tarafı da , Federasyona OHİ diyerek , yeni vizyonu ile ortaya çıktı.
Evet , iki tarafın da dayandığı zemin , yukarıda izah ettiğim gibi .
Şahsi temsilci Maria hanıma , bu işte , kolay gelsin demekten başka söz bulmakta , güçlük çekiyorum .

Bu haber 1195 defa okunmuştur

:

:

:

: