ORMANDA YALNIZIZ

Orman bize neyi, neleri ifade eder?

Orman bize neyi, neleri ifade eder? Bildiğimiz ağaçlık olan yerle ruhsal dünyamızdaki ormanla benzerlikler nelerdir? Yaşamda her insan, varoluşu süresinde belli evrelerde ormanda kaybolur mu? Ormanda kaybolmak, düz yolda yürümekten daha mı iyidir; daha mı kötüdür? Ormanda kayboluşumuzun sonunda öğrendiklerimizi nerelerde ve nasıl kullanırız? Siz, ormandaki kayboluşunuzu yaşamak ister misiniz? Buna var mı cesaretiniz ya da böyle bir durum için çıkış planınız?
Yılbaşı Düşüncesi
Yılbaşındaki süslerde, tebrik kartlarında, görsellerde, filmlerde, reklamlarda; hatta giysilerimizde bile yeşil renginin tonlarını kullanıyoruz. Ormandaki çeşit çeşit ağaçları kullanıyoruz. Yeni seneyi, tek başına, tek renk olmasa da yeşille birlikte karşılıyoruz. Yeşil, şifanın rengidir, sevginin rengidir. Bu renk, barışçıldır, sezgiseldir, bizi sarıp sarmalayan yemyeşil olumlu enerji dolu bir toptur. Kalp çakramızın rengi altın sarısı ya da yeşildir. Bunu biliyor muydunuz? İlginç değil mi? Ben de ilk duyduğumda çok şaşırmıştım. Ne yalan söyleyeyim; artık hiçbir şeye şaşırmıyorum. Gelen bilgileri sevgiyle kabul ediyorum. Siz de öyle yapın. Neden mi? Çünkü, size gelen bilgi, boşuna değildir. Bir yerde ihtiyacınız olandır. Siz, hazırsınızdır.
Orman Motifi
Ormanla uyum içinde olmak, mevcut olumsuz durumları olumlu hale getirebilmek için önemlidir. Ağaç, yer, su, ateş, gök, dağ, mağara… ruhsal ve kişisel gelişimimiz için bulunmaz fırsatlardır. Ağaç motifi, mitolojik dönemden günümüze kadar çeşitli anlatılarda kendini gösterir. Mitolojik düşüncede ağaç, koruyucu ve merhametlidir, kutsaldır, ata ruhlarının makamıdır.
Çocukluğumdaki Orman Hatırası
Çocukken ağaçların nasıl büyüdüğünü incelerdim. Onların da bizim gibi capcanlı olduğu bilincindeydim. O kadar mükemmellerdi ki hiç kusur bulamazdım. Çünkü, benim dünyamda insan olsun, hayvan olsun, ağaç olsun benim gözümle mükemmeldi. Tabii ki şimdi de öyle. Mükemmel olmak nedir? Kim mükemmel; kim değil? Bu soruların yanıtını bile düşünmek, tamamen delilik, saçmalık. Ağaçlar da bizim gibidir. Onların da sağlam büyüyebilmek için, yukarıya doğru yükselmek için desteğe ihtiyaçları vardır. Büyüdüler mi artık kimse onları tutamaz. Bir yaşa kadar idare edilmeliler. Sonrasında, onları da bizler gibi mucizelerle dolu bir yaşam bekler. Yollarını çizerler ve onları kimse tutamaz. Çocukluğumda abimle ormana gider, mağaralarda kendimize yer yapar, o yüksek yerlerden yağmurun güzelliği eşliğinde ağaçları seyrederdik. Kocaman, yusyuvarlak mağaralarda mum yakar, kendimizi güven çemberine alırdık. Dışarda da yağmurun ağaç dallarına çarpan damlalarının sesini dinlerdik; yaşamın var olduğunu duyumsardık. Yaşasın orman, ormanın içerisindeki canlılar ve tabii ki bizim o çocukça saflığımız!
Yapayalnız Olmak
Benim için orman, yaşadığımız bu dünyayı temsil ediyor. Ormanda her kayboluşumuzda yepyeni bir ders öğreniyoruz. Ders çıkarmaksa amacımız, ormanda korkusuzca yürüyelim! Karşımıza belki de kurtlar çıkacak belki de çalılıklar ayaklarımızı, ellerimizi, yüzlerimizi çizecek. Bırakın çizsin, bırakın kurtlar korkutsun. Çizikler, deneyimlerimizi gösterecek; korkular, başarılarımızı. Ormanda cesaretle yürürken başlangıcın sonunu da kavrıyoruz. Sona geldiğimizde de başka bir zamanda yeni bir başlangıç yapıyoruz. Hep bu döngü içerisinde dolanıp duruyoruz. Önemli olan, ne kadarını anlamlandırabiliyoruz ya da neleri alıp yolumuza devam edebiliyoruz? Korkmadan, sürekli ileri doğru devam edin. Göreceksiniz ki daha mutlu, daha rahat, daha huzurlu, daha bilinçte ve daha sevgilisiniz.
Tüm okurlarıma iyi seneler diliyorum.


Bu haber 940 defa okunmuştur

:

:

:

: