BM GS ‘nin şahsi temsilcisi Atina’dan sonra , Ankara yolcusu .
Güney , şahsi atamanın , resmi atamaya dönüştürülmesi için , olanca ağırlığınca bastırmaya devam ediyor .
Müthiş , kulis faaliyetlerinde bulunuyor .
Ne için mi ?
Adanın , yeniden birleştirilmesi için .
Birleşme ile birlikte , Kıbrıs Türk halkına azınlık hakları verilerek , sözde Kıbrıs Cumhuriyetine yamalamak .
Bu propagandayı da , ne söylersek söyleyelim , iyi beceriyorlar .
Katliama tabii tutulan , Kıbrıs Türkleri değil de onlarmış gibi , Kıbrıs Türküne muamele yapılıyor .
Sırası ile , batılı emperyalist ülkelerin yetkililerine , demeç üstüne demeç veriyorlar .
Hatırlanacağı gibi , İngiliz yüksek komiseri de bu kervana katılarak , yaptığı açıklama ile , iki tarafın tepkisini çekmişti .
Türk tarafının masaya gelmesi için , teşvik edilmesi cümlesi , güneyde kriz yarattı . Komiser bakanlığa çağrılarak , izahat istendi .
Ayni tepki , kuzeyden de geldi .
Sıddık efendi ne camiye , ne de kiliseye yaranabildi .
Kıbrıs konusunda , denge politikalar , artık geçer akçe olmaktan çıkmıştır .
ABD ise , tam Rum yanlısı açıklamalarına , devam etmektedir .
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Jashua Huck da , bu peşrev havasına katılarak , Rum tezine destek verdi .
Taraflar , güç dengelerini güçlendirmeye , devam etmektedirler .
Geçen günlerde , TBMM Savunma Komisyonu üyeleri , KKTC’ye ziyarette bulunarak . KKTC makamlarının , iki devletli çözüm tezine destek vermişlerdi .
Komisyon Başkanı Sn. Akar .
Bu desteği , şu sözlerle dile getirmişti .
Kıbrıs , Türkiye için milli bir davadır . İki eşit egemen devlete dayanan bir anlaşma vurgusu , tekrarlanmıştır .
Peşrev havası , devam etmekte .
Minderde , sadece , Maria hanım . Hakem durumunda desem , o da değil .
Daha , el ense , pozisyonuna geçilmemiş .
Geçilir mi ?
Maria Hanımın , Ankara ziyareti ile , bu açıklığa kavuşacaktır .
Tabii .
Ankara’ya , Türk tarafının mindere çıkması için , baskı ve teşvik yapılıp yapılmadığı , belli değil .
Amma .
ABD’nin bakan yardımcısının açıklaması , ABD’nin Ankara’ya bir baskı unsuru olarak algılanabilir mi ?
11 Şubat’ta , Almanya Cumhurbaşkanı , Steinmeier , güney Lefkoşa’ya resmi bir ziyarette bulunarak , destek kervanına Almanya’yı da dahil edecek .
Öyle görülmektedir ki , bu kervan uzayıp devam edecek .
Batılı emperyalist güçleri , bu kervana sürükleyen güney . Öyle görülmektedir ki , KKTC’nin tanınma yolunda yaptığı girişimlerden , büyük bir endişe ve rahatsızlık içinde olduğunun , tasviri değil midir ?
Bu , sürdürülen kampanyalar , girişimi takozlamak değil midir ?
Türk Devletleri Teşkilatına , gözlemcilik bile , güneyi fena halde sarstı .
Güney ve hempalarının , son umut kapısı , Ankara .
Ankara , bu umudu , güney açısından gerçeğe dönüştürür mü ?
Yoksa .
Umudu , umutsuzluğa mı dönüştürür ?
Yoksa , ne siyah , ne beyaz denilerek .
Gri renk mi , öne sürülür ?
Maria Hanımın Ankara ziyareti ile bu ortaya çıkacaktır .
Bu bir varsayım .
Bana göre , mümkünatı yok .
Peki ne olur ?
Güney , statükodan yararlanmaya devam eder .
Kuzey ise , ambargolar altında varlığını devam ettirir .