Tatar, Holguin’den, doğrudan uçuş, doğrudan ticaret, doğrudan temas açılımı talebinde bulunduğunu aktararak, “Bu açılım yapabilseydi masaya oturulabilirdi.” dedi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Holguin ile görüşmesi ve Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin yürütülen çalışma hakkında açıklamalarda bulundu. Tatar, “Holguin, ortak zemin olmadan tarafları müzakere sürecine sürüklemeye çalıştı” dedi.
Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’den 3D (doğrudan uçuş, doğrudan ticaret, doğrudan temas) açılımı talebinde bulunduğunu aktararak, “Bu açılım yapabilseydi masaya oturulabilirdi.” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, ortak zeminin yeni milli siyasetin gereği olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün teyidi ile mümkün olabileceğini vurguladı.
“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” Avrupa Birliği üyesi olduğunu ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ortadan kaldıracak bir yapıyı kabul etmeyeceğini anlatan Tatar, masaya Rumların “cumhuriyet” Türklerin “cemaat” olarak oturmasını ise kendisinin kabul etmeyeceğini söyledi. Tatar, devlet olarak eşitliğin kabul edilmesinin önemine vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının tek hedefinin Türkiye’yi adadan çıkarmak olduğunu söyleyerek, Türkiye’nin garantörlüğünün sona erdiği bir coğrafyada Kıbrıslı Türklerin varlığını sürdürebilmesinin mümkün olmadığını anlattı.
Holguin’in farklı çevrelerle görüşmesine tepki gösteren Tatar, Holguin’in halkın yönelimlerini “kapı kapı dolaşarak” ölçmeye hakkı olmadığını söyledi, bundan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Tatar, Holguin ile son görüşmesine de değinerek, 60 yıldır çözülemeyen Kıbrıs meselesinin Holguin’in “sihirli değnekle” çözeceği bir mesele olmadığını belirtti.
Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in Rum basınına yaptığı bazı açıklamaları değerlendirdi. Holguin’in, “Tatar’ın üçlü görüşme teklifini reddetmesine şaşırdığı” yönündeki ifadesine yanıt olarak Tatar, şu an ortak zemin olmadığını ve ortak zemin olmadan görüşmenin anlamsız olacağını kaydetti.
Holguin’in BM Genel Sekreteri’nin Özel Temsilcisi değil Kişisel Temsilcisi olduğunun ve görevinin görüşme sürecinin başlaması için ortak zemin olup olmadığını araştırmak olduğunun altını çizen Tatar, “Ortak zemin, 27-29 Nisan 2021’de Cenevre’de ortaya koyduğumuz yeni anlayışımızın, yeni milli siyasetimizin gereği egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyidi ile mümkün olduğudur. Şu anda ortak zemin yok, çünkü karşı taraf iki bölgeli iki toplumlu federasyon anlayışındadır. Bizim anlayışımızla onlarınki arasında fark var.” diye konuştu.
İki taraf bir ortak zeminde buluşabiliyorsa müzakere sürecinin başlayabileceğini söyleyen Tarar, Holguin’in işi zorlamaya çalıştığını, ortak zemin olmadan tarafları müzakere sürecine sürüklemeye çalıştığını ve Kıbrıs’ın gerçeklerini anlamadığını kaydetti.
Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile yaptığı ortak basın toplantısındaki “Kıbrıs sorununun Ada'daki gerçekler temelinde adil, kalıcı çözüme kavuşturulması mühimdir.” sözlerine de işaret ederek, Kıbrıs’ta iki ayrı halk, iki ayrı demokrasi, iki ayrı devletin ülke gerçekleri olduğunu vurguladı ve Erdoğan’ın da “egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüyü” kastettiğini söyledi.
Tatar, “Kuzey’deki devleti tanımıyor olabilirler. Ama kim inkar edebilir buradaki devletin varlığını? Kurum ve kuruluşlarıyla, demokrasisiyle, yargısıyla, yasamasıyla, yürütmesiyle, her türlü mekanizmalar, fonksiyonlar çoğu devletten daha kökleşmiş, daha yerleşmiş şekilde bizim devletimizde var.” dedi.