AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin bazı ülkelerle münhasır ekonomik bölge anlaşmaları yapmasına tepki gösterdi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin bazı ülkelerle münhasır ekonomik bölge anlaşmaları yapmasına tepki gösteren Çelik 'Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu tutumu açıkça işgalci bir yaklaşımdır.' dedi.
Ömer Çelik şunları söyledi: “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bilindiği üzere bazı ülkelerle münhasır ekonomik bölge anlaşmaları yapmaktadır. En son Lübnan ile böyle bir anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşma baştan sona hukuksuzdur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yaptığı şey tamamen işgalciliktir; başka bir şey değildir. Bu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını gasp etme girişimidir.
Şimdi, tabii ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yok saymaya, Türkiye’yi görmezden gelmeye çalışan hiçbir yaklaşımın burada bir geleceği olmayacaktır. Bunu net bir şekilde ortaya koyuyoruz.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu faaliyetlerini yakından takip ediyoruz. Son zamanlarda Rum kesiminin, sadece Rumların yaşadığı bir bölge olmaktan çıkarılarak bazı ülkelerin askerî üssü ve karargâhı hâline getirilmeye çalışıldığını da görüyoruz. Bunlar beyhude çabalardır.
Bu konu Lübnan’da da tartışılmaktadır. Çünkü söz konusu anlaşma, Lübnan’ın deniz yetki alanları açısından ciddi bir kayba yol açmıştır. Bu nedenle Lübnan siyasetinde de “Bu neden ortaya çıktı?” soruları sorulmaktadır. Bazı yorumcular, Avrupa Birliği’nin 1 milyar avroluk bir yardım paketi üzerinden bu sürecin şekillendiğini ileri sürmektedir. Biz böyle bir kanaat ortaya koymuyoruz; ancak Rum kesiminin, söz konusu 1 milyar avroluk yardım paketi üzerinden Lübnan’ı istismar etmeye çalıştığı yönünde değerlendirmeler yapılmaktadır.
Önümüzdeki dönemde Avrupa Birliği Konsey Dönem Başkanlığı’nı üstlenecek olan Rum kesiminin, bu işgalci yaklaşımını tüm Akdeniz’i kapsayan bir “Akdeniz anlaşması” şeklinde genişletmeye çalışacağına dair bazı haberler de çıkmaktadır. Bunu açık ve net bir şekilde ifade edelim: Bu bizim açımızdan gayrimeşrudur.
Avrupa Birliği, yıllarca Güney Kıbrıs Rum kesiminin şımarıklığına direnememiş, bu şımarıklığın peşinden sürüklenmiştir. Ancak gelinen noktada bu tutum, yalnızca Güney Kıbrıs Rum kesiminin şımarıklığı olarak kalmaz; Avrupa Birliği’nin güvenlik mimarisinin ana kolonlarına ağır bir darbe vurur.
Biz hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarının yok sayılmasına asla müsaade etmeyiz hem de Türkiye’nin bu şekilde görmezden gelindiği bir tabloyu kabul ederiz ne de bunun hayata geçirilmesine izin veririz.
Bu vesileyle şunu da kayda geçirmek isterim: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Akdeniz’deki yetki alanlarını ve kendi egemenliği içindeki sahaları yeniden belirleme ve ilan etme hakkına her zaman sahiptir. Birleşmiş Milletler kararlarının da açık bir şekilde ortaya koyduğu üzere, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu tutumu açıkça işgalci bir yaklaşımdır.”