ÇEVRE Mİ EKOLOJİ Mİ?

“Bilim ve Doğa dönüşümü sever. Yaşam ile Ölüm arasındaki ince çizgi, bilimin döngüsel sıçraması için gerekir. Mutlak ya da son diye bir şey yoktur. Bilimin, ikilemlerin var olduğu çatlaklardan süzülerek hareket ettiğini söyleyebiliriz. Doğa, kendini sürekli yenilerken bazı kuramların entropiye uğramasıysa; kaçınılmazdır. Artık, yeniye merhaba demenin zamanı geldi, yenilenen doğaya ve kuramlarına…” Tahir Çalgüner’in Çevre mi Ekoloji mi? kitabından.

“Bilim ve Doğa dönüşümü sever. Yaşam ile Ölüm arasındaki ince çizgi, bilimin döngüsel sıçraması için gerekir. Mutlak ya da son diye bir şey yoktur. Bilimin, ikilemlerin var olduğu çatlaklardan süzülerek hareket ettiğini söyleyebiliriz. Doğa, kendini sürekli yenilerken bazı kuramların entropiye uğramasıysa; kaçınılmazdır. Artık, yeniye merhaba demenin zamanı geldi, yenilenen doğaya ve kuramlarına…” Tahir Çalgüner’in Çevre mi Ekoloji mi? kitabından.
Tahir Çalgüner’i Seferihisar-Sığacık’ta Şiirli Pansiyon’da tanıdım. Sadece onu değil tabii. Eşini, güzeller güzelli, akıllı ve gelecek vaat eden kızını da beraberinde tanıdım, bildim. Sohbet arasında çevreyi de konuşurken doğal süreç içerisinde sohbetimiz bu yazıma, konu olan kitabına gidiyor. Benim de yazar ve okutman olmam, onun ilgisini çekiyor ve başlıyor üst üste sorular sormaya. Sorulara cevaplar bulurken kitabını merak ediyorum ve biraz araştırıyorum. İşte, Tahir Çalgüner kimdir? Kitabının konusu nedir? Bu kitabın bizi ilgilendiren tarafları nelerdir? Yazıyı okurken düşüncemizi çevre ve ekoloji sözcükleri üzerine yoğunlaştırmaya ne dersiniz?
Ekolojist Olmak
Şehir ve bölge plancısı Ph.D., Şehir Plancıları Odası Ankara şubesi eski yönetim kurulu üyesi. Ekolojist Tahir Çalgüner, planlama ve piyasası üzerine yazdığı kitap ve makaleleri var. ODTÜ yolları ve Ulaşım Ana Planı 2038 konusunu yaklaşık 4 yıldır takip ediyor. 2003 senesinde ‘Çevre mi Ekoloji mi?’ Nobel Akademik Yayıncılık tarafından basımı yapılan kitabıdır ve bu kitabı akademik kitaplar arasında yer alıyor.
Ekoloji ve Çevre Bilimi
Ekoloji ya da doğa bilimi, canlıların hem kendi aralarında hem de fiziksel çevreleri ile olan ilişkileri inceleyen bilim dalıdır. Ekoloji, canlıları birey, popülasyon, komünite, ekosistem ve biyosfer düzeylerinde inceler. Çevre bilimi, fiziksel bilimleri, biyolojik bilimleri ve bilgi bilimlerini çevre araştırmalarına ve çevre sorunlarının çözümüne entegre eden disiplinler arası bir akademik alandır. Çevre bilimi, Aydınlanma Çağı sırasında doğa tarihi ve tıp alanlarından doğmuştur.
Kitaptan Alıntılar…
“Bir süredir, bilinçli/bilinçsiz bir şekilde hem akademik yazında, hem de popülist, eklektik bir söylemle toplumsal yazında görülen, 'ekoloji' kavramını, 'çevre bilim' ile özdeşleştirme (eşitleme) çabası içinde olan bir akım; vizyonu olmayan, arkaik bir söylemdir. 'Çevre bilim' diye bir bilim dalı yoktur. 'Çevre'mizdeki (etrafımızdaki, muhit) her şey zaten 'bilim'in nesnesidir. Nesnesi, 'çevre' olmayan bir bilim dalı yoktur. Dolayısıyla bu durum, 'çevrebilim' adı verilen sanal bir söylemin meşruiyetine gerekçe yapılamaz. 'Çevre bilimleri' tamlaması, çoğul olarak kullanıldığında hemen hemen tüm temel ve uygulamalı bilim dallarını içine alır ve genel bir addır.
‘Çevre, Varlıkların Genel Adı. Biliminin Adı İse Ekolojidir’
“Ekoloji” nin Türkçe' ye 'çevre' diye çevrilmesi kavramsal düzeyde bir yanılgıya yol açıyor. Çevre; 'öze, esasa ilişkin olmama' durumunu anlatır. Nesnesi, sistemin kavranabilir bir bütünü olan her şey ekolojist bilim paradigmasının ilgi alanına girer. İşte ekolojiyi, indirgemeli pozitivist sosyal bilimlerden ayıran temel özellik budur. Bu bağlamda; “ekoloji' ve 'çevre' kavramları birbirinin yerine kullanılamaz.
Kaldı ki; ekolojist bilim paradigması söylemlerinin, çevreci düşünsel paradigmaya karşı başı her zaman bir adım önde ve dik olmuştur. Kısacası, 'çevrebilim', 'bilimsel' değildir. “İçeriği' olmayan bir biçimdir. Biyolojiyi de kapsayan bir bilim olan ekoloji; 'sosyal ekoloji' gibi bir alana da yayılım göstererek, yüzyılın en önemli farklı bir bilim paradigması ve toplumsal söylemi olma yolundadır.
Toplum Jürisi Önünde
Ekolojik düşünce; doğayı müzeci, salt koruma yaklaşımlarına teslim etmek değildir. Toplumsal kalkınma ve gelişmenin uzun vadeli iktisadiliğini de garanti altına alan yeni bir bilim paradigmasıdır. Bu bağlamda konuları üç büyük başlık altında ele alan eser üniversitelerde kabul edilemeyen görüşleri toplum jürisi önüne sunmaktadır.
‘Köklü Öğretilerin Özünde Sevgi ve İyi Niyet Var’
Bütün köklü öğretilerin özünde sevgi ve iyi niyet yatar. Bilinçten yoksun bir evrende yaşıyor olabilir miyiz? Lineer, bir bilim anlayışının ötesinde, eşyanın gerçek doğasını fark etmemizi sağlayan bir içgörü ve üst bilinç ile temellendirilmiş hologramik bilim anlayışı, ekoloji biliminin anahtar kavramıdır. Tanrı taşta uyur, çiçeklerde rüya görür, hayvanlarda uyanır, İnsanlarda uyandığının bilincine varır (Tao). Sevgi ve ruhsal bilinçle seyreltilmiş akılcı bir bilim vizyonu, eko-küre için bir umuttur.”
Sevindiren Haber
Hürriyet Gazetesi’ndeki haber: “Türk Dil Kurumu (TDK), Türkçe Sözlük' te “çevre bilimi” olarak geçen “ekoloji” kelimesini yeniden tanımladı. Türkçe Sözlük' ün yeni baskılarında “çevre bilimleri” ve “ekoloji” sözcükleri ayrı ayrı yer alacak.”
Kaynaklar:
https://www.hidropolitikakademi.org
https://tr.wikipedia.org
https://www.dr.com.tr
https://www.hurriyet.com.tr


Bu haber 176 defa okunmuştur

:

:

:

: