Yunanlı yetkililer .
Hamileri tarafından , hava kuvvetlerini güçlendirmek ve Türkiye’nin gücüne karşın , üstün bir duruma gelmesi için silahlandırdıkları Yunanistan . Şımarıklığına, kucağa alınmış çocuk gibi davranmaya , devam ediyor.
ABD tarafından verilen , F- 35 savaş uçakları karşısında .
Bazı milletvekilleri .
“ Ankara ya kadar gideriz “ demek küstahlığında bulunmuşlardı .
Tabii bu küstahça açıklama ile , kucağında oturduklarından güç alarak , Ankara’ya meydan okumayı sürdürmektedirler .
Hayallerinden , Ankara’yı , hala daha silmediler .
1922‘ nin hayali ile yaşıyorlar .
Bin bir yokluk içindeki Mustafa Kemal’in , büyük dehası karşısında , Ankara gırtlaklarında kalmıştı .
Anlaşılan , o zamanki yayılmacı politikalarından , vazgeçmiş değiller .
Lozan Anlaşmasına karşın , Ege’de , nerede ise tüm adaları silahlandırarak , Türkiye için büyük bir potansiyel tehdit oluşturdular .
Türkiye’nin müttefiki olan ABD de , bu uluslararası anlaşmaya ters düşecek hareketleri yapmaktan , çekinmiyor .
ABD’nin bölgedeki ulusal çıkarları , Türkiye’nin ulusal çıkarlarına ters düştüğü için , ayni ittifakın içindeki başka bir ülkeyi , Türkiye’ye karşı silahlandırmaktan da geri durmuyor .
Bunu ben söylemiyorum , düşen kalkan , Biden söylemişti .
Türkiye için , başka ne demişti ?
“Sıkıntılı müttefik .”
Türkiye’ye verilecek olan F-16’ nın , konusu . Büyük İskender’in düğümüne dönüştürüldü .
Amaç , Türkiye’yi savunmada güçsüz kılıp , Yunanistan’ın hava üstünlüğü sayesinde , haddini bildirmek .
1922 , Ankara özlemini gidermek .
Yunanistan yöneticileri , bu ham hayal içerisindeler .
Ne yazık ki , sözde müttefik de , onları destekler pozisyonunda .
Aslında , müttefikliğinin , sözde olduğunu , ABD Başkanı Jhonson’un , İnönü’ye 1964’ te gönderdiği mektupla , ilan etmişti .
Bu mektup karşısında , bazı tedbirler alınmış .
Fakat , yeterli olunmamıştı .
Haşhaş ekiminden sonra da , iş ciddileşmişti .
PKK olayından sonra , iş daha da kavranılmış ve müttefikin , nasıl bir müttefik olduğu ortaya çıkmıştır .
Gelişen , değişen ve oluşan yeni şartlarda , Türkiye hava sahasını güvence altına almak için , hava savunma sistemi oluşturmaya karar verdi .
Çelik Gök Kubbe projesini uygulamak için düğmeye bastı .
Bunu oluşturacak teknoloji ve hammadde , Türkiye’de var .
1977 Ecevit Hükümetinin Dışişleri Bakanı , Rahmetli Gündüz Ökçün Hoca ile bir röportaj yapmıştım .
Türk Ordusu , yedek parça sıkıntısı içinde idi .
Savaş uçaklarına , lastik tekerlek bulunamadığı için ciddi sıkıntılar vardı .
Yurdun , dört bir yanındaki sanayicilere ulaşılmış ve uçaklar için lastik tekerlek yapılmıştı .
O sıkıntılı ortamda , Gündüz Hoca şu espriyi , yapmıştı .
Keşke bu ambargo , çok önce konulmuş olsa idi .
Gelinen aşamada , Türkiye , gerçek müttefikin , sözde müttefikinin , kimler olduğunu anlamıştır ki .
Çelik Gök Kubbe hava savunması sistemi projesine ilaveten , 16’cı , ana hava jet üssünü de oluşturma kararı aldı .
Ege Ordusunu gerekçe göstererek , adaları silahlandıran Yunanistan’a karşı , verilen cevap bu olsa gerek .
Antalya-İzmir arasındaki Muğla ilinin Dalaman mıntıkası, bu üs için seçilmiştir .
Böylece , hem Ege , hem de Akdeniz , yani Mavi Vatan ile ana kara , daha da güvence altına alınmış olacaktır .
Çelik Gök Kubbenin oluşturulmasına karar verilmesi de , ABD‘ye karşı olan güvensizliğin , sahte müttefikliğin , bir tezahürü olsa gerek .
Savunma sanayi , çok kısa bir sürede , gelişmeler kaydetmektedir .
Ayni gelişmeler , ekonomiye de yansırsa , Türkiye , fevkalade bir duruma gelecek diye düşünüyorum .