BAFTA İKİNCİ HAREKATTAKİ RUM YUNAN MEZALİMİ

Bu gün , Türk Silahlı Kuvvetlerinin , ara verip tekrar başlattığı harekat , tarihe “ İkinci Harekat “ olarak geçmiştir .

Bu gün , Türk Silahlı Kuvvetlerinin , ara verip tekrar başlattığı harekat , tarihe “ İkinci Harekat “ olarak geçmiştir .
Ara verilen harekata , niye tekrar gereksinim duyulmuştu ?
İlk harekattan sonra , varılan ateşkes sonrasında , üç garantör , iki de Kıbrıslı Türk ve Rum temsilci , Cenevre’de , Birinci Cenevre Konferansı , BM gözetiminde yapılmıştı .
Taraflar ve BM , bir mutabakata vararak , imza koyarak , bir anlaşma manzumesini onaylamışlardı .
Buna göre , adada , iki otonom idarenin olduğu kabul edilmişti .
Biri Otonom Türk Yönetimi .
Diğeri de Otonom Rum Yönetimi .
Anlaşmanın diğer can alıcı noktası ise , Rum ve Yunan birliklerinin işgal etmiş oldukları Türk bölgelerinden , küllü çekileceklerdi .
Türk bölgeleri , Otonom Türk Yönetimine bağlı idarelerdi .
Rumlar ve Yunanlılar , işgali kaldırdılar . Türk bölgelerinden çekildiler .
Fakat .
Türk bölgelerini , her türlü muhasaraya tabi tuttular .
Bir nevi , kuşatılmış esir kamplarına dönüştürdüler .
8 Ağustos’ta , İkinci Cenevre Konferansı yapıldı .
Beş gün , görüşmeler devam etti .
Birinci konferansta kabul edilen , iki otonom idareyi güçlendirecek bir öneriyi, Türkiye masaya getirdi .
“ Beş Kantonal Federasyon .“
Rum heyeti buna karşı çıktı . Kabul etmedi .
Birinci konferansta , imza attıklarını da uygulamayarak . ikinci Cenevre Konferansını tıkamaya ve İkinci Harekatın kapısını açmaya neden oldular .
Gelelim , Baf Kasabasındaki vahşet ve caniliklerine .
Birinci Harekatta gelen talimat üzerine , silah ve teçhizat olmasına karşın , 21 Temmuz’da , silahların teslim edilmesi istendi .
Rum ve Yunan birlikleri , Türk kesimine girerek .
Yüksek binalarda , mevzilendiler .
Kişilerin , hangi evlerde oturduklarını , Birinci Cenevre Konferansının sonuna kadar tespit ettiler .
Yukarıda da , belirttiğim gibi , Birinci Cenevre’de kabul edilen anlaşmaya göre, Türk bölgelerinden çekilmeleri gerekirdi .
Türk bölgesinde sadece , barış gücü ve Türk polislerinin , patrol yaptıklarına şahit oluyorduk .
İkinci Cenevre , başarısızlıkla sona erip , TSK 14 Ağustos’ta , harekata devam edince .
Baf’ın Türk bölgesine , dört bir koldan girerek , daha evvel tespit ettikleri Türklerin , oturdukları evlere , öldürmek için karar verdikleri kişilerin , mahallelerine ( dar boğaza ) silahların dipçikleri ile vurarak götürüp katlettiler .
Bir çoğu , daha o mahalleye gitmeden , şehitlik mertebesine erişmişti .
Bu vahşet , hani bize garantörlüğünü öneren bazı gafillerin , Barış gücünün gözleri önünde yapıldı .
Meraklıları için söylüyorum .
O vahşeti yaşayanlardan , biri de benim .
Barış gücü askeri , o kadar azdı ki .
Bir çok vahşetin işlendiğini , görmedi .
Bunlardan bir tanesi de , polis çavuşu olan , İzzet Pamukoğlu idi .
Baf’taki Büyük Camiye götürülüp , kesici aletlerle , başı parçalanmıştı .
Ayni vahşet , dar boğazda da yaşandı .
Bunların katledilmesinin nedeni , Türk kimliğini taşımış olmalarıdır .
50 yıl önce , katledilen Türkleri , katledenlerin mentalitelerinde bir değişim oldu mu ?
Oldu , deyen varsa , aklına şaşar .
Yakıştırmayı yaparım .
“ Hadi sizi gafiller “ derim .
Bunlara başka ne denir ki ?
Bu haber 695 defa okunmuştur

:

:

:

: