BÜTÜNSEL SAĞLIĞIMIZI KORUMAK

Evrende ben kimim ve biz kimleriz?

Evrende ben kimim ve biz kimleriz? Sağlıklı olmak nedir ve bunu nasıl elde edebiliriz; ya da hep var da biz mi inanmıyoruz? Kendimizi sağlıksız duruma getiren bizzat kendimiz miyiz? Bireysel sağlığımız, bütünsel sağlığımız derken neyi/neleri kastediyoruz? Bireysel sağlığımızın olması bu konudaki bütünselliği de kapsamıyor mu? Biz, nasıl olmayı seçiyoruz? Sağlıklı-sağlıksız, sevgili-sevgisiz, mutlu-mutsuz, bireysel-bütünsel? Bence, her şeyin çözümü ben yerine; biz kavramını kullanmak ve ruhsal, bedensel, zihinsel denge üçlüsüne önem vermek.
Bütünsel Sağlık
Gerçek “sağlık” kavramına zihin ve ruh sağlığına dair unsurların da dahil edilmesi günümüz insanının kaçınılmaz ihtiyaçlarındandır. Bütünsel Sağlık basitçe, sağlığınıza etki eden tüm faktörlerin bir arada ve bir bütün olarak dikkate alındığı bir yaşam anlayışını tarif eder. Hastalıklara karşı gerektiğinde tüm klasik ve tamamlayıcı tıp yaklaşımlarını devreye sokan, temel öz bakım ve yaşam tarzı gerekliliklerini kapsayan, kişisel sağlık ve refah arayışıdır. Bütünsel Sağlık, bugün pek çok mecrada okuduklarınızın aksine, modern tıbbı reddetmez. Tersine, eldeki en iyi metodoloji ile kanıta dayalı geliştirilmiş koruyucu ve tedavi edici yaklaşımları uygulamalarının merkezine koyar. Bu yaklaşımları hasta yararına optimize edebilmek için kadim bilgiden köken alan geleneksel uygulamaları bu sürece dahil eder. En önemlisi de modern ve tamamlayıcı tıbbın sağlayacağı yararı belirgin ve sürekli kılabilmek için hastanın yaşam tarzında gerekecek davranışsal değişiklikleri tetikleyecek uygulanabilir, cazip ve kalıcı stratejiler geliştirilebilir. Bütünsel Sağlık, esasen bir farkındalık serüvenidir. Sadece vücudumuz değil; tüm çevremiz, yaşam alanımız, işimiz, etrafımızdaki insanlar, hobilerimiz, duygularımız, düşüncelerimiz ve evrende kapladığımız yerin anlamıyla ilgili bir farkındalığı kastediyoruz.
Hatice Özalp ve Sağlık Üzerine
Kalabalık ve çok güzel bir ailenin 7. çocuğu olarak 1979 yılında Mehmetçik’te doğdu. Kendinden büyük üç ablası ve üç abisi olduğu için kendisine yapacak çok bir şey kalmadığını düşünüp bol bol hayaller kurup, oyunlar oynayarak bir çocukluk geçirdi. Önce hayali olduğunu düşündüğü Veterinerlik Fakültesi’nde bir yıl okuduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ne geçti ve oradan 2002 yılında mezun oldu. Böylelikle, hayallerin değişebileceğini ya da aslında bizim zannettiğimiz hayalin aslında bize ait olamayabileceğini öğrendi. İlk eczanesini Mehmetçikte açtı. Sonrasında Girne’ye taşındı ve 2007’den beri Girne’de yaşayıp çalışmaktadır.
Tatlı Sert Bir Tepki
Mesleğe ilk başladığında “Geçmiş olsun amca, yine beklerim.” dediğinde tatlı sert bir tepkiyle karşılaşmış “Ne demek yine beklerim, hasta mı olayım kızım!” cevabını alınca bir şeylerin değişmesi gerektiğini anlamış.
Bütünsel Tedavi ‘Homeopati’
İnsanlar, hasta olduktan sonra onların hayatında olmak tabii ki kıymetli ve paha biçilmez; ancak hastalık öncesi ve sebepleri onu çok ilgilendiriyordu. Neden başı ağrıyor? Mide ağrısı nasıl bir ağrı? Korkunca mı ağrıyor, üzülünce mi ya da acı yiyince mi? Bunları sorgulamaya başlayınca herkesin cevabının farklı olduğunu fark etti. Anne olunca gazlı bir bebeğe çözüm arayan lohusa bir anne olarak hayatına farklı tedavi yöntemleri çıktı. Uzun bir süre lohusa kadınlara destek olabilmek ve anne sütünün önemini hatırlatmak için workshoplar düzenledi ve iki toplumlu derneklere katıldı. Homeopati ile yolu o zaman kesişti. Yan etkisiz, kişiye özel ve bütünsel tedavi olan homeopati çok ilgisini çekti ve şu an hala bir homeopati öğrencisi.
“Her Şey Hayalle Başladı”
Tüm bunlar gelişirken çocukları Denge ve Doğal altı ve dört yaşındayken eşiyle birlikte bir hayal kurup bir yıllığına dünya turuna çıktılar. Hatice, bundan “Büyük ihtimalle hayatımda yaptığım en güzel şey.” diye bahsediyor. Avustralya’dan başlayıp bir yılda dört kıta ve on sekiz ülke gezdiler. Karavanda, çadırda, otelde ve kalabilecekleri her yerde kalmayı deneyimlediler. Daha önce anladığımı sandığım, “Çocukları ve dünyayı anlamaya o zaman başlamış olabilirim.” diyor, Hatice. Gezmenin hem bizim hem çocukların üzerindeki etkisini şimdi onlar büyürken daha iyi anlıyorum. “Her sıkışıp kaldığımda ya bir geziye çıkıyorum ya da gezi hayali kuruyorum.” diyor.
Yine anne olduğu zaman çocuklarına sağlıklı yiyecekler, organik ev ürünleri ararken kendini eczanenin önce üst katına sonra da yan tarafına organik dükkân açarken buldu. Şu an adanın tek ve tam donanımlı organik dükkânın sahibi. Haftada iki gün yerli üretim organik, sertifikalı tavuk, sebze ve meyve gelmektedir. Dükkânda bir evin ihtiyacını karşılayacak hemen her ürün bulunmaktadır. Bir sene önce dükkânın içine açtığı organik kafe sayesinde düzenli olarak etkinlikler ve workshoplar düzenlemektedir. Kafe, başka insanların yapacağı etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.
Hobilerle Dolu Bir Yaşam
“Öğrenmeyi ve öğrendiklerini aktarmayı seviyorum.” diyor, Hatice Özalp. Doğayı çok seviyor. Kendini ‘Doğa Müzevircisi’ olarak nitelendiriyor. Çünkü, her an çevresinde kim varsa; onlara doğadan bahsediyor. Sonra, örneğin standa çıkıp kendi bildiği yolda gitmeyi seviyor. Kendine güveniyor; yolda tek başına, destekçisi yok. Yolunun doğru olmadığını anladığı anda geri dönebileceğini, bu konuda gurur yapmadığını söylüyor. Örneğin bir kitap, onu sürüklemiyorsa; o kitabı yarıda bırakabiliyor. Yazmayı, konuşmayı çok seviyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde bütünsel sağlık ve annelikle ilgili yazıları çıkmış. Farklı yerlerden davet aldığında da oraya konuşmacı olarak gidiyor. Gezmeyi de oldukça çok seviyor. Gezerken insanların sağlığa nasıl baktıklarını öğrenmiş ve burada da öğrendiklerini uyguluyormuş. Son dönemlerde, çocukların dünyasına girdiğini söylüyor. Bütünsel Sağlık Danışmanlığı yapmaktan büyük keyif alıyor. Tek istediği, bunu ekip haline getirip birazcık daha genişletmek.



Kaynak:
https://www.ihn.com.tr


Bu haber 197 defa okunmuştur

:

:

:

: